bugün

bu illet hastalıktan kurtulamayacağını bildiği halde devleti zarara sokmak kaydıyla yaptığı israftır.

hayır basit kanserler için tamam yani prostat kanseri, meme kanseri yada lösemi için ilaç kullan ama daha ağır bir kanser hastalığı için ilaç kullanmanın mantığı nedir arkadaşım?

hayır yani kemoterapiden çıktıktan sonra yolunmuş tavuğa döndüklerinin farkında değiller mi? ne zaman bir kemoterapik vaka görsem gülmemek için zor tutarım kendim.
Onların ilaçlara harcadığı parayla kaç aile doyar hesabı yok. Üstelik bir kısmının devlet tarafından karşılanmasını Da cabası.
En son bakanın verdiği parayı beğenmeyen kız da büyük ihtimal yaşayamayacak. O para ne oldu. Çöp, israf.
--spoiler--
troll nam mahlukatın yazdıklarını "ay işte milleti gaza getiriyo! tabu deviriyo!" çerçevesinde alkışlayan kitlenin embesilliğini ya da yapan zavallının (her görüş ve inanıştan) aslında muhafazakar bilinçaltının bağırsaklarını boşaltma biçimi olduğunu söylemek ortaya yeni bir şey koymak olmasa da bir çok kıt zekalının ıskaladığı bir gerçeğe parmak basmak açısından gerekli ne yazık ki.

güya trollenen konular hakkında yeni bir sözü olmayan troll, idealize edildiği şekilde varolduğuna inandığı sorunu, uçlarda bir kurmaca doktrinle meselenin her iki taraftan izleyicilerini ajite ederek aktüel hale getirmeye çalışan bir don quixote olamaktan çok uzaktır prensip olarak. ajite edilen konular bireyleri sürmenaj edecek kadar sık ve artık gına getirecek kadar çok tekrarlanmakta troll ve ona sözde tavır koyan kitlenin kitlesel kendinden geçiş sekanslarıyla yaşanan toplu histeri nöbeti, aslında varolan sorun hakkında ortak akıl'a yeni ya da çözüm odaklı hiçbir netice getirmemektedir. yaşanan sadece ve sadece sorunlu bir kişiliğin olabilecek en sapkın (altında çok derin cinsel yetersizlik ve/veya tatminsizlik ipuçları barındıran) şekilde ilgi açlığını gidermesidir.

troll denen yaratık cinsinin yaş, meslek, cinsiyet açısından genel bir profilini çıkarmak mümkün değilse de; mental olarak dışarıya (normal hayatında yakın çevresine yani) vermeye çalıştığı izlenimin aksine duyarlılık kaygısı taşımayan, kurallardan ve otoriteden korkan ama aynı zamanda dev bir egonun altında ezilmiş (kendi egosu veya anne, baba, eş gibi baskısı altında olduğu figürlerin egoları) bencil sosyopatlar olduklarını söyleyebiliriz. bu tipitiplerin en büyük paradoksları ise gerçek hayatlarında savunusunu yaptıkları ideallerin tam zıttındaymış gibi duran trolleme ediminde kullandıkları üslup, fikriyat ve hissiyatın aslında zihinlerinin gerçekten rahat ettiği asıl düşünsel iklim olmasıdır. yani başka deyişle; aslında trollerken gerçektirler. amerikalıların çok güzel özetlediği gibi "bazen her şey göründüğü kadar basittir"...

verişken hatun profili ile muhafazakar kitleleri, cinsellik odaklı muhafazakar eleştirileriyle sözde modernistleri galeyana getiren bir takım kifayetsizin tepkileri okurken ekran karşısındaki gülümseyen ve cinsel şehvet patlamasına yakınsamış tatmin ifadesi taşıyan yüzlerini hayal etmek zor değil. bu yaratıkların sattığı konular bazı değerleri erozyona uğratırken kendileri popüler olmanın keyfiyle mutluluktan uçmaktalar. moral ve etik altyapı içinse büyük ihtimalle bunun bir tür duyarlılık yaratma ve zihin tokatlama eylemi olduğunu savunmaktalar kendilerini şahsen tanıyanlara. ancak ortada dikkatle baktığımızda görünen tek şey kendi bokuyla oynayan ve bunun için aslında yaşı oldukça geçmiş toramanlar. üstelik bunu yaparken dışkının bağırsaktan çıkması için de sabredemiyorlar. parmak içerde ve son boğumuna kadar zorlanmış durumda belli ki... sinirlerin çok yoğun olduğu o bölgenin çok kurcalanması ise doğal olarak "delikanlıyı bozuyor".

