kurtarılmış bölge gibi. insanı nezih, popülasyonu hala istanbul'a göre çok bozulmamış durumda. hatta bozulmamış durumda denilebilir, emekli amcalar, teyzeler, hayat telaşesinde gençler, hippiler, pembe saçlılar, moda, caferağa. nefes almak için güzide bir istanbul semti. umarım bozulmaz.
ah,kadıköy.
doğduğum büyüdüğüm kadıköy. çocukluğum, gençliğim kadıköy.
anılarım,yaşanmışlıklarım, en güzel mutluluklarım, heyecanlarım...
taşınmamıza en çok da kadıköyden ayrılıyorum diye üzülmüştüm. ağlamıştım.
insan anılarından kopmak ister mi?
koptum işte. ayrıldıktan sonra da hiç orada olduğum kadar mutlu olmadım.
her vapurla kadıköye geçişimde, vapurdan inerken şöyle kafamı kaldırıp her seferinde "ah kadıköy" diye bir nidalanıyorum kendi kendime.
hafızamdan gitmeyen bir sürü hikaye. iyisi kötüsü; hepsi. ama ben yeniden gelip orada yaşayacağım. ben kadıköyü yaşayacağım. ve biliyorum ki en çok orada mutluyum.
ve bildiğim bir şey daha var ki nerede mutluysam orada olmalıyım.
bir semtten çok, tutkudur kadıköy.
alışkanlıkların en güzeli.
anadolu yakası'nın göz bebegi cafeleriyle barlarıyla muhabbetlerin en sıcağının yaşandıgı yer, ayrıca haftasonları cok kalabalık olmasından dolayı ünlü boğa heykelinin yanında sevgilisini bekleyen bi ton* insanı barındıran mekan-ı cennet..
(bkz: barlar sokağı)
(bkz: rexx sineması)