batı ülkelerinde yaşamaktır. kadın sadece sex objesidir yavaş yavaş türkiyedede yayılan bu salgını batı çekimi reklamları izleyince çok rahat görürsünüz.
bakın bir kere 'kadın hakları savunucuları' sınırlarını ve müdahale alanlarını iyi belirlemeli. hiç öyle efenim zaten burası türkiye ayı kaynıyor işte yok islam kadınlara değer vermiyor gibi kalıplardan medet ummamalı. en büyük sorun kadının cinsel bir obje olarak görülmesi erkekler tarafından. sadece göğüsleri güzel bacakları var akşamlarıda zikersin tamam işte düşünce bu. kadın erkeğin beynine birazda böyle sokuluyor. bunun üzerine de çeşitli sektörler var.
bilmiyorum sadece benim mi dikkatimi çekiyor özellikle tv dünyasında bu çok var. dondurma reklamlarında bir güzel kadın yalıyor dondurmayı(yahu ne alaka )cips reklamında hoop göğüsü falan fırlıyor .e5 in orta yerine laak kocaman bir reklam panosu yavru kısmıs gözlerini dil dudakların üstünde firma reklamını yapıyor.bunun gibi sayısız örnek verebilirim şimdi yormayın sizin gözlerinizi.
bakın bu ülkenin okumuşluğu belli.anadolu kökenli bir millet.ister cahil diyin ister bir başkadır benim memleketim diyin sizin bilirsiniz ama ülkemizde bazıda gerçekler var.tabiki de kadın sorunundaki tek neden bu demiyorum töre cinayetlerini vs biliyorum bunlarla ilgili çalışmalarda kısmen yapılıyor ama bir de işin bu tarafı var ve sanki kimse görmüyor,es geçiyor.
benim erkek gözüyle söyleyecekelerim bunlar.
şimdi ateşli bir feminist duygu asena fanı biri çıkıp demesin: biz kadınlar sizin algılarınıza göre mi hareket edicez diye ?evet edeceksiniz! ama örnek veriyorum bir kadın aldatılma paronayasında olduğundada 'bak güzelim bende seni kendi cinsin ile aldatıyorum erkeklere ne bok atıyon' demicek! kadınının bu konudaki hassaslığına saygı duyucak yani demek istediğim
insanların,kadınların erkeklerin yada toplumların çeşitli realiteleri var çözümlerde bu realiteler paralelinde gerçekleşmeli.öyle eylem yapmayla okullara tanga kilot falan asmayla olacak iş değil bence.
bahsedilen ülke türkiye ise aynı zamanda kadının da kendisine değer vermediği bir ülkede yaşamaktır.
kadına şiddet, kadına cinsel istismar, işyerindeki çirkin olaylar... bunları yazan arkadaşlarımız yazıyorlar zaten.
peki, kadın kendisine değer veriyor mu? kadınlık gururunu önemsiyor mu?
bir kısmı evetse de önemli bir kısmı da bunu umursamıyor.
kimisi ağzı ile içki içmek yerine başka taraflarıyla tüketiyor , son derece rezil hallere düşüyor.
sokak ortalarına kusanlar mı dersin, sokakta kavga edenler mi dersin, kendisini başkasının yatağında bulanlar mı dersin...
bunlar yakışıyor mu bir kadına? kadın dediğimiz, annemiz saydığımız o narin canlıya yakışıyor mu?
kimse kusura bakmasın ama fahişeden farksız bir biçimde giyinmek, karşı cinsle ilişkilerini sadece para eksenine oturtmak kadına yakışıyor mu?
karşı cinsin(erkeklerin) kendisine "sikilecek am" gözü ile bakmasına sebep olacak hal hareket ve tavırlar, giyiniş tarzı kadının kendisine verilen değeri azaltmıyor mu?
sevgilisi ile korunmadan ilişkiye girdiği için üniversitede çocuk aldıran kızlar annelik sıfatına layık görülen kadın cinsine yakışıyor mu?
ha bunlar bir tek türkiye'de yok ama her şeyden önce benim ülkemin kadınları ilgilendirir beni.
kadına değer vermeyenler bir tek erkekler değil bu ülkede.
kendisini pazarlayan, rezil-rüsva eden, fahişeden farksız kılan kadınlar da aynı zamanda.
bu sadece türkiyede değil dünyanın biçok yerinde bu şekilde olan ve bunun üstesinden gelebilmek için kadın hakları çalışmalarına hız verilmesi gereken durumdur.(örneğin israilde yahudi erkekleri her sabah uyandığında tanrının kendini kadın olarak yaratmadığı için şükrederken kadınların sadece hallerine şükretmesi durumu ne kadar da içler acısıdır oysa ki.) ülkemiz bu konuda hakların eşitliği konusunda son derece ilerleme sağlamış olduğu halde; (örneğin aile konutunun belirlenmesinde kadının kocasından izin alması gerekmesi, kadının tecavüzcüsüyle evlendirilmesi halinde tecavüzcünün ceza almaması, evlilik içi tecavüzlerin suç sayılmaması gibi biçok örnek var) ülkemizde ve dünyanın biçok yerinde kadının hala ikinci cins olarak görülmesi bu kanunların pratikte yararlılığına engel olmaktadır. belki de burda kadının durumunu açıklamak yerine günlük hayatta olsun siyasi yaşamda olsun kadının çektiği sıkıntılar tacizler engellenirse bi yerden başlanmış olunur.
