Klasik islam öğretilerinin aksine Hz. ibrahim; sanıldığı gibi arabistan'a hiç gitmedi, adına kabe denilen siyah küplü tapınağı da yapmadı. ibrahim (abraham)'in bütün hayatı arabistan'ın yukarı yukarı taraflarında kalan mezopotamya'da, levant'taki(doğu akdeniz) kenan diyarında geçmiştir. kabe aslında bir putperest tapınağıdır.
islam öncesi cahiliye araplarında da kabe kutsaldı. ibrahim(abraham/avram), ibranilerin ve arapların atasıdır. abraham'ın asıl karısı sarah'ın(sare) oğlu ishak soyundan ibraniler, cariyesi hacer'in oğlu ismail soyundan da araplar türemiştir yani ibrahim'in asıl/gerçek çocukları 'israiloğulları', 'ishakoğulları' da denilen ibranilerdir(yahudiler). 'ismailoğulları' denilen araplar, ibrahim'in üvey evlatlardır. ayrıca islâm öncesi putperest(pagan/çoktanrılı) arabistan'da mekke'de bulunan şimdiki kabe'nin yanında 100 tane daha kabeler vardı. https://galeri.uludagsozluk.com/r/2312959/+
Olum bi bitmediniz şu müslümanlıkla uğraşmaktan yeter lan özgürlük özgürlük diye bir taraflarınızı yırtarsınız insanların inançlarına kulp bulmaktan da geri durmuyorsunuz ..
yok o kitaba baktım yok bu kitaba baktım . baktım dediğin kitapların hepsi değiştirildi kime neye göre onları kendine örnek gösteriyorsun ..
Kuranı diğer kitaplardan ayıran bi özellikte bozulmamış olmasıdır.
Sen şimdi tevratta yazmıyo o yüzden yanlış diyosun, iyide tevrat tam ve doğru değil ki şuanda, yani bozulmuş ve değiştirilmiş bi kitap sen buna nasıl inanırsın.
Detaylara takılırken bütünü göremeyen insan beyanı. ibrahim'i dinler diye bir kavram olarak literatüre girmiş bir Peygamber'den bahsediyoruz. Olaya buradan bakmak lazım Belkide.
delinin biri kuyuya taş atmış misali açılan saçma tespit. kuran-ı kerim'de yazılanı, bozulmuş tevrat'ta yok diye yalan kabul etmiş. bir kere bu iş iman meselesidir. kuran-ı kerim'den ne yazdıysa müslümanlar doğru olduğunu kabul eder ve inanır.
hz. muhammed' in yaşarken uyguladığı birtakım davranışlar sonradan ve o yine hayatta iken vahiy veya ayet yolu ile düzeltilmiş değiştirilmiştir.
ateist veya islam ile alıp veremediği olan bir tip değilim. vallahi bak.
şu da var hz. muhammed' kabe ve hz. ibrahim hakkın da ki verileri sonradan düzeltilmemiştir belki? asıl amacı tarihçilik öğretmek olmayan ve herkes gibi insan olduğunu sık dile getiren peygamberi haksız çıkarma çabası uygunmudur?
tevrat'a bakıp da sonuç elde etmeye çalışan bir cahilin saçmalaması.
tevrat'a iyi bak bakalım; hz. yahya efendimizi diri diri neden kesmişler. bulabilecek misin?
veya iyi bak, hz. allah'ın kudret helvası ve bıldırcın etiyle beslediği halde nankörlük eden israiloğullarının başına ne gelmiş görebilecek misin?
hatta çok çok iyi bak, hz. allah'ın her dinde emrettim dediği namaz ve zekat ayetleri nerede?
velhasılı kelam, tevrat hiç bir mevzu için kaynak alınabilecek doğrulukta bir kitap değildir. bir tarih kitabı hiç değildir. baştan aşağı çelişkilerle dolu tahrifata uğramış uydurma bir kitaptır. öyle olmasa incil ve kur'an gönderilmezdi.
ilk olarak ibrahimin hayatini gun gun anlatan tekvin kitabidir.en eski tekvin yazilimlari islamdan 600 sene oncesine aiittir herdeyse bin yillikdir. bu yazimlardan gunumuzdeki tekvin kitabinin hic bir sekilde degismedigi anlasilmakdadir.
daha ortada islam yok iken muhammed dogmadan 600 yil once yazilan bu kitabda mekke arabistan filan kabe gecmez. ayrica ibrahimin tanrisina kurban ettigi cocugu ismail degil ishakdir.
kabe hakkinda ilk tarihi bilgi isadan once 60.yillarda bir romali tarihci tarafindan yazilmistir. bundan once kabe hakkinda baska bilgiler mevcut degildir.
tarihin babasi sayilan herotat ise araplari ve kulturunu anlattigi yazitlarinda ise kabeden bahsetmemekle birlikte el-ilah adinda bir puta taptiklarini yazar.
kabe kelimesi ise hint kokenli bir kelimedir, zaten kabede mimari olarak hint mimarisini andirir.
ozet olarak: degistirilmedigi bulunan en eski belgelerle kanitlanan tevratda kabe gecmez. ibrahimin arabistana yolculugundan bahsetmez.
kabe dünya üzerindeki ilk evdir. hazreti adem tarafından yapılmıştır fakat o tarihlerde evden öteye gidememiş ve zamanla yıkılmıştır. kuran' da hz. ibrahim ile oğlu hz. ismail tarafından kabe' nin temellerinin yükseltildiğinden bahseder. yani yıkılmış yapının geriye kalan temelleri üzerinde binanın yeniden yapıldığını anlatır. ve hz. ibrahim den sonra kutsal bir mabet olur kabe. içinde putlar oluğu halde ebrehe' nin onu yıkmasına allah razı olmaz.
(bkz: fil suresi)
gelelim tevrat' ta bu konunun neden geçmediğine. belki de gerçekten bahsetmiyordur ama tevratta böyle bir konudan bahsedilse musevilikte inanılmaz bir çelişki yaşanır ve museviler için kutsal olan süleyman tapınağı yerine müslümanlar için de kutsal olan kabe bir dini merkez haline gelirdi. tevrat' ın bugüne kadar kaç kez değiştirildiğini bilmiyoruz bile. üstelik değişirenler yaratıcı ile pazarlık yapan bir millet. cumartesi günleri çalışmanın yasak olduğu musevi inancında, new york ta piyasanın en hareketli olduğu gün yani cumartesi günü dükkanlarını açmak için yahudilerin nasıl taklalar attığını biliyorum.
hindu inançlarında benzerlik olması gayet normal. hinduizm yada brahmanizm denilen dinler de aslında aslı bozulmuş olan allah katından inme dinlerdir. yani hepsinin aslı aynıdır. tıpkı orta asya da ki gök tanrı inancı gibi.
ayrıca buda denilen kutsal kişinin hz. idris olduğu da kesin olmamakla birlikte güçlü bir ihtimaldir.
velev ki hz ibrahim yapmamış olsun ve ya yalan olsun da yurdum sığırı neden bu kadar rahatsız oldu ki bundan?
inanca bok atıp orgazmı yaşamaksa amaç illa başlık açmak gerekmiyor. sağ el kuralı uygularsın yine ulaşırsın orgazma.
kuran-ı kerim'de yer alan büyük bir tarihi hatadır.
kabe'nin tarihi olarak ibrahim peygamber tarafından yapılmış olması imkansızdır.
--spoiler--
Tevratta yaptığım aramada tek bir yerde bile "Kabe"den bahsedilmediğini fark ettim. Bilinen diğer isimleriyle de sonuç değişmedi.
Neden...???
Kuran'ın anlatımına göre, Mekke'de bulunan Kabe peygamber ibrahim tarafından yapılmıştır.
Kendisi ve oğlu ismail Arabistan'a gelmişken o binayı inşa etmişler. Bu öğretişle Arapların tapınma merkezi olan Mekke bugüne kadar önemini devam ettiriyor.
Onun için buna şimdi biraz dikkat edelim, acaba ibrahim gerçekten o binayı yaptı mı?
Dikkatle ve tarafsız araştırdıktan sonra anlayacağız ki, bu sonradan uydurulmuş bir öğretiştir.
ibrahim'in hayatını adım adım Tevrat'ın Tekvin kitabında okuyoruz, bugünkü Irak'ta bulunan Ur kasabasında doğdu, sonra Türkiye'deki Harran kasabasında yaşadı. Bir zaman için Mısır'a kaçtığını da okuyoruz. Hayatının geri kalan günlerini de Filistin'de geçirdi. Ama hiç bir yerde Arabistan'a ayak bastığını okumuyoruz.
Öyle olsaydı, Tevrat onu yazmayacak mıydı?
Müslümanlar bunun gibi çıkmaz durumlara düşerken "Ama tevrat değiştirildi" lafını ortaya atıyorlar.
Tabii ki, öyle bir şey mümkün ama tevratı değiştirip Kabe'nin ibrahim tarafından yapıldığını anlatan bölümlerin çıkartılması kimin ne işine yarayacaktır? Bunun mantıklı tarafı da yoktur.
Elimizdeki Eski Ahit el yazmaları Muhammed'in zamanından 600 seneden daha eskidir.
Ve onlarda ibrahim'in Mekke'ye ya da Arabistan'a gittiğini okumuyoruz. Muhammed'den önce kimse "ibrahim Arabistan'a gelip, Kabe'yi kurdu" teorisini ortaya atmamıştı.
Muhammed'den 600 sene önce kişilerin daha Arapların peygamberinin ortaya çıkacağından haberleri yoktu. Nasıl o zaman kendi kutsal saydıkları kitabını değiştirmeye ihtiyaç duysunlar?
Kuran'ın anlattığına göre, ibrahim Mekke'deki Kabe'yi oğlu ismail ile birlikte yapmış;
bakara suresi 127. ayet:
Ve o zaman ki, Ibrahim Beyt'in temellerini yükseltiyordu. Ismail ile birlikte söyle dua ettiler: "Ey Rabbimiz, bizden kabul buyur. Çünkü daima işiten, daima bilen Sensin ancak Sen!"...
Tevrat'ta ise, öyle bir şey okumuyoruz. Bu Arapların boş hayallerinden fırlama bir öğretişdir.
Zira ismail soyunun Arapları oluşturduğu farzedilir,tevrata göre vaad edilmiş çocuk aslında ishak'tır ve ibrahim'in gerçek eşi Sara'dan olmadır, halbuki ismail hizmetçisi Hacer'den olmadır ve kuvvetle muhtemel Araplar bir şekilde bu durumdan bir hayıflanma gösterdiklerinden kabe yapıcıları olarak ibrahim ve ismail'i öne çıkartmaya çalışmışlardır.
ismail için bugün hala Araplar "Arapların babası" terimini kullanırlar ki bu herhalde yeterli bir etkendir.
Tarihe bakarsak, Mekke'deki Kabe ilk olarak isa'dan önce 60 senesinde Roma'lı bir tarihçi olan Diodorus'un kitaplarında geçiyor. Onu bütün Araplar tarafından büyük saygı gören bir "putevi" olarak anlatıyor.
ibrahim isa'dan 2000 sene önce yaşadı. Bütün bu zaman içide bir kere olsun, tarihçiler Mekke'deki Kabe'yi anlatmıyorlar.
Mesela, tarihçilerin babası olan Yunanlı Herodot isa'dan 440 sene önce iran'ı ve de Arabıstan'ı anlatırken, Arapların adetleri ve inançlarından da söz ediyor. Kuran'da geçen Al ilah putunun adını kullanıyor. Fakat kabe'den hiç söz etmiyor.
ilginç...
Demek ki Kabe, Herodot'un zamanı (isa'dan önce 430 senesi) ile Flavius'un (isa'dan önce 60 senesi) zamanının arasında yapıldı.
Bütün bunlar gösteriyor ki, Kabe ibrahim'den çok sonra yapıldı.
Son olarak, Müslüman kaynaklarında yer alan ve birbirlerine ters düşen iki bilgiye de yer verelim.
Yukarıda gördüğümüz gibi, Muhammed de Arapların "Kabemiz ibrahim tarafından kuruldu" masalını Kuran'ın içine aldı. Bunun mümkün olmadığını da gördük.
Ama aynı zamanda en büyük Hadis koleksiyonu olan ve Kuran'dan sonra ikinci önemli kitap olarak anılan Buhari'nin hadislerinde Muhammed'in şu sözünü okuyoruz:
-----------
Abu Dar şöyle rivayet etti:
Ben dedim: "Ey Resulullah! Yeryüzünde yapılan ilk camii hangisi idi?" O da dedi: "(Mekke'deki) Mescidi Haram." Ve ben sordum: "Ya ondan sonra hangisi yapıldı?". O da cevap verdi: "(Yeruşalim'deki) Mescidi Aksa". Ben gene sordum: "Onların yapılmasının arasında ne kadar zaman geçti?" O da, "Kırk sene" diye cevap verdi...
(Sahih Buhari, cilt 4, kitap 55, hadis 636)
-----------
Mekke'deki Kabe ne zaman yapıldığı bilinmiyor; oysa kudüs'teki Mescidi Aksa hakkında kesin tarih bilgilerimiz var onu kral Süleyman isa'dan önce 953 senesinde tamamladı.
Bu hesaba göre, Kabe ondan 40 sene önce, yani 993 senesinde yapılmış olmalı. O da ibrahim'in hayatından 1100 sene sonradır.
Bu durumda birisi yanlış söylüyor ya Kuran ya da Buhari'nin hadisi.
e şimdi kabe'yi ibrahim peygamber ve oğlu ismail yapmadı da kim yaptı?
düşünün ki al ilah putunun ismi bir tarihi kaynakta geçiyor ama kabe aynı tarihi kaynakta yok...neden hacılar?
bu sorunun cevabını bulmak için kabe'nin mimarisine bir göz atacak olursak, gözümüze çarpacak ilk şey kabe'nin güneydoğu kenarında bulunan hacer ül esved taşı olur.
Kabe'nin köşesindeki bu kara taş, müslümanlar tarafından kutsal Kabul edilir ve Hacerül Esved diye adlandırılır. Bu, Sanskritçe bir kelime olan "Sanghey Ashweta" dan gelir ve "beyaz olmayan taş" anlamındadır. "Shiva Lingam"ın adı da "Sanghey Ashweta"dır. Kabe'de bulunan bu taş, Hindu kutsallarıyla büyük benzerlik gösterir.
--spoiler--
not: Shiva Lingam: Hinduizm'de kutsal olan ve yaratıcının enerjisini simgeleyen taş.
--spoiler--
vay anasını sayın seyirciler hindular nereden çıktı ya şimdi?
cevap basit;
brahma-->abraham-->ibrahim...
neyse...
mimari diyorduk ya la?
hacer ül esved taşının yönüne dikkat edelim...
--spoiler--
Saivagama ve Veda Kutsal Kitaplarında bütün Shiva tapınakları, Shivalinga (Shiva'nın sembolü) doğu yönüne bakacak şekilde inşa edilirler.
Dünyadaki tüm tapınaklarda bu gözlemlenir. Tapınağın giriş kapısı her zaman doğu veya kuzeydoğu yönüne bakar. Vaastu'ya gore (bir mekanı fiziksel ve metafiziksel güçlerle uyum içinde olacak şekilde düzenlemek, tasarlamak), ibadet bölümü her zaman evin kuzey doğusunda olmalıdır ve tanrı-tanrıça simgeleri de doğuya bakmalıdır. Evin giriş kapısı doğuya ya da kuzey doğuya bakmalıdır. Bu durum, Kabe'nin girişi ve Hacerül Esved'in yerleştirildiği yerde de aynı şekilde görülebilir.
--spoiler--
bak şimdi iş fengşui ye gidecek.
neyse efendim toparlayalım,
--spoiler--
Klasik Arap dili bugünkü Arabistan'da değil, Levant denen, Arabistan yarımadasının kuzeyinde, Akdeniz'den başlayarak bugünkü Suriye ve Irak'ı içine alan geniş bölgede gelişmiştir.
islam ortaya çıkmadan çok once de, Kabe bir hac yeriydi. Kabe kelimesi olasılıkla yaklaşık MÖ 1700 lerde, Tamil dilinden gelme bir kelimedir.
Tamil'de Nadu Kabaalishwaran tapınağı tanrı Shiva'nın tapınağıdır ve Kabaall, tanrı Shiva'yı temsil eder.
--spoiler--
--spoiler--
Kabe'de sekizgen şekilli kaide (bir taş) ibrahim'in makamı adıyla bilinir. Hinduizm'de yaratıcı Brahma'nın kaidesi de sekizgen şeklindedir.
Müslüman hacılar, Kabe'nin etrafını yedi kere dönerler. Hindular da tanrı ve tanrışalarını tavaf (paradakshina) ederler. Bu, Kabe kutsallığının islam öncesi dönemden gelen bir geleneğidir.
Müslüman hacıların, aynen Hinduların kendi kutsalları etrafında tavaf yapmaları gibi, Kabe'yi tavaf etmeleri, söylenenin aksine, islam'da taşların kutsal olmadığı iddiasının doğru olmadığını gösterir.
--spoiler--
görüldüğü üzre kabe'nin mimarisinde hinduizmin etkisi büyük. e haliyle hinduizmin ve bölgedeki diğer dinlerin de islamiyet üzerinde etkisi büyük olacaktır.
lakin kabe'nin bir hindu mabedi olduğuna dair asıl kanıtı sona sakladım,
--spoiler--
Kral Vikramaditya yazıtı, kutsal Kabe'de asılı duran altın bir kabın üzerinde bulunmuştur. Bu, hiç bir şüpheye yer bırakmaksızın, Arap yarımadasının tarihteki Hindistan imparatorluğunun bir parçası olduğunu kanıtlar.
yani işin aslı şu ki panpalar, biz hacca gidip kabe'yi tavaf ederken ve hacer-ül esved taşına dokunup onu öperken aslında tanrı shiva'ya yapılan bir ibadeti gerçekleştiriyor ve shankara taşına dokunabilmek için birbirimizi eziyoruz.
zaten kuran-ı kerim'de haccın esaslarından bahsederken farklı manalardan bahsediliyor lakin günümüzde bu shiva hindu ibadeti uygulanıyor.
haccın orijinal haline ise başka bir konu başlığında değiniriz yeter lan. çok uzun oldu "özet geç piç" diye yazar dururlar birazdan...