berbat bir duygudur. ve nedense kafayı karıştıran şey dışında her şeye mantıklı bir cevap çıkar da oturup adam gibi düşünmeyi beceremez insan kafasını karıştıran şeyi.
sağımdan solumdan iri canavarlar gibi geçen iett otobüsleri, karşıdan yürüyen adam tükürüyor yola. adamın hayatını kuruyorum kafamda, karısını dövmüş müdür hiç acaba. aynı anda özlediğim arkadaşımı aramak için elim çantama gidiyor, o gün girmediğim derslerin vicdan azabı takıntı gibi. takık gibi. takılmış.
aklı meşgul etmeye çalışırken, akıl gerçekten meşgule alıyor. kafa karışıyor. bilerek anahtarı almadan evden çıkar gibi. ya da tebeşir tozu yutarsın. öyle.
yürüyorsun ama, nereye? nasıl gidiyorsun. kaza olmuş dönüp bakmıyorsun. hızdan oldum olası ürkerim. ama böyle 'öğlen içilen üç bira kafasıyla araç kullanılmaz salak' diyorum. bir şeyler yanlış ama, müdahale etmekten çekiniyorum. sonra sorgulamalar. normali böyle mi acaba? anormal olduğunu sandığım, aslında olması gerekenmiş meğersem. 'sana biz şaka yaptık?!'. kamerayı bi tarafınıza sokup gidin mesela. el sallarım arkalarından ama işte. ssssssssaf.
konsantrasyonun kopmasına sebep olan, büyüdükçe depresyona davetiye çıkarandır. gerçekleştirilemeyen hayallerin duygu çöpünü doldurması ve bu çöpün patlamasıyla kişiyi her an sinir krizine sokma ihtimali bulunandır.
kafa karışıklığı bir bakıma içimizde birbirimize ters düşen iki güdünün rekabetidir. fikirlerin çatışması diyebiliriz.. her insanda bulunan çok çeşitli güdüler arasında birbirleriyle bağdaşmayanlar, bireyi aynı zamanda birbirine zıt davranışlara güdüleyebilir. bu türlü organizma içinden gelen ve bireyi aynı zamanda birbirine zıt iki ayrı yöne çeken güdülerin birbirleriyle çatışması durumudur.. üç şekilde görülebilir:
a) yanaşma-yanaşma : birey bazen kendisi için aynı derecede çekici iki ereğin etkisi altında kalabilir..
b) kaçınma-kaçınma : sevmediğimiz, istemediğimiz iki şıktan birini seçmek zorunda olduğumuz zaman, çatışmanın ikinci bir şekli ile karşılaşabiliriz..
c) yanaşma-kaçınma : bireyin aynı zamanda hem çekici hem de itici bir durumla karşı karşıya kalması durumudur.. yani insan aynı nesneye karşı hem sevgi hem de nefret duyabilir..
kafa karışıklığı her zaman iç huzuru kaçıran psiko-fizik enerjiyi boşa harcayan bir durum meydana getirir. Bir çatışma karşında birey, sinirleri gergin ve yorgun duruma girer. ancak yine de kararlar vermek için insan, bir bocalama ve iç savaş yarar. en iyi method problemi bir kere adamakıllı düşünüp, karar verdikten sonra arkaya bakmamaktır.. *
sabah kalkarsin, saat 7 30'dur. hazilanirken bi yandan da kahve icin su isitmaya baslarsin. zira evden cikmak icik 20 dakikan vardir. neyse hazirligin biter ve kahveni yaparsin ozenle ama tabii alelacele. bi miktar sut, az biraz seker ve bir olcek hazir kahve. sonra birden kendini mutfak lavabosunun onunde icinden duman cikan beyaz seramik kupanin icine bakarken ve afallamis olarak bulursun. neden mi? cunku 10 sn once karistirdigin ve icime hazir olan kahveni birdenbire (herhangi bir deli tarafindan kovalanmiscasina) lavaboya boca etmissindir. oylece kalirsin bi sure. 'yuhh' dersin ve kendinden korkarsin. ancak oylece kalakalma hadisesini fazla uzatamazsin. zira hemen defolup cikman gerekir ve daha da muhimi kafan cok karisiktir...
(bkz: kibar olmak icin kufretmek yerine 'yuh' demek(yazmak) zorunda kalmak)
belirsizlik barındırır.
kararsızlık degildir ama, bir karar verilmistir. sadece beklemeye alınır. acaba oyle mi yapsam, acaba boyle mi yapsam' lar dolasır dilinize. verilen karar uzerine olasılık hesapları yapılır, garip bir durumdur. anlamlandırılamaz ayrıca. yasanır, gecer. gecsindir.