Türkiye de yasamaktır . Kucuk bir delikten ibaret gorulmektir. Asağılanmaktır. Dayak yemektir. Töre dedikleri sacmalık yuzunden oldurulmektir. Daha resit olmamısken abinizin ya da babanızın rızası var ve verdikleri para iyi diye babası yasındaki adamla evlendirme adı altında satılmaktır ve bunun icin okuma meslek sahibi olup kendi ayakları uzerinde durup cahillikten kurtulup bilinclenme hakkinin elinden alinmasidir ve tüm bunlar gerceklesirken kimsenin gıkını cıkarmamasıdır birde bunun ataerkil bi toplumdan gelip ataerkil bi toplumda yasiyoruz diye masumlastırılması vardır ikiside birbirinden acıdır.
kadına değer verilmeyen bir ülkeyi düşünmek bile ahmâklıktır. zira kadınlara değer verdiğin zaman ektiğini biçersin, meyvalarını toplarsın ama kadına övgü ile değer arasında ki ince çizgiyi çok iyi bilmek lazımdır. ikisi birbirinden farklı kavramlardır. bu ülkeler için de geçerlidir. bir ülke de kadın çok ön plandaysa ondan istediğin meyvayı çürük bi biçimde alırsın eğer ki değerini doğru bi şekilde verirsen en üst dalda ki meyva senin olur. kadınlar olmadan sosyal yaşamda erkek var olamaz ama erkek olmadan kadın varolabilir. en azından burdan düşünerek kadınlara değer vermenin ne kadar önemli bir şey olduğunu anlayabiliriz. zira bu sebepler ile toplumun gelişmişlik düzeyi de beraberinde gelir.
zor olsa gerek, kadınların cevaplaması daha doğru olur. işin aslı kadın hareketi bu ülkede osmanlıdan beri güçlüdür. pek kimse bilmez (bkz: nezihe muhiddin)i ya da dikkate almazlar. hal bu ki ikinci dünya kadın kongresi istanbul'da toplanmıştır. chp'nin 'size gerek yok' deyip derneği kapaması sonucu uzun süre eylemsiz kalmıştır. cumhuriyet kadınlarını anlamıyorum, seçim hakkı gökten düşmedi ki, zaten bir hareket vardı yani atatürk sizi özgürleştiren bir prens değil anlayın lütfen.
neye göre kime göre değer vermekten bahsediyoruz sorunsalına acemi girizgahı.
ne yaptın ki kendi -sözde olmayan- özgürlüğün için sana yasalarla verileni; yasal olarak geri vermeye çalışmaktan başka.
yok erkekler bizi ezdi, yok erkekler hakkımızı vermedi diye bik bik etmek kolay.
kabullenilmeyen tek gerçek; her hatun kişinin içinde idare edilmeyi seven bir taraf olduğu gerçeğidir.
işin hiç değinilmeyen ilişkiler boyutu ise çok ayrı zaten.
değer verene köpek gibi davranıp ilgisiz davranana karizmatik demeniz bu yüzden.
yalan mı...
geri kalmışlığın tespitidir. malesef de ülkemizde kadınlar hakkettikleri değere ulaşamamıştır ve ulaşması zor görünmektedir. bunu bir tek kesime yıkmak yanlıştır. bugün ülkemizde kadınlara dini bilmeyen insanlar tarafından din adı altında, kimisi sahip olduğu güçleri kullanarak, kimisi maddi üstünlüğü ve kadının ekonomik bağımlılığını kullanarak zulmetmektedir. genellikle yetiştirilişe dayalıdır bu problemler.
islamik bir ülkede yaşamaktır. kuran'da şartlar gerçekleştiği takdirde 4 kadının bir eve istiflenebilmesine açıkça izin verilmiştir. Demek ki kadın insan değil, bir toplu seks partisi unsurudur. ayrıca sıcakta kafalarını kumaşlarla örtüp, d vitamini almaları katiyen yasaklanmıştır. erkekler ise belden yukarı, dizden aşşağı cıbıl cıbıl özgürce gezebilmektedir.
şimdi sorarım size; böyle dine sahip bir ülkede, kadına değer veriyoruz deseler inanır mısınız? zaten kültürümüze de işletmişler din sayesinde.
-kadın evde oturur.
-temizlik yapar.
-kocasına hizmet eder.
-çocuk yapar.
kısacası kadın böyle bir şey işte. böyle bir ülkede yaşamak ise gerçekten çok boktan.
