kabir azabı

entry144 galeri5 video2
    44.
  1. Kurduğun bir cümleyi 30 cümle ile açıklamak zorunda kalmaktır.
    0 ...
  2. 43.
  3. 42.
  4. bildiğin yağlı kazıktır. büyütülmesine gerek yok.

    özet: oruçluyum ve akp ye oy veriyorum. cennetle müjdelendim. şeyimde değilsiniz.
    2 ...
  5. 41.
  6. sen benden gittin, acılar üstüme yıkıldı kaldı.
    sen benden gittin, yüreğim bir çığlık oluverdi.
    sen benden gittin, içimin suları kurudu bitti.
    ahh canım kavruldu.
    ahh gülüm savruldu.

    kavur od saldığın canımı, kavur!
    savur küle dönen ömrümü, savur!
    bana çektirdiğin bu azapları,
    inan ol, inan ol yapmazdı kahır!
    bana yaşattığın bu acıları,
    inan ol, inan ol yapmadı sabır!

    sen benden gittin, türküler üstüme yıkıldı kaldı.
    sen benden gittin, geceyle sabahı bekledik durduk.
    sen benden gittin, gözyaşım gözümü kör bıçakladı.
    ahh canım kavruldu.
    ahh gülüm savruldu.

    kavur od saldığın canımı, kavur!
    savur küle dönen ömrümü, savur!
    bana çektirdiğin bu azapları,
    inan ol, inan ol yapmazdı kahır!
    bana yaşattığın bu acıları,

    inan ol, inan ol yapmadı sabır!
    seyduna türküleri.
    1 ...
  7. 40.
  8. kesinlikle kur'an'da yok.
    A'raf 185: Peki, bu Kur'an'dan sonra hangi hadise iman ediyorlar?
    1 ...
  9. 39.
  10. herhangi bir sebep ile baba ile gözgöze gelmek, ardından sktirgit! birdaha bu eve gelme demesi.

    arabesk bir hayatın kollarına atılmak sonra. derken bu tutarsızlıklar bütününün yeni bir hayat anlayışı doğurması. kız arkadaş edinmen. sevmen. hem de deliler gibi. derken. ıssız adam olup çıkıvermen. iyi bildiklerinin aslında yalancı birer figüran olduğunu anlaman. yürümek sonra, yalnız başına hayat yolunda.

    toprak altına inmeye gerek yok. annenin mezarına gidip sohbet etmen. sonra durgunlaşman. ve kapaklanarak mezarın üstüne, sarılıp o toprağın şişkinliğine salya sümük hıçkırarak ağlaman.

    hayat, yaşarken de kabir azabı kimine. promosyon dağıtılmış bir yaşam hakkı kazanan her bünyeye. yaradan ne zalim. yaradan ne merhametli.

    güneş yine doğar. can avuçlarda olsun. ve kalksın semaya, günahları sırtına vurulmuş kaplumbağalar. ne şamdanlar alev alsın, ne de bakire kızlar gelsin. azap dolsun, bu kendinden menkul rüyalar!
    0 ...
  11. 38.
  12. bir ateistin cesedini yaktırıp, küllerini masmavi bir denizin sularına serptirmesi sonucu kolaylıkla yırtacağı hadise.

    edit akbayram: ateist değilim.
    1 ...
  13. 37.
  14. ne yazık ki tanrının ateistlere olan aşırıcılığını gösterir.

    sadece cehennemle yetinmeyerek birde kadir azabı koymak. burda türlü işkencelerde bulunmak aşırıcılıktır bana gore.
    0 ...
  15. 36.
  16. bir rivayete göre diş ağrısı kabir azabının binde biriymiş.
    1 ...
  17. 35.
  18. algıların duyduğuna "var", duyamadıklarına "yok" diyenlerin duymalarını sağlayacak olaydır.

    "keşke dünyaya geri dönsem de yaptığım aptallıktan kurtulsam" diye yalvarır kişi... kime?.. "yok" zannettiğine... hayatın restartı yok gülüm.

