80 öncesi yaşanan siyasi çalkantıların konu edildiği, işkence ile öldürülen ülkücü dursun önkuzu'nun da hayatına değinen, ismail hacıoğlu'nun müthiş oyunculuk sergilediği bir harika filmdir, kafes.
2015
https://galeri.uludagsozluk.com/r/1951062/+
Okuduğum en gerilim dolu roman diyebilirim. Hele ki akşam kimse yokken okuyunca gerçekten etkileniyor insan. Tavsiye ederim samimiyetimle söylüyorum ürktüm.
ileride almak istediğim bir roman. Korku gerilim türünün en iyilerinden. Güzel bir hikayesi var. Dışarı da bir katil var ama kimse açıklayamadan ölüyor. Biraz dedektif biraz gizem ile harmanlanmış kitap. Bakalım neler olmuş.
yorumları okuduğumda farklı anlam çıkardığımı farkettim roman.
bana göre insanların yönlendirilmesi ve şartlı koşullanma ile alakalı bir kitaptır.
insanlara gözünüzü açarsanız böyle olur diye tehdit saçılmış, ve insanlar buna uyarak gözünü açmamayı yeğlemiştir.
belki de istilacı dünyadışı varlıklar yoktur da insanları egemenlik altına almak isteyen bir grup insanları kandırmış, gözünü açana ağır ceza vermiş ve çoğunluğun kapalı göz ile yaşamaya zorunlu bırakılıp bunu normalleştirmesi sağlanmıştır.
Josh malerman ın 2014 tarihinde yayınlanan kıyamet sonrası bilim kurgusu.
Romanda anladığım kadarıyla farklı bir boyuta ait olan varlıklar dünyayı istila ediyor. Kitabın sonuna kadar bu yaratıkların tam olarak tasviri, nereden geldikleri ya da amaçları belirtilmiyor. Fakat onları gören herhangi bir kişi kafayı yiyip kendisine zarar veriyor ve intihar ediyor.
Kurgu bir anne ve iki çocuğunun direnişinden yola çıkılarak aktarılmış.
Konusu güzel olsa da çok fazla soru işareti var.
Orijinal adı (bkz: bird box) olan gerilim temalı josh malerman romanı. Kitap bir günde okunup bitirilebilecek kadar akıcı, çeviri güzel, konu olağanüstü ilginç ama kitabın sonu tam bir hayal kırıklığı.
--spoiler--
Kimileri romanın sonunun bize bırakılmasından hoşnut kalmış ancak bence bu güzel değil. Bu kadar merak uyandırıcı bir konuyu işleyip son sayfalara kadar gerilimi artırıp artırıp sonra hiçbir şeyi açıklamadan çekip gitmek olmuyor sayın malerman.
--spoiler--
Yani sonu zekice bir açıklamayla bitse tadından yenmeyecek ama sonunda bir şey olmadığı için vasat sayılabilecek roman.
Genc otcu tayfanin yeni takildigi taa anasinin a*minda bulunan mekan. Millet rahat rahat boklar cevirebilsin diye istanbul un merkezinde olmamasini tercih etmisler. Nasil gencler guzel mi elletmek tiklamak falan?
Josh Molerman'ın çıkardığı korku, gerilim türünde insanı farklı dünyalara götüren eserlerden biri.
Dışarıda bir şey var…
Görülmemesi gereken korkunç bir şey… Ona atılan bir bakış kişiyi ölümcül bir deliliğe sürüklüyor. Ne olduğunu ve nereden geldiğini ise kimse bilmiyor.
Öncelikle yazarın ürettiği dünyada tamamıyla bilinmezlik hakim.Ne kadar bilgi vermek istemesemde insanlar dış dünyaya gözleriyle bakamıyor.Camlarını battaniyelerle, kontrplakla kapatıyorlar hatta.Dışarıya çıkacaklarında da gözlerini kapatıyorlar.Sadece kulakları iş görüyor bu konuda.Konusu cidden çok değişik ve etkileyici.
Devamlı aklınızda soru işaretler kalarak okuyorsunuz romanı.Hep bir merak oluştuğu için bir anda bitiresiniz geliyor.
Ana kahramanımız maloire'nin ve iki çocuğunun hikayesini anlatıyor. Maloire hatta bu evrende büyütüyor çocuklarını.Kitapta bir yanda maloire'nin geçmişini bir yanda günümüzü anlatıyor.Olayları çok güzel götürüp Sonunda güzel bir yerde birleştiriyor yazar. Karakterimizin gelişiminide hissediyorsunuz gerçekten ve karakteri yaşıyorsunuz.Bir süre sonra ana karakter gibi düşünmeye başlıyorsunuz.Yazar gerçekten okuyucuyu içeri almayı başarmış bu konuda.
Olay örgüsü ve kişisel tahlilleri beğendiğimi belirtmeliyim.Kitapta 6-7 tane karakterimiz var ve hepsinin başından kötü olaylar geçmiş.Zaman ilerledikçe insan psikolojisinin ve fiziksel ihtiyaçlarının ne kadar acımasızca olabileceğinide gösteriyor ayrıca bize.
Sonu birazcık değişik bitsede bir oturuşta okunulacak ve zevk alınacak kitaplardan.
bu zamanlarda izlenince anlamı daha çok olan film. Ülkemiz bi zamanlar bunları atlattı. şükürler olsun ki bi kez daha yaşanmasına engel olundu. güzel bi film. izlenilmesi gerekir şahsi fikrim. film, ülkcülüğe MHP gözüyle bakılmadan izlendiğinde sağcısında da solcusunda da aynı fikirler uyandırıyor. yapanların emeğine sağlık.
--spoiler--
2 sahnede duygulandım. bisiklet gelince mehmet im mustafaya bakması ve sonda kitaptan bekle yazısının çıkması.
--spoiler--
--spoiler--
3 günde bitirdiğim gayet akıcı, kendine bağlayan bir romandı. Fakat sonu maalesef hiç tatmin edici değildi. özellikle çarpıcı finalli, uzun süre hafızalardan silinmeyecek tarzda romanlardan hoşlandığımdan olsa gerek, bu kitap hayal kırıklığı oldu benim için.
ayrıca bazı mantıksızlıklar vardı: örneğin bir insan kedisine köpeğine bile isim takma gereksinimi hissederken bir anne nasıl olur da 4 yıl boyunca-şartlar ne olursa olsun- çocuklarına "kız" ve "oğlan" diye seslenir. en azından o yaratıklar nedir, neye benzer, nerden geldi, niye insanları öldürüyor bunu açıklasaydı da biz de harıl harıl bitireceğiz diye uğraştığımız kitabın sonunda buna değecek bir şeyler bulsaydık.
türkiyedeki gerizekalı kafayı yüzümüze çarpan filmlerden yalnızca bir tanesi. öncelikle filmdeki oyunculuklar iğrençti. çoğu "bak ben burda rol kesiyorum ha" dercesine sırıtarak oynuyordu. oyunculukların rezaletliği haricinde gerçekleri yansıtması güzel tabi(böyle gerçeğin neresi güzelse..)
bu memlekette solcusu da sağcısı da ülkücüsü de bokçusu da püsürcüsü de bize işkence ettiler diyor. amınakodumunun malları vatan millet diye birbirine giriyorlar. karşısındakini öldürmek için "benimle aynı düşünmüyor" gerekçesini yeterli bulan insanlar işte bu topluluklar. bu kadar gerizekalı bir milletiz biz. önce üstten birileri bizi birbirimize düşürüyor, sonra başka birileri de bizi ayırmak için dövüyor sövüyor öldürüyor. sonra bu saçmalıkları yaşayanlar ya devrim şehidi oluyor ya ülkücü şehit...
böyle şehadet olmaz abi. aynı toprakta yaşayıp aynı havayı soluyup sırf seninle aynı düşünmüyor diye düşman kesilmek olmaz. bu düşmanlıkla gebertilmekse şehadet olmaz.
günümüzde de aynı gerizekalı zihniyeti geri getirmek için canla başla çalışan bir güruh var. ne diyelim, allah hepimize akıl fikir versin.
Kimi zaman durumların kimi zaman ise insanların zor durumda bıraktığı anlarda istenilmeyerek hapsedilen alan..
Bazı zamanlarda da içinde kaybolunan koca bir düşünce ,rüyalarda hapsolunanından..
Çok başarılı bi film sayılmazdı. Çünkü filmin çoğunluğu işkenceler hapis tusaklık flan. Ha kötü de değildi yani. Filmde de görüldüğü gibi komünist piçlerin başında ki kahpe ajan ortalığı karıştırdıktan sonra herkesten önce ihtilali öğrenip kaçıyo. Tabi Ülkücüler de de o murat denen ajan var mehmet Sipahi nin anlaması üzerine dövüp siktirettiği piç. Görüldüğü gibi ihsan başkan (yani Muhsin başkan) yurt dışına kaçabiliyoken ülküdaşlarının yanında kalıyo. Maruz kalacağı işkenceleri bile bile. Bu solcular arasında ki adamların yarısı sorsan kendini Türk olarak üstüne bide sözde Atatürkçü olarak nitelerler ama ne hikmetse bu vatan için can veren, bu vatanın fedailerine sırf vatansever milliyetçi olduğu için faşist derler. Şerefsizlik yapmaktan hiç geri kalmadılar. Gariban insanlara saatlerce işkence yaptılar Ciğerlerine hava bastılar ifla olmadılar üçüncü kattan aşağı attılar. Bizi Türk olduğumuz için suçladılar en büyük Türk katili Lenin denen orospu çocuğunun ideolojisiyle ölüm saçtılar. Kahrolsun emperyalizm bik bik dediler kendileri moskof Uşaklığı yaptılar. Aralarına sızan ajanlarla bi yandan o çok sövdükleri amerikan itinin hizmetini uşaklığınıda yaptılar. Faşizme karşı omuz omuza diye ötüp durdular kendileri kürtçülükde tavan yaptılar. Her zaman olduğu gibi Faşistliğin kralını yaptılar. Bunları yapan komünist solcu itlerin yarısı kendisini Türk olarak Atatürkçü olarak tanımladı. Mına godumun devşirme piçleri. Siktimin kriptoları sizi.