sözlükte her taşın altından çıkan, artık okunulmaktan, görülmekten bıkılan, bir süreliğine uzak bir ülkeye (hindistan olabilir) tatile gitmesi gereken yazarı en iyi anlatan söz.
ilginç bir hikayesi olan deyim.anlamı bıktırmak, usanç vermek, tatsız gelmeye başlamak.
eskiden tarlaya çalışmaya gidenler veya çobanlar kabağın içini oyup pilav koyarlarmış.kabağın içerisinde uzun bir süre beklediği zaman pilavın tadı değişir;kabak kokusu sinermiş yemeğe. uzunca bir süre bekleyince yemeğin tadının değiştiğini gören çoban da bu iş kabak tadı verdi demiş. ya ya.
hakkında türlü şehir efsaneleri mevcuttur.
bir tanesine göre; devlet tarafından galatasaray lisesi öğrencilerine bedava yemek verilirmiş.tatlı olarak genellikle kabak tatlısı çıkarmış.zamanla çocuklar çıkan tatlıdan çok sıkılmışlar ve ne zaman insanı bıktırıcak bir şeyle karşılaştıklarında kabak tadı verdi demeye başlamışlar.öğrenciler arasında popülerleşen bu söz zamanla öğrencilerinden çevreye yayılmaya başlamış ve zamanla herkesin kullandığı bir söz olmuş"kabak tadı vermek"
balkabağı mı yoksa kabak sebzesi mi hangisi kast ediliyor anlaşılmamış deyim.
birinci seçenekteki kabaksa bu deyime konu teşkil eden, bu lâfı üreten bünyenin aklından şüphe edilmelidir.
kabak sebzesinin kastedildiği deyim. hatta emre kongar ve mehmet barlas'ın beraberce sundukları yorum farkı isimli programda bizzat emre kongar hoca tarafından izah edilmiştir.