1876 yilinda kanunuesasi nin padisah tarafindan kabulu ve ilani birinci mesrutiyet in de baslangici oldu.ancak kanunuesasi gercekten mesruti ve anayasal bir sistem getirmis degildi.
osmanlı devleti kanun-i esasi ile ilk kez anayasal meclisli(parlamenter) sisteme geçişi sağlamış, sınırlı da olsa halk ilk kez yönetime katılım şansını elde etmiştir..
II. abdülhamit tarafından 1876 yılında kabul edilen ilk kanunu esasi, bir yıl sonra osmanlı rus savaşı bahanesiyle rafa kaldırılmıştır. 1908 askeri darbesiyle tahttan indirilen abdülhamit selaniğe sürülmüştür.
uzunca süre, Prusya anayasası denmiştir. ancak, Osmanlılar pekçok avrupai hukuk ekollerinden faydalanmışlardır. Tüm anayasaları sayfa sayfa önlerine almışlar, Gözden geçirmişlerdir. Daha çok Prusya ve Belçika sistemine yakın olmak kaydıyla, ortaya konmuştur. Padişah'a sürgün yetkisi verildiğinden, anayasa sayılmadığı da söylenir. Birey özgürlüğü, padişahca geri plana itilir. Oysa, devlet ve idarenin birey özgürlüğün sansürlemeyip, koruması gerekir. Mithat paşa "anayasa çıksın da ne olursa olsun!" deyip bunu kabul etmişe benziyor.. Ama anlaşılan o ki, hamid'e tanıdığı bu hakkın, ilk kurbanı da kendisi olmuştur.
23 Aralık 1876da Kanun-i Esasinin kabulü ile meşrutiyet idaresine geçilişi. seçme ve seçilme hakkına sahip olmayan ve devlet hizmetinde görev alamayan azınlıklar, Hıristiyanlar ve Ermeniler de Müslümanlarla eşit haklara sahip oldular. Hıristiyan ve YahudilerinMeclis-i Mebusana girmesi mutaassıp Müslümanları rahatsız etti. Bu durumu şeriat elden gidiyor din elden gidiyor ve hükümet dine aykırı kanunları Yahudi ve Hıristiyan mebusların isteklerine göre çıkarıyor demeye başladılar.