fizyolojik olarak doğru fakat mantıksal anlamda o kadar doğru mu tartışılır. çevrede ki 35 yaş barajını aşıp hala beyaz atlısını umutla bekleyen fakat şart olarak sunduğu kriterlerden de zerre taviz vermeyen dişi arkadaşlara bakıyorum da 17 yaşındaki liseliden çok ta farkları yok hala. demek ki hayatın bir döneminde birden başlıyor bu olgunlaşma (yaşıtı erkeklerden bir kaç yıl daha erken olarak)ondan sonra da hep aynı seviyede kalıyor. 17 lik kız da, 35 lik kız veya kadın da aynı şeyleri talep ediyor, aynı beklentiler içinde oluyor. tuhaf bir durum.
çok acı bir olay lan. tamam çok olgunum iddiasında değilim ama erkeklerde 40'ı görmeden olgun sıfatını hak etmiyorlar. az biraz efendi olun ağırbaşlı olun olm. hadi erkek erkeğe halen içince uzun eşek oynuyorsunuz tamam da bizim yanımızda bari abukluk yapmayın. sakin aklı başında hanım hanımcık bir kız olmasam da ben bile 'noluyoruzz yeaa' oluyorum
alınıp gücenme gereği olmayan gerçektir. bilimsel olarak kanıtlanmış bir şeydir. evlilikler de neden erkeklerin büyük olması gerektiği düşünülür? sebebi konuda geçmektedir.
erkeklerin, yıllarca ne kadar ham kaldıklarını anlatan sözdür. ham da, "olmamış" demektir. *ama bir gerçek de vardır ki, 50 yaşına gelmiş kazık kadar heriflerin gösteremediği olgunluğu, 20 yaş civarı erkekler gösterir. düşünceleri gelişmiştir bunların. sözümüz de, kazık kadar olup da, ham kalmış, ham gidecekleredir.
Kadınlar içten yanmalı motor gibidirler. içten yanmalı motorlarda yakıt içerde (vajina) yanar. Erkekler ise dıştan yanmalı motor gibidirler. Dıştan yanmalı motorlarda enerji kaybı daha fazla olur yakıt dışarda (penis)te yanar. Yakıtın içerde kalması kadınları erken yakar erken olgunlaştırır. Yakıtın dışarda yanması ise erkekleri geç yakar geç olgunlaştırır. Bu sebeplerden ötürü kadınlar erkeklerden daha çabuk olgunlaşır.
iyi ki de böyle olmuştur. tamamen doğanın dengesidir. daha hassas olan cinsin daha erken olgunlaşması ve bu açığı kapatması diye açıklanabilir. hassas olmak bir açık, bir kusur mudur o ayrı tabi ki.
doğrudur, kadınların ergenlik dönemi 12-13 yaş arası başlar ve 17-18 gibi tamamlanır ancak erkeklerde bu durum 14-15 yaş gibi başlarken 20 ila 22 yaşa kadar devam eder. bu yüzden özellikle lise döneminde kızların yanında cücük gibi kalırsınız mesela, aşağılık kompleksi yaratır kimisinde. yaşıtınız kızların size ilkokul çocuğu muamelesi yapması ise genellikle bunun sonucudur. nacizane tavsiyem erkeklerin bunu pek iplememesi, elbet ödeşme günü gelecektir*.
Bir tek anne olduklarında kutsanan kadınlar , yanında çocuğu olduğu için biraz daha korunaklı. Doğumundan itibaren , doğurganlığı hatırlatılan , oyuncak bebeklerin altını temizleyip, erkeklerin oyunlarına alınmayan, bulaşıkları tabure üstünde yıkamaya çalışan kadınlar. biçilmiş bir rol çoktan, öyle olmak zorunda olduğu için olgunlaşmama seçenekleri ellerinden alınmış. oturaklı olmak en büyük hediyesi ailenin. beyaz gömleklerinin üstünden çekilip bırakılan sütyenleriyle , ruhları bedenlerine küçük gelmiş ve büyütmüşler kendilerini. ellerine doğumlarından itibaren oyuncak arabalar verilmiş erkekler, cam kırınca eve geç gelince aslan oğlum yapacak tabi diyen aileler, kavgaya karışınca , dayak atınca adam oldu sanılan erkekler. hangisi daha çabuk olgunlaşır.
neslin devamının üreme kabiliyeti kazanmış dişi bireyin, yavrusunu büyütebilme yetisine bir an önce kazanması gereksinimiyle açıklanabilir durum,
erkeğin, yani biyolojik babanın, bebeğe refakat ve özen rolü olmadığından,
görece kalabalık topluluklar halinde yaşayan ilkel insan gruplarında, sadece kollektif işbirliğine katılması yeterli idi, bu da bireysel seçimiyle değil, açlık ve soyutlanma gibi baskılar altında seve seve yapıldığından, erken bireysel olgunluk gerekmemekte idi.
"birşey ne kadar soylu ve mükemmel ise onun olgunluğa erişmesi de o kadar geç ve yavaştır. erkek akli melekesinin ve ruhi kabiliyetlerin olgunluğuna yirmi sekizden önce nadiren ulaşır; kadınlar ise ise on sekiz yaşlarında. Fakat kadınların durumunda bu çok zayıf ve dar sınırlar dahilinde gerçekleşir.
Bu sebepten ötürüdür ki kadınlar bütün hayatları boyunca çocuk kalırlar, çünkü her zaman içinde bulundukları ana sıkı sıkıya bağlı kalarak sadece kendilerine en yakın olanı, olmak üzere olanı görürler, gerçek yerine bir şeyin görünüşüne teslim olurlar ve en önemli işlere karşı önemsiz şeyleri tercih ederler." demiş..
kısaca hacmi küçük olan bir bardak, hacmi büyük olan bir bardaktan daha önce dolar demek istemiş üstad..
Külliyen yalandir, şimdi bu onermenin neden, ne zaman ve nasil olusturulduguna bir bakalim!ilk olarak bir soru sorayim,ya kim inaniyor buna, merak etmekteyim? neyse, oncelikle anadolu sinirindan disariya adim attiginiz anda boyle bir oneriden kimsenin haberinin olmadigini anlamakla baslayabiliriz, demek ki neymis bizim uydurdugumuz bize gore bir onermeymis! peki, devam edelim; niye biz boyle birsey uydurmusuz! cok basit, hemen bi tane bagyan yurdum insani alinir ve sordurulur,sen kac yasinda evlendin bakim? cevaplar genelde soyle olur:
-ben evlenmedim abey, evlendirildim!
-gocan kac yasindaydi sen kac yasindaydin evlendiginde?
-ben onbes,o herif 28**
-peki niye?
-ne bilem bizler erken olgunlasiyomusuz!
efendim, gercek buralara kadar uzanmaktadir anlayacaginiz! bizim gereksiz olan geleneklerimizden birine yine gereksiz olan bir sebep yaratma cabasindan dogmustur bu onerme!
Ha ama eger ayni yaslarda olan ciftlerde bir anneden bahsediyorsak orasi ayri, cunku anneligin getirdigi daha dogrusu doganin anneye bahsetmis oldugu duygu elbette erkekten farklidir ve kadini daha sorumlu ve olgun yapmaya egilimlidir! bunu da belirtelim.
kimse kalkip erkeklerden daha cabuk olgunlasiyoruz biz esprisini yapmasin, yeter artik gul gul bi yere kadar !