    (bkz: game over)
    1 ...
  19. 34.
  20. 33.
  21. Ebû Hüreyre'nin (r.a) rivayet ettiği bir hadiste Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur:

    "Kul öldüğü zaman kabrine, siyah renkli, yeşil gözlü, birinin adı Münker, diğerininki Nekir olan iki melek gelir. Bu iki melek ölen kişiye,

    'Şu Peygamber (s.a.v) hakkında ne dersin?' diye sorarlar. Ölen adam mümin biriyse, 'O, Allah'ın kulu ve Resulü'dür. Ben şahitlik ederim ki Allah'tan başka ilâh yoktur ve Muhammed O'nun Resûlü'dür' diye cevap verir. Mün-ker Nekir, 'Biz senin böyle söyleyeceğini biliyorduk' derler. Akabinde kabri yetmişe yetmiş zira 180 genişletilir ve nurla doldurulur. Sonra ona, 'Uyu' denilir. O, 'Beni bırakın da aileme gidip durumumu haber vereyim' der. Melekler ona, 'Uyu' derler, o da ailesinden en sevdiği kimsenin (eşinin) onu yatağından kaldırana kadar uyuması gibi uyur.
    Eğer ölen kişi münafık ise sorulan sorulara,
    'insanların bir şeyler dediklerini duyuyor ve ben de onlar gibi söylüyordum. Fakat bu soruların cevabını bilmiyorum' diye cevap verir. Münker Nekir, 'Zaten senin böyle söyleyeceğini biliyorduk' derler. Sonra toprağa, 'Bu adamı iyice sıkıştır' emri verilir. Toprak da onu iyice sıkıştırır, öyleki adamın kaburgaları birbirine girer. Bu azap onun için kıyamet günü dirilene kadar devam eder."
    0 ...
  22. 32.
  23. cehenneme gidecekler için antrenman sahasıdır.
    1 ...
  24. 31.
  25. kabir azabı günahkar olarak ölen ve inanmayanlar içindir. dikkatinizi çekerim müslüman olmayanlar değil inanmayanlar içindir.

    günahkar olmak demek büyük günah işlemek demektir. (örneğin büyü, eş cinsel ilişki, zina vs)

    dünyada ister inanan ister kafir olsun, kişi bela, hastalık, azap çekmiş ise bu kabir azabını hafifletici etkendir.

    cehenneme gidecek, cennete hiç bir zaman gidemeyecek kafirler dahil kabir hayatında ki azabı tadanlar cehennemde ki sıkıntıları azaltılacak. yani allahın eşitliği söz konusudur. 1000 yıl önce ölmüş bir kafir ile 1000 yıl sonra ölmüş kafirin çekeceği azap aynı değildir. bu sebeple kabir de çok kalıp çok azap çeken, az kalıp az azap çekene göre daha kötü olmayacaktır.

    azabın şiddeti ve süresi günaha bağlıdır. rüya gibi 3-5 saniye de gelebilir, geçmeyen yıllar da.

    ayrıca: (bkz: kabir hayatı)
    1 ...
  26. 30.
  27. 29.
  28. para için herşeyi yapan insanların yaşaması muhtemel azab.
    0 ...
  29. 28.
  30. stv'nin "sır kapısı" tarzı yapımlarında en korkunç haliyle tecessüm eden korkutmatör.

    "koşun ahali insanlar korka korka îmâna eriyor, hidayet kazanıyor" diyesi insanın.
    3 ...
  31. 27.
  32. 26.
  33. ortalama 2mt x 70cm x 150h ölçülerinde bir çukur, tahtalar düzenli bir şekilde yerleştirilmeye başlanır.. 7, 8, 9. tahta konur ve artık içeri güneş girmez. gümbür gümbür bir ses dolar içeri, artık mezar olmuştur o çukur, hoca verir talkını.. herkes rüya ya dönmüştür. gerçek hayat kafayı tahtaya vurmak ile başlar. münker ve nekir gelir.. sualler başlar... tokmak kafay iner, kaburgalar girer birbirine, yılanlar dolar vücuda.. bilumum haşerat..
    (bkz: aklıma mukayet ol allahım)
    8 ...
  34. 25.
  35. bazı insanların, sanki daha önce ölmüş de defnedilmiş, bizzat yaşamış gibi anlattığı olası sıkıntı.

    velev ki böyle bir azap var diyelim. o azabı yaşayacak olan biz değiliz. çünkü biz ruhla beden bir aradayken biziz. ruh bedenden ayrılınca, bellek ipliği bir kez kopunca, o mezara konulacak olan şey biz değil bambaşka bir varlık olacak.

    bu sebepten, korkulmaması, çekinlimemesi gereken bir eziyettir bu.

