ego tatmini için aşkı zemin görmeleri
bastırılmış tüm güdülerin biriyle beraber ortaya çıkması
ilişkide alan hakimiyeti kurmaya çalışan erkekle girdikleri aptalca savaş
kadına düşen kısım yerine sürekli erkeğin alanlarına müdahele
kendi yaptıklarına sünger,erkeğin yaptıklarına sürekli iğneleme düşünmeleri
beni sana bağlayan bişey yok kisvesi altında sürekli prüz yaratmaları
abuk subuk kaprislerle ilgi görme amaçları
regl dönemini bile kendi lehine kullanmak isteyecek kadar beyinsiz davranabilmeleri
bu liste sonusuza gider valla.
nekadar güçlü ve gururlu bir kadın olursa olsun aşkından tüm meziyetlerini yitirmesi ve kendini o adama mahkum sadece onunla yaşayabilecek bir bağımlı gibi hissemesi.
kadınlar erkekleri değiştirebileceklerine inanırlar. bu hata, ama en büyüğü değil.
bu ufak hata bir süre sonra asıl büyük hatayı yapmalarına sebep oluyor. erkeği değiştirebileceklerine çok inanıyorlar, değiştirmek için uğraşıyorlar ve üstelik bu uğraşlarını da ilişkiye emek vermek olarak kabul ediyorlar.
sonunda değişmiyor adam. ara sıra idare ediyor sadece. bir bakıyorlar ki adam hiç değişmemiş.
anlıyor ki olmayacak bu iş. kafasında resmettiği gibi olmamış adam. sen çok değiştin diye ayrılıyorlar.
büyük hata bu işte.
ben değişmedim, sen değiştirebileceğini zannettin. değiştiremedin.
biri kendinden hoşlanıyorsa onu kölesi sanırlar. direkt egolarını zıplatıyor sonra saçmalıyorlar. ha erkeklerde de bu durum var ama yansıması böyle olmuyor. özünde ikisi de salakça olmasına rağmen erkek tarafı olarak hiç tasvip etmediğimiz hareketler bunlar. işte bunun kaynağı da gençlik dizileri. ulan hıyar bi kere şu olayı savaş alanına çevirmeyin yahu. ikincisi sen zeki olabilirsin, güzel olabilirsin vs. olabilirsin ama tek değilsin ya?
mesela her şey ortadadır hatta söylenecekler söylenmiştir. ne gelir bunun peşine? ne evet ne de hayır. bir belirsizlik silsilesi. sen o arada başkası ile beraber olursun bu sefer de vay efendim nasıl öyle yaparmışsın. ulan siktir git be senin kahrını ailen çekmiyor bir yaştan sonra. lavuk mudur nedir.
çok kızdım arkadaş. hayır, daha yeni başıma geldi. sinirim tepemde. bıktım ulan sikindirik egolarla muhattap olmaktan. nerede o akıllı uslu kadınlar ulan.
not: birde demez mi "ben senden hoşlanıyordum ama gittin o kızla beraber oldun cık cık" diye. ben sana ne diyeyim sen bunu hakediyorsun be. zaten 35 yaşına kadar varsın varsın. ona da az kaldı. sen git böyle salak oyunlar oyna, oynamadığın zamanlarda da labda inekle. 35 olduğunda iki seçeneğin var; ya bir salak bulup evleneceksin ya da ortalıkta senin gibi 40'a dayanmış biri ile beraber olmaya istekli ergen bulacaksın. efendim, bir yaştan sonra kendini de yırtsan seninle yatacak insan sayısı bile düşecek. ama ben 50'ye kadar tam randımanlı koşuyor olacağım. ego öyle olmaz, böyle olur. kıt kafalı ya!
ask varsa eger, erkeklerinin onlara olan asklarini yitirecegi dusuncesi. asik erkek ne olursa olsun askini birakmaz, asik degilse ne olursa olsun gider.
erkeğin kendisinden birşey koparıp gideceğini düşünmeleri. artık bu cinsellik mi olur, umut mu, mutluluk mu bilemem. fakat ilişkiyi bu "cimrilik" üzerine kuran kadın ancak bir ilişkiden "az zararla" çıkabilir. çünkü ilişki üretilmesi gereken birşeydir, bu da ortaya yeni birşey koymakla mümkündür.
ilişkinin en başındaki "reklam kampanyaları" ya da bir çeşit "balayı", ya da başka başka bir deyişle "canım cicim dönemi"nin hep süreceğini sanmaları. sonra bittiğinde hayal kırıklığı ile dönüp "sen eskiden böyle değildin"ler... pembe panjurla yeşil çitin çatırdaması...