bu ailesinin şu ya da bu şekilde şımarttığı, geçim vesaire sıkıntısı çekmemiş, yenmemiş yedirilmiş, giyilmemiş giydirilmi gürbüzlerin keşke değerlere ve "insan"'a saygıları olaydı da "ibne mibne ama bak duyarlı adam" diyebilseydik. ancak duayarlı oldukları tek yer anüs cidarları.onu da burada açıpgelene gidene parmaklatarak buna da sosyal deney ya da duyarlılık arttırıcı edim süsü vermeye çalışarak yaşayıp gidiyorlar. polyanna olmaya çalışırsak burda bu trollüğü yapmasalar komşuların çoluk çocuğuna hallenecek ya da kendi annelerini, sevgililerini, eşlerini kamuya açmaya çalışacak tipler bu gibi tosuncuklar. ama her ne kadar itibar görmeseler de yeterince tekrar realiteyi doğurur bu yüzden erdem sahibi insanların sahip çıktıkları değerlerin üzerinden anal (ona göre zihinsel, bana göre çikolata) mastürbasyon yapmalarından rahatsızım. bir yolunu bulup profesyonel yardım almalarını ve düzgün insanların sahip olduğu değerlerden uzak durmalarını öneriyorum...

son bir söz de bu tip insanlarla özel ilişkileri olanlara;

dost, arkadaş ya da sevgili bağlamında temasta bulunduğunuz bu tipler için ne kadar bahane üretirseniz üretin bu adamlar burada ne yazıyorlarsa o'durlar. ne eksik ne fazla. kendisi ne derse desin sapığı tasvir etmek adına bunca sapıklaşabilen biri hangi uçta olursa olsun normal değildir. dikkatli olun ve uzak durun bence. benden size bir abi tavsiyesi.
--spoiler--
erdoğan bayraktar ve yalakarının oksijen israfları kadar can acıtıcı değildir.
aslında kanserin tedavisi bulundu. kanser hücresinin cebine para sıkıştırmaktır.

(bkz: uykusuz kapak)
acaba bu başlığı açan gerizekalının ailesinde biri hiç bu illet hastalığa yakalandı mı? bu nasıl bi mantıktır ki insanların kurtulma ümidi ile kullandığı ilaca israf diyebiliyor. bu lafları söyleyenlerin ailelerinde aynı durum olsun biz yazalım böyle saçmalıkları bakalım ne hissediyorlar. terbiyesizlik ve cahillikten başka bir şey olamaz. bu kadar mı empatiden yoksun bi milletiz biz. yazık çok yazık.....
ne demişler çıkmayan candan ümit kesilmez. siz eşeğinizi sağlam kazığa bağlayın kurtlar yerse yesin. kanser hastası olan insanın ne zaman, öleceğini sadece allah bilir. bu insan yıllarca çalışmış sigortası devlete ödenmiş tabi ki devlet ilaç masraflarını karşılayacak. devletin görevi insanların maddi ve manevi huzura kavuşturmak. kanser, gibi illet bir hastalıkla dalga geçmeye gelmez, bir gün gelir sizi bulur aklınız kıçınızdan çıkar.
Gaybden sen asla göt kanseri olmicaksın başlık sıçmaya devam et teminatı alan troll söylemi. Bi bitin la.
akp mantığıdır. akp döneminde yapılan sağlık devrimi ile kanser hastalarının ilaçlarının devlet tarafından karşılanması kısıtlamaya gidilmiştir. her şey güllük gülistanlık.

(bkz: hamdolsun)
bunun trollüğü mü olur yahu? iyi madem, zaten öleceğiz. ne iş, ne meslek, ne de mutlu bir yaşam için çalışmalayalım, direnmeyelim koyverelim gitsin.
günde 1 milyon ekmeğin israf olduğu ülkede şaşırtmayan olaydır.
akılları sıra devletçi yorum yaptığını zanneden vicdansızların beyanıdır.

böyle başlık açan mallar için : (bkz: döl israfı)
o insanda hastalığın içten içe yayılışı ve sizin elinizden hiç bir şeyin gelmemesi kadar kötü bir şey yok, ilaç takviyesinin olmadığı bir tedavi yöntemininde yok bu illete karşı.

Kısacasi bu hiç kanser hastası yakını yada tanıdığı olmayan yazar söylemidir.
devletinin kanynaklarının israf olmaması için savunulması gereken durum.
kemoterapiden çıkmış insanı yolunmuş tavuğa benzetmek...

bu trollük değil, bu bambaşka birşey.

devletin kaynakları onun bunun cebine gideceğine ilaca gitse keşke...

ya da devlet devlet olsa da gdo'lu yiyecek yüzünden, nükleer santraller yüzünden, yerleşimin ortasına dikilmiş sanayiler yüzünden kanser olmasak.

devlet kaynağının israfını bilmem ama,

döl israfın neymiş gördük sayenizde.
döl israfının nelere kadir olduğunu gösteren tespit.

şimdi aynada gözlerine bak ve utan.
kanser ilacı almak israfsa, kanser ilaçları neden var sorusunu akla getirir.

o ilaçların bir çoğu o hastaların acısını dindirmek için, belki de son zamanlarını güzel geçirmeleri için.

bir çok döl israfının oldugu türkiye'de tüm malım kanser hastalarının ve onların ilaçlarına gitsin.
prezarvatif israftır diyen babanın yanılgısının ispatı.
nasıl olsa silinecek ama belirtmeden geçmeyeyim senin ben insanlığınında hayatınında aldığın oksijeninde amına koyayım şerefsiz.
yaşamak güzeldir. her canlının yaşamaya hakkı vardır ve bunu ilaçlarla da devam ettirebilir. böyle düşünen bir kişiye, az sonra bir otobüs çarpabilir, kimin ne zaman öleceği bilinemez.
savaşta mermi hesabı yapmak gibidir. "ama efendim, savaşta dahil ekonomik koşulları gözardı edersek amaca ulaşma konusunda hata yapmış oluruz" gibisinden düşünmeyi seven gerçekçi kafalar itiraz edecektir. ancak atladıkları bir hadise var: insan koşullarında istatistik tablolar, girdiler-çıktılar her zaman kağıt üstünde planlandığı şekilde gitmez. bunun psikolojisi, plasibosu, gazı, heyecanı var. kansere henüz çare olmadığı herkesin malumu. daha da ileri gidersek diyebiliriz ki, zaten kansere çare bulacak kadar hücre/dna dinamiğini çözsek neredeyse tüm hastalıkların kökünü kurutabiliriz. yani kanseri tam anlamıyla bitirmek demek bir yerde biyolojiyi bitirdik, yuttuk demektir. kanser hastası da biliyor bunu, doktoru da, devleti de, ilaç üreteni de.

ama insanlık olarak deniyoruz değil mi? nasrettin hoca'nın "ya tutarsa" çabasındayız; barikatın ardından göremediğimiz düşmana bir taş atıp generallerinin kafasını yaracağını hayal ediyoruz. "ben yeni bir ilaç deniyorum" aşkıyla moralini yüksek tutup kanseri yenebilen insanlar var, bunları yok sayamayız. eğer beyin böyle bir umutla vücudu onarıyorsa, kimyasal olarak belki hiçbir faktörü olmayan bir "ilaç" aslında kendi gücünün çok ötesinde bir sonuca götürüyor demektir. evet, ilaç firmaları hiç yoktan zengin oluyor gibi durabilir; ancak bu firmalara çalışan bilim insanları, bu alana aktarılan kaynaklar toplumun kansere olan ilgisini canlı tutuyor, yanlış olan yollar bir bir denenip eleniyor.

bu ve diğer insan nesilleri yine bu ve benzeri savaşlarda daha çok boş mermiler atacak, daha çok nesiller telef olacak, ama birgün bir şekilde bu savaş kazanılacaktır. atomun sırrı da akşamdan sabaha masrafsız çözülmedi. ne yapalım, madem uzaylılar gelip bize bu işin sırrını verecekmiş gibi bir ihtimal yok; o zaman bu işi deneye yanıla biz halledeceğiz.
bu vatandaşın bu başlıkta ve entrysinde yaptığı şey trollük değil. bunu bizzat düşünmüş ve evinde de "kimsenin söyleyemediği gerçekleri söylüyorum ben. toplumun buna ihtiyacı var" diyip kendisi ile övünüyordur. yazık. çok yazık. alınan beddua burdan cehenneme kadar yol olur sanırım.

- iyi ki- yakınlarında kanser hastalığını görmemiş bireylerin takınacağı tutumdur.
sen bunu kanserden yakını ölmüş birinin yüzüne söyle de seni oracıkta prostat kanseri etsin denilir böyle pembişlere!
Ölümü ensesinde hissetmemiş mahluk başlığı.
olmayan israftır. Az vicdanı olan veya ailesinde kanser olan birisi olan anlar israf olmadığını.