    ayrıca böyle bir azabın var olup olmadığını, böyle şeylerle insanları korkutmaya çalışanların da, onların hocaefendilerinin de bilmesi mümkün değildir.

    sonuç olarak; kabir azabı denen şey kıçtan uydurma korkutgaçtır.
    6 ...
  36. 24.
  37. zamanın göreceli olduğu mekan. öncelikle eğer kabir azabı şuan dünyada yaşadığımız zaman kavramıyla eşdeğer ise ortaya şöyle bir çelişki çıkmaktadır: ne denir islamda hesap günü gelince sevaplar günahlar teraziye konur hangisi ağır basarsa ona göre cennete ya da cehenneme gönderilir. içinde az bir şey iman taşıyan günahkarlar ise cezasını cehennemde çektikten sonra cennete alınır alınlarında da bir işaret bulunurmuş peki buraya kadar mesele yok, kabir azabı da bir azap mekanı olduğuna göre, burda geçirilen vakit günahların kefareti olarak kabul ediliyorsa ve dünya da içinde az çok iman taşıyan ama ibadetlerini aksatmış olarak öteki dünyaya intikal etmiş insanlar bu kabirde kaldıkları süre boyunca günahlarının cezalarını çekiyorlar ise ve hala cennet ve cehennem yaratılmamış olduğuna göre bundan 1300 yıl önce ölmüş bir müslüman kabirde geçirdiği bu 1300 yıl boyunca günahlarının büyük kısmının belki de tamamının cezasını çekmiş olmayacak mı? yarın kıyamet kopacak dersek bugün ölen insan ile 1300 yıl boyunca kabirde ceza gören insan arasında bir adaletsizlik yok mudur? biri kabirde cezasını tamamlayacak biri ateşler içinde. bunu bir yana koyalım zaman kavramına dönelim, eğer zaman bizim algıladığımız gibi değilse yani göz açıp kapayıncaya kadar geçen bir süre ise o zaman hadislerde ve ayetlerde belirtilen akrepler,yılanlar,çıyanlar sizi sokacak vucudunuz çürüyünceye kadar sizinle kalacaklar falan demek ne kadar mantıklı? ayrıca kabirde ruhumuz bedenden ayrıldığına göre o cezalar ruha mı yoksa bedene mi uygulanacak,ruh beden de olmadığı sürece acıyı hissetmeyeceğimize göre cansız bedene yılanlar,akrepler sokturmak hangi akla sığıyor.eğer konu dönüp dolaşıp yine biz bu akılla cevapları bulamıyoruz,bunları düşünmemek lazım sorgulamadan kabul etmek lazım denecekse, bu cevapları bilmek için alim, şeyh, üstad olmak lazım denecekse ve din bu kadar soyut kavramlar üstüne kurulduysa ve akıl çaresiz kalıyorsa neden ayetlerde hadislerde kabir hayatı ve benzer konular somutlaştırılarak veriliyor, yani akrepler,yılanlar nedir bunlar,de ki şüphesiz ki günahkarlar cezalarını çekeceklerdir,hiç bir günah karşılıksız kalmayacaktır,yöntem ve tekniği saklıdır o kadar.sonra cezayı ister kabirde ver ister öteki tarafta.
    6 ...
  38. 23.
  39. düşünmek bile insanın içini burkar.
    o küçük çukura girmek bile azapken, bir de yaptıklarının cezasını çekmek.
    tövbeler tövbesi!
    4 ...
  40. 22.
  41. günahı çok olanların çektiği azap. bi de kardeşi vardır (bkz: kadir azabı)
    0 ...
  42. 21.
  43. varmı bedavadan dünyaya zembille inip her türlü nimeti karşılıksız yemek. bununda rövanşı kabir azabı denen yer işte, derler ki kafirlerin mezarlarına gelen sorgulayıcı iki melek vardır. bunlar gözlerinden ateş saçan, dikenlerinden zehir akan, pençelerinden azab çeken ruhların görüntüsü vardır. sordukları her suale yanıt veremeyen ölmüş ruhun ebesini mikerler. sonra tekrar ve tekrar her gece yalnız cuma günleri tatil gelip aynı şeyleri yaparlar, kıyamete kadar. gece gece stv tandaslı entry ama olsun.
    3 ...
  44. 20.
© 2025 uludağ sözlük