türkiyede ki işsizlik sorununu gidermek adına gerekli bir eylemdir. günümüzde birçok firma sırf kadın cazibesinden dolayı onlara tervih etmekte ve esas çalışması gereknler işsiz gezmektedir. bunun sonucundada suç oranları artmakta ve toplumsal düzensizlik baş göstermektedir. hem bu şekilde ahlaksal bunalımın önünede bir nebze geçilmiş olacaktır. özetle mecburiyet sışında hiçbir kadın çalışmamalı gerekirse devlet bu işe el koyup yasağa uymayan kişi ve kurum sahiplerini cezalandırmalıdır.
şöyle başlayayım; bir kadın olarak çalışıyorum. emir alıyorum. ama emir de veriyorum. çalışmayı yorucu da olsa seviyorum. sadece maddiyat olarak değil, kafamı dağıtan ve beni yoran bir yer olduğu için, insanlarla etkileşimde bulunduğum için de seviyorum. hiçbir işsizliğin sebebi kadın değildir. hiçbir zaman olmamıştır. kadınlar artık erkeklere nazaran daha çok çalıştırılmaya başlanmıştır. çünkü daha esnek ve daha açık görüşlüdür. bunun yanı sıra daha derinden düşünür. ayrıntıları kullanarak işini devam ettirir. ayrıntılar da bu hayatta sanıldığından çok daha önemlidir. yani sadece cazibesiyle bir yere gelmez kadın. bunu yapan da yok mudur? elbette vardır. ancak onların kalıcılığı yoktur. her kadın alın teriyle hayatını devam ettirme hakkına sahiptir. ve hiçbir kadın koca parası yemek zorunda değildir. ekonomik özgürlüğü olmayan bir kadın özgür ve mutlu olamaz. kocasına bağlı kalmak zorundadır. hiçbir kötü durumda gene de evini bırakamaz çünkü ekonomik özgürlüğü yoktur ve bu da onu nefret ettiği yaşama bağlayan bir etkendir.
dünyadaki kozmetik harcamalarının eğitim harcamalarının 8 katı olduğu ve tüketimin çoğunu kadınların yaptığını düşünürsek, kadınların çalışmadığı ve dolayısıyla tüketimin azaldığı bir ekonomik sistem çökmeye mahkumdur.
bu zihniyete sahip cicilerin en sevdiğim özelliği, türbanla üniversitelere girilemiyor oluşundan yakınmalarıdır. aralarından biri de çıkıp
'ulan biz böyle konuşuyoruz ama bu kızlar üniversitelerde kalıp bilim yapmayacaklarsa, özel sektörde çalıştırılmayacaklarsa ne sikime üniversite okuyacaklar.' diye kendine sormamaktadır.
tamam. tam da feminist patlamalarımı bu ataerkil öküz sözlüğe ne şekilde yansıtabilirim diyordum ki iyi oldu. hoş oldu bu başlık benim için.
öncelikle açık entry yazacağımı ifade edeyim de moderatörler coşmasınlar.
kadınların garson kasiyer reyoncu cart curt diye işe alınmasının sebebi görsel olarak erkek vücuduna göre daha estetik olmalarıdır. burada kadınların vücutları tamamiyle cinsel istismara ugramaktadır. her yer de ''bayan'' eleman aranıyor denmesinin genel geçer sebebi de budur.
şimdi biz bu sebep yüzünden kadınları mı yoksa buna yol açan zihniyeti mi suçlayacağız?
senin ben o girdiğin dar kalıplara sıçayım. eylemi yapana degil eylemi yaptıranı suçlamak gerekmez mi? nasıl bir bakış açısıdır bu.
ulan erkek dediğin bir uzvu var diye yüzyıllardır el mahkum muhtaç olduğu etrafında kul köle oldugu adına şiirler yazıp destanlar düzdüğü kadına; bu kadar yukardan bakmasın!
hele hele işçi-emekçi kadınların ev geçindirdikleri; yaşamak için para kazanmak gerekliliğinden işçilik yaptıkları senin gözüne niye bu kadar batıyor! okusaydın kendini geliştirseydin de sen; gidip iş bulsaydın hayvanın evladı.
sen o ezdiğin kadınları akşam rüyanda hayal edip masturbasyon yapıyosundur ya! daha da konuşmak istemem ben bu erkek egemen sözlükte. yıllardır şu sözlükte feminist söylemlerim hiç bir boka yaramadı. öküz aynı öküz. al buyur.
türkiye deki işsiz erkek nufusunu istihdam etmek amacıyla uygulanması gerekendir. ülkemizde bir çok kadın sırf ekonomik özgürlük adına fazla ihtiyacı olmadığı halde çalışmakta bu da asıl çalışması gereken erkek nufusun işsiz kalmasına sebeb olmaktadır. işsizlikse toplumlarda huzursuzluğa ve anarşinin doğmasına neden oluşturur. bu konuya devlet el atmalı ve iş veren kesmi sıkıca denetlemelidir. şöyleki; iş baş vurularında öncelikle erkekler tercih edilmeli kadınlarda ise ihtiyaç göz önüne alınmalıdır. yada kopmle kadınlar çalıştırılmamalı devlet ihtiyacı olan kadına maaş bağlamalıdır. böylece ülkede hem işsizliğe bir nebze olsun çare bulunur hem de kadınlarımız iş ortamında yıpranmaktan kurtulur.
çalışmayı yasaklayarak pozitif ayrımcılık yapıldığını sanan, işsizliği kadınların çalışmasından kaynaklı olarak niteleyen ve hem kadınları çalıştırmayıp hem de "kadınlar çalıştığı için işsizlikten kırılan" ülkede kadınlara maaş bağlayacak (hangi kaynakla bağlanacaksa?) kadar uçan ve bütün bunları pozitif ayrımcılık sanan yazar söylemidir.
aşağıdaki önerme bir pozitif ayrımcılık örneği değildir (velev ki öyle ise, ancak erkeklere yönelik pozitif ayrımcılık örneği olabilir):
--spoiler--
iş baş vurularında öncelikle erkekler tercih edilmeli kadınlarda ise ihtiyaç göz önüne alınmalıdır
--spoiler--
bir tür işsizliğe çözüm yoludur. daha iyisi ise erkeklere işsizlik maaşı verilerek gündemden tamamen çıkartılıp evinin erkeği çocuklarının babası olması olabilir.
düşünce sahibinin, iş sahasında bulunmaması gerektiğini iddaa ettiği bayanlarla rekabet edememesi, düşüncesinin bağnazlığından daha vahimdir. erkek üyesi olmayan ailelere ne gibi çözüm önerileri olduğunu sormak ister insan.
şimdi düşünmek lazım yüz tane sekreter kadrosunda çalışan kadın işsiz bırakılırsa, kaç bin tane işsiz tornacı, mobilyacı, elektrikçi, tesisatçı iş bulabilir? diye.
birde şu boyut vardır; adam eve para getiremiyor, açlıktan nefesi kokuyor, evdekiler perişan; çıkmış ordan gadınlar çalışmasın, ben garımı çalıştırmam diyor...he gülümm he aslanımm heeee...