Hiç konuşmamak. Normal gibi görünür ama susar, susar, susar... Sessizliğin simsiyah dikenleri bütün tenine kalbinin ortasına saplanır. Nefes alamazsın, gözlerin dolar.
ilk 4 ay sürekli ağlayarak geçti, sonra evden taşınma ve tüm eski eşyaları atma kararı verdim, 2 haftadır ağlamıyorum, yeni eşyalar, yeni bir ev ve minimum anıyla hayatıma kaldığım yerden devam etmeye çalışıyorum.
her hafta kızımı almaya gittiğimde onu görsem bile artık içimi acıtamıyor.
7 yıllık evliliğin ardından depresyondan çıkmaya yavaş yavaş başladım *. Evet erkeğim, evet duygusalım, evet karımı hala severken terk edildim...
Şahsen kalbim kırıldığında kalbimi kıran kişiye karşı hiçbir tepki vermiyorum. Arkadaş ortamında wifi açıyorsunuz 5-6 kişi bağlanıyor ve aralarından bir tane çakal telefonu güncelliyor sizde onu fark edip engelliyorsunuz gibi düşünülebilir bu durum. Hiç bir tepkim hissiyatım olmuyor :/
Manzarası güzel bir yere * gidip Nuri Bilge Ceylan filmleri gibi saatlerce aval aval tek noktaya kilitlenip peşi sıra sigara yakıyorum. içimden de son ses küfür ediyorum. Sonra eve gelirken elmalı soda alıyorum, ne zaman canım sıkkın olsa anlamsız bir şekilde elmalı soda içiyorum. *
2 şekilde ayırıyorum: başkalarının mutsuzluğuyla kendi derdini unutabilen insan tipi kırılan kalbini onarmak için büyük ihtimalle neden kırıldıysa onun üzerinden veya dolaylı olarak minik intikam oyunları oynayacaktır. ikincisi kabuğuna çekilen tip. Masumdur duygusaldır makbul olanıdır. Ama aşırıya kaçırıpta kendini yıpratmamalıdır. Sevin onları.