Kanal 24'teki sozde tartisma programi. Sozde diyorum cunku programin uc demirbas uyesi de durmadan birbirlerine "haklisin" diyerekten katiliyolar. Siyasi gorusleri acikca belli olan bu insanlarin, tarafsizliklarini daha baslamadan yitirdiklerine eminim. Degisen sehir tiyatrolari yonetmeligi hakkinda yaptiklari programda beni cileden cikartmislardi. 98 yillik sehir tiyatrolarini yerin dibine sokan selahattin isimli sahis, akp'nin belediye tiyatrolarini goklere sigdiramadi. 10 dakikalik konusmasinda ne muhsin ertugrul'u birakti, ne sehir tiyatrolarini. Utanmaz adam.
islamcı felsefe programı.
her şeye baştan başlamak gerek bunlarla:
"evren bir toz bulutu idi" gibi. zira ne konuşsalar hep islam alt yapılı değerlendiriyorlar. bi de niçe t-shirtü giyip, -saç uzatmakla filozof olunmadığını birileri bunlara iletsin.
misal şöyle bir olaya şahit oldum:
"sayenizde kürk mantolu madonna'yı okudum, artık ben de bir sabahattin ali hayranıyım".
yanıt selahattin abi'den geldi:
"allah razı olsun".
eskiden pek hoşlanmadığım ama gittikçe sevmeye başladığım proğramdır. sırrı bey'in insani ve içtenlik dolud uruşunu her zaman takdir etmişimdir; ama konu o değil. bu proğramda gittikçe ciddi ve güzel konular işlenmeye başladı. bu gece konu f tipi cezaevleriydi ve konuk ülkemizin az sayıdaki haysiyetli adamından biri eşber yağmurdereli'ydi.
bu akşamki konuk, düşünce suçundan yıllarca cezaevinde yatmış ve işkencelere maruz kalmış hukukçu ve yazar aynı zamanda büyük beşiktaş'lı eşber yağmurdereli'dir.
sırrı süreyya önder'in neden orada olduğunu anlamadım program. neyse ki bugün yokmuş. bu arada ihl sözlük de ortada konuşan elamanı 5 dakika dinleyeyim dedim afedersiniz ama bir gram bir şey anlamadım. kendisini anlatmakta ciddi sıkıntıları var, allah kolaylık versin ne diyeyim. bir de selahattin yusuf arkadaş bu kadar kasıntı olmana gerek yok. aha ortadaki eleman şimdi kutsal bilgi kaynağı lafını eleştiriyor affedersiniz de bi s.tirin gidin hakikaten ne biçim program lan bu.
bu hafta selahattin yusuf ,sırrı süreyya önder'e çok sert davranmaktadır.sırrı abi birazdan patlayacak sanırım. tartışacaksan sırrı abi gibi adamla tartışacaksın...
''selahattin, ben seninle kavga bile etmem'' s.s. önder.
meksika sınırının sınırı geçmesine gerek kalmayan insanlar için yapılır olagelen hali. niye; konuklar, sınırlı süre, tam muhabbet adam olacakken bitivermesi, sırrı abi olmasa bir de selahattin sinirlenmese olmayan muhabbet filan. neyse ki şarkıcı türkücü konuk çıkmaz oldu bir süredir. program talk şova dönmüş, kurgusuz sohbetin samimiyeti gitmiş, sorular cevaplar ve konuk eksenli bir hale dönmüş. iyi yanları yok mu, tv öyle bir halde ki memlekette, bunu da şükür dedirtecek bir program ama meksika sınırındaki yerellik yok. gitmiş.
yeni mesele şu; kafadengi bir program. meksika sınırı program değildi, tam da yapan arkadaşların dediği gibi, "toplandık konuşuyoruz işte," bir şeydi.
bugünkü programda, leman/penguen/uykusuz ekolündeki mizah dergilerinin muhalif(!) tavrı tamda ünlemle belirttiğim gibi metin üstündağ ile irdelendi. tarık tufan' ın ve diğer ev sahiplerinin mizah mecmualarını sertçe eleştirirken, metüst' e olan nezaketleri de takdire şayandır. kelli felli adamların adına "siyaset yapmak" dedikleri eylemle kendilerini hırpalamalarına lisan-ı hal ve kavl' leriyle cevap veren alicenap abilerin programı.
o bu değilde murat menteş çımış, haberimiz yok yahu. buyrun linki:
(sırası gelmişken, youtube'da "kuran talebesi" adlı kullanıcıya ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum, son derece istifadeli paylaşımlarda bulunuyor.)
tvnet' in murat menteş' e yaptığı yamuk, bir de tarık tufan' ın kadroya dahil omasından sonra, programı izlemek vacip oldu! ah ulan tvnet, klark' a çok alışmıştık ya hu!
selahattin' in yerine murat menteş olsa tadından yenmez ama, napalım, böylede izleriz. *
programa dair ilk tanıtımları izlediğimde bir hayli heveslenmiştim, tanıtım müziği de balkan ezgilerinden insanın içini kıpırdatan bir tonda olunca daha bir sevesi geliyor insanın programı.
meksika sınırı'nın sırrı süreyya önder'in konuk olduğu bölümler gibi bir kıvamda olacağını düşünmüştüm. ama gelin görün ki bir kaç programlık izlenimlerime dayanarak söylemeliyim ki yarım bir program. neredeyse tek derdi müzik olan bir program olmuş. ve şarkıcılar konuk edilerek bu gaye iyici ayyuka çıkarılıyor.
tek lezzet aldığım tarık tufan'ın konuk olduğu bölümdü.
değerli yapımcılar vaz geçin bu müzik kaygısından. meksika sınırı + sırrı süreyya önder tadında bir şekle sokun programı. müzik de olsun ama güncel konular, edebiyat, kültür sanat, eleştiri,her şey de olsun. ve en önemlisi de interaktüf bir şekilde izleyiciler de olsun...
bunlar olmazsa korkarım ki yoğun talep görebilecek bu güzel program tematik bir çerçevede hapsolur gider...
Bu haftaki programda, yıllarca Şakiro nun yeğeni olduğunu söylemekten kaçınan bir Özcan Deniz in*, ekranda, ilk defa Kürtçe bir şarkı okuması ile etrafı kirletmesine şahit olundu. Ahmet Kaya çatal-bıçak yerken, o ve prestij müzik sefa sürüyordu. üstelik utanmadan Şakiroyu methetmedi mi, fıttırır insan, aziz Şakironun ismi iş yapıyor ya artık...
tarık tufanlı geçen haftaki bölümün en güzel Kafa Dengi bölümü olduğu görüldü, nihayet. Bu hafta Yavuz Bingölün gelmiş olması hiçbir şeyi değiştirmedi. Misafir gelir soru sorulmaz (soru soruluyormuş gibi yapılır ve abi ben bunu merak ediyorum denir), misafir gelir konu açmaz vesair unsurlarla baş edebilecek bir program değil ki bu. bu programın biçimi belli, herkes bir ağızdan konuşacak ya da konunun herkesce önemli kısmını anlatacak ve bir konun ana damarında akılamayacak; sinirlenilecek, gülünecek; bazen hikaye anlatılacak bazen hikaye olunacak. Allah'ın izniyle ! Meksika Sınırına dönüleği geçen hafta müjdelendi. Televizyon tarihinin en güzel programlarından biri devam ediyor *
