kızın etrafı zaten erkeklerle doludur, aşk acısı çektiği çocuğun yerini rahatlıkla doldurabilir. fakat bizim gariban erkek kardeşimiz zaten o kızı zor bulduğundan aşk acısını atlatamaz
öyle ki insan denen canlı en sevdiğini toprağa verdikten sonra bile hayatına kaldığı yerden devam edebiliyorken aşk acısı denen şey nedir ki? kızlar çabuk unutur çünkü aşk kadınlar için süreç erkekler için sonuçtur. kadınlar süreçte yavaş yavaş tüketir aşkı ama erkekler istediği sonucu elde edene kadar aşkı tüketmeyi bırak yaşamaz bile. Kadın aşkı tükettiğinde erkek henüz sonuca ulaşmamışsa o aşk acısı geçmez. Yani kolay kolay geçmez çünkü neye uğradığını neden terk edildiğini veya ilişkinin nasıl bittiğini anlamaya çalışırken bile perişan olur. erkeğin aşkı daha harcanmamış, bitmemiş, tükenmemiştir ama kadın çoktan her şeyi harcamış, bitirmiş, tüketmiş ve gitmiştir.
kızlar aşk açısı cekmezler cektiklerine ve o kişiyi sevdiklerine inandırmak isterler. cem yılmaz kadinlarla ilgili ne güzel tespit yapmis . kadınlar kendi yalanlarini bile kendine inandirirlar.
ya öyle kızlar ayran gönüllü, etrafda bin tane abazan var diye hiç acı çekmiyorlar. ulan bir de bu yüzden acı çekiyoruz biz! etrafına aç köpek sürüsü gibi doluşan, kadını et parçasından ibaret gören sapık erkekler ilgimizi çekmiyor!! ayrılınca onunla bununla yatmıyoruz, film klişelerini aklınızdan çıkarın! gidip bar çıkışı birilerine yavşamıyoruz, "bundan sonra vur kaç yapcaz abi" gibi iğrenç cümleler kurmuyoruz! her önüne gelene yazmak yerine, içimizde yaşıyoruz acımızı. yeni birini görünce salya akıtmak yerine, yine incinmemek için tedbirli davranıyoruz. bu yüzden bazı pis abazanlar "her erkek aynı değil, ben farklıyım güzelim ehe" diyor üstüne de "kezban bu" deyip aşağılıyor, dimi aynı değilsiniz? farkınız kurduğunuz cümlelerden açıkça görünüyor ..
tabi ya kadınlar bu kadar şeye rağmen, aşk acısını da çabuk atlatıyor. ne de olsa vajinamız mememiz var, bize bir şey olmaz dimi?
yanlış önermedir. erkekler başka bir kız bulduklarında acılarını hafifletiyorlar. veya o acıyı cinsellikle bastıyorlar. kızlar ise hem aşk acısı hem pms etkisiyle kafayı yiyor. ayrıca eski sevgilisinin yeni sevgilisinin 7/24 giydirme,laf atma, kıskandırma çalışmalarını da unutmamak lazım.
asla bir erkek gibi aşık olamayacaklardır. hormonları bozuk olanları hariç, hiç bir kız, kadın erkeklerin bildiği, yaşadığı anlamda aşk acısı hissetmez, hissedemez. çünkü o kaçandır, siz ise kovalayan.
Etrafındaki meriçler sayesindedir. Erkek tek başına üzülür, yanındaki arkadaşları "tamam lan karı gibi ağlama bi kız için" deyip destek vermez veya en fazla "sana kız mı yok amk" der.
Kızların etrafında ise mutlaka sevgilisinden ayrılsa da teselli ayağına ben yazılsam diyen bir Meriç olur ve onun ilgisiyle egosu tekrar fullenir bir kaç günde.
Genelleme yapılmamalı bence. Sevince adam gibi severim. Biri vardı mesela beni bıraktı evlendi gitti. Gurur denen şey kalmadığı gibi herşeyimden ödün verdim. Ve ne yazık ki hala seviyorum özlüyorum. O ise benim adımı hatırlarmı bilinmez.
Benim kendi gözlemimce de böyle bir gerçek var. Özellikle de belli bir yaştan sonra. Bir kız aşk acısı çekince ilk birkaç gün deli gibi ağlıyor, "napcam ne etcem ben" moduna giriyor fakat içindeki zehri döktükten sonra da özgüveni yerine geliyor, "ben ona mı kaldım be" moduna giriyor. Hele ki etrafında ona ilgi gösteren hoş tipler varsa durum çabucak atlatılabiliyor.
Erkeklerdeyse durum tam tersi. ilk başta kurtulduğunu sanan er kişimiz kızımızı ve alışkanlıklarını zaman geçtikçe özlemeye başlıyor. "Ona şimdi birileri de yavşıyor mudur" düşüncesi de başladıysa hele hiç dokunmayın. Durum daha da içinden çıkılmaz bir hal alıyor. En azından benim gözlemim bu yönde.
Kardes kizlar ayrilirsa hemen atlatiyor. Unutulmamak her zaman degerli olmak isteyen erkekler kizi terk etsin hatta aldatsin iste o zaman degerli olursunuz.