cümle yanlış olmuş. rahatsızlık demek istedi herhalde biri.
hala hiç bir şeyin farkında olmayan, feminizmi erkek düşmanlığı falan zanneden, haklarını savunmak yerine, boyun eğişi ile övünen, erkek mantığı ile düşünüyor olmasının aptallık olduğunu farketmeyip bununla övünen kadınlarımızın ve genç kızlarımızın sayısı hiç de az değil.
hal böyle olunca içinde bulundukları durumu rahatlık olarak algılamaları da beklenebilir.
ben aciz ve güçsüzüm erkeklerse güçlüdür mantığını yayarak, erkeği çalıştırıp evde oturmak, çocuk bakmak, sen aslansın sen büyüksün deyip diğer taraftan kendi isteklerini yaptırmaya çalışmak çelişkisi içindedirler. bazen de insan gibi ayakları üzerinde durmak yerine çocuk gibi sürekli korunup kollanmak işlerine gelir. bu kadarcık çıkar için vazgeçerler insanlıklarından, bu kadarcık çıkar için kabullenirler ikinci sınıf olmayı ki bence hiç de onurlu bir davranış değildir.
ekleme:
kısacası ben hiç de rahat değilim, rahat olanlar ve bunca haksızlığa ortak olanlar utansın.
yayanın geçemediği yerde babasının yaylasında yürüyomuş gibi rahat gezen insan modelinin sahip olduğu rahatsızlık veren rahatlıktır. sanki küçük dağları hanım efendiler yaratmış, dünyada bir tek onlar var herkes onların hizmetinde sanki...
olmayan rahatliktir.
kiz olmak, insana hic ama hic bir rahatlık vermiyor, hic öyle bir rahatlık tatmadım.
insan bir şöyle gece vakti, hüzünün, melankolikliğin zirvesine vardığında bile, kendi başına sokağa cıkamaz.
onu gec, birisini sevdiğinde onunla beraber oldugunda bile or.spu olarak görülmek eğer bir rahatlıksa, ay ne rahatız, ne güzel yaşıyoruz.
en basit rahatlığımızdan yola cıkalım, her 28 güne bir acı cekeriz, yazın sıcakta suya giremeyiz, tabi cok güzel bir rahatlık verir biz kadın milletine bu, hani bazi erkekler vardır ama siz yapın o zaman bizim işlerimizi derler askere gidin fln, tabi askerlik dönemi bir hayatdan daha uzun sürüyor kadın milletinin hayatı boyunca cektiği adet sancısıyla askerlik karşılaştırılmaz.
herkesin bir güzelik anlayışı vardır birde, aman şöyle zayıf olsun, aman beyaz tenli olsun, aman şunu demesin, şöyle bakmasın, tabi buda bize verilen dayanılmaz bir rahatlıktır, nasil davranacagımızı hic düsünmek zorunda degiliz, herkes söylüyor nede olsa. ohhh mis mis.
cok rahatız yaa, kimse rahatımızı bozmaz inşallah, amin.
iddia: kız olmak çok rahat bir şey.
kız cevabı: hayır hiç rahat değil. tecavüz korkusu sürekli ensemizde. rahatça gezemiyoruz.
bir kız bu cevabı verirken bir noktayı atlar. tecavüze uğrama riski, ve el üstünde tutulan prenses olmanın kaynağı aynı sebeptir.
kadın bir prensestir, bu nedenle ilgi görmeli, herkes ona tapmalı; kadın bir prensestir, kendisine layık bir beyaz atlı prens kızın gönlünü çalmalı, beyaz atlı prens kıza bakmalı, her dediğini yapmalı...
ve kadını prenses yapan özelliği ulaşılmaz oluşudur. çok erkek gören bir kadından prenses olmaz. basit kadınlar bir çok erkek görürler. prenses tek erkekle yaşar, hayatını onunla geçirir.
bakış açısı buysa, bir kızı elde etmek, bir erkeğin en büyük onurudur. birden fazla kızı elde eden erkek imparatordur; hiç bir kızı elde edememiş erkek fakirdir, eziktir.
fakat bir erkek, gururlu ve onurlu bir prens olabilmek için kız elde etmek zorundadır. öyle ya da böyle. bu bakış, erkeği tecavüzü kullanmaya yöneltir.
prenses olabilmenin riski tecavüze uğramaktır. fakat kadınlar, ne olursa olsun prenses olma aşklarından vazgeçmeyecekler.
kız iddiası: herkes bize ne yapacağımızı söylüyor, bu hiç güzel değil.
bu durumun tersini düşünelim. eğer bir kadına, hiç kimse ne yapması gerektiğini söylemezse; kadın ilgi görmediğini ve bir prenses olmadığını düşünür. bu bir kabustur. kadına ne yapