ne zaman bi kadın için kafa yorduysam her şey kötü gitti, olmaması için çabaladığım her şey oldu.
ne zaman, ne olursa olsun, deyip kendime yöneldiysem, kendimi ilerletmek için kafa yorduysam işler öyle ya da böyle kendiliğinden rayına girdi.
bir ilişki yaşıyorsan, kadının problemi iki tarafı da ilgilendiriyor, o yüzden çözmek için uğraşmak lazım. Erkeğin problemi ise sadece kendine ait, kendi kendine çözemezse bedelini öder. Bu gerçeği kabullenin çünkü değişmeyecek.
Ancak kesin olan şu ki, problem gerçek olmalı. kadının ürettiği soyut, belirsiz, gerçek dışı, aslında sorun olmayan şeyleri asla ama asla çözmeye kalkmayın. Çünkü o, kadının zihninde (çoğunlukla çevresel etkilerle) var olan bi problem ve gerçek olup olmadığından o da emin değil. Bunu size problem olarak getirdiğinde, eğer ciddiyetle ele alırsanız, kadının, onun gerçekten bir problem olduğuna kanaat getirmesini sağlıyorsunuz. Gerçek dışı olan bir şeyin çözümü de olmadığı için çözemiyor, üzerine bir de başarısızlık yaftası yiyorsunuz. Ciddiye almazsanız bunun gerçek bir problem olmadığına zaten kendisi kanaat getiriyor.
Ben bu hatayı zamanında çok yaptım.
Şimdilerde -özellikle çevresel etkilerle- önüme getirilen belli belirsiz, amaçsız, soyut, gerçek dışı problemlerle asla ilgilenmiyorum. Çözülecek bir şeyse ben buradayım, yok değilse ama sen ısrarla buna inanıyorsan buyur kendin çöz. Ben sadece gerçekliğe inanıyorum.
Üçüncüsü, fikir değiştirmeyin kardeşim. Size illa ki, bir şey sorulacak, bir şey danışılacak yahut bir konuda karar vermeniz beklenecek. Analitik düşün, hızlı bir şekilde kararını ver. Akabinde cevabınız/kararınız ya doğrudan ya da dolaylı olarak sorgulanacak. Bu noktada asla cevabınızı ve kararınızı değiştirmeyin. Yanlış olduğuna kanaat getirseniz dahi, ilk ne dediyseniz onun arkasında durun. ilişkilerde çoğu zaman erkek için yanlış karar bile kararsızlıktan veya fikir değiştirmekten iyidir. Senden beklenen tek şey tereddütsüz olman. “Bilmiyorum ki, aslında o da olabilir, şu da olabilir” diyorsan sen fikir ve kararlarına saygı duyulacak birisi değilsin.
insan elbet yanılır, fikir değiştirir, kararsız kalır vs ama size gelen sorular zaten newton fiziği olamayacak, sizden doğa kanunlarına dair ispatlı çözüm içeren makale beklenmiyor. Çoğunlukla subjektif görüş sahibi olunan mevzular ve bunlarda %100 yanılmak diye bir şey söz konusu değil. O yüzden seç birini ve o andan itibaren onu yer çekimi kanunu gibi savun.
Tamam işte, bu kadar. Geri kalan her şey bir şekilde çözülür.
Ha bir de şu var; Çözülmezse de çözülmez, napalım, ölelim mi amk!
Evlenmeden önce kadınların herhangi bir konuda fikirlerinin sizin aklınıza gelen ilk şey olduğunu asla düşünmezdim. Yanılmışım. O konu ne ise ilk akıllarına gelen ve kafalarına koydukları fikir, sizin aklınıza ilk gelenmiş. Basit düşünüp, icraatları karışık yapıyorlar sadece. Christopher Nolan filmi Tenet'i izliyor gibi hissettiriyorlar ve ne kadar kaliteli olursa olsun bi' fok anlamıyorsunuz. Bütün mesele kurgu yani :-).
Beğenmedikleri adamlarla da laubali olabiliyorlar. Bunun 100 tane sebebi vardır. (Örnek: Ilgi diyduğu zampara piçi kıskandırmak için sizi kullanabilir) her önünüze atılan yeme sazan gibi atlamayın.
Ayakları yere basan ve hayatınıza ışık olacak birisi olmalı. Her baktığınızda huzur hissetmeli insan. (bkz: MS.müptezel) hayatımın tüm şansını ona harcamışım...
Çiçekli bahçelerime açılıyor dediği o kapı, kaçış kapısı olabilir pekâlâ.
Son hikayemdeki kadın, her şeyden çok biliyordu bana ait olduğunu. Kalbinin sesi çığlık çığlık bunu haykırıyordu. Ona rağmen kulaklarını tıkayıp gitti.
Başım dik çıktığım bir sevdaydı bu elbet. Boyalı kaldırımların defoları daha da netleşti gözümde.
Ki biliyorum başkalarında arayacaktı beni, artık bende bile bulamayacaktı oysa. Bir anda zorlanır diye zamana yayacaktı unutuluşumu, yanacaktı biraz. Yanmak da yangını söndürürdü çünkü.