yine kadınların son vereceği durumdur. kendi hemcinslerine ciddi şekilde ayar vermeleri gerekli. misal; hilal cebeci, esra-ceyda kardeşler gibi zekası yüksek hanımlara kol kanat germeliler. bunlar gibi gönüllü sex objelerine tepkisiz kalmamalılar. derhal femen örgütü ile işbirliği içerisine girmeliler. onlarda tepkilerini soyunarak yapıyorlar ama sizde soyunmadan yapın artık.
Son dönemlerde özellikle yurtiçi reklamlarında kadın cinselliğini kullananlarda azalma eğilimi var. ancak halen yurtdışı kaynaklı Adriana'lı, Pamela'lı saçma salak reklamları görmeye devam ediyoruz. bir dönem ah'lamalı uh'lamalı şampuan reklamları, bunun yanında eti browninin iç gıcıklayan reklamı hala aklımızda yer ediyorsa bu cinselliğin ne kadar ileri seviyede etki ettiğini de reklam stratejisi açısından ortaya koyuyor. Kadının bir meta olarak kullanıldığında iki cins açısından da dikkat çekiyor olması ikinci bir etken gibi. Ancak kadını dikkat çekmek amacıyla bir yem olarak kullanan reklamcıları da kolaya kaçan reklamcılar olarak görmekteyim. Ya da "sanat için soyunurum" diyenler gibi "bu da bir stratejidir" deyip saygı duymak gerek.
kapitalizmin hizmetindeki reklam sektörünün mottosudur. (bkz: sex sells)
ama maalesef, alan razı, satan razı, sattıran yani reklamcı da zengin olduğundan bir türlü çözülememiş sorundur.
bir de bu konuda kadınlardan çok erkeklerin seslerinin çıkması da ayrı bir ikilem. neredesiniz ey feministler?
kadınları küçültücü bir kullanımdır. ne demekse artık. neyse;
böyle bir durumdan ancak tesettürle, islami esaslara uyarak kurtulabililer kadınlar. zaten tesettürün temelinde de bu vardır. kadını erişilmez ve kıymetli kılmak. tesettür derken günümüzde daracık elbileselerle fink atan başörtülülerin kastedilmediğini de belirtmek gerekir.
kadınların da işine gelmektedir. emek yok zahmet yok zaten birçoğu anadan doğma güzel. amlarından su içiriyorlar bu yolla erkeklere.
ben şahsen süslenip kırıta kırıta gezen kızlara başımı çevirip bakmam bile. ne diye götünü kaldırayım abi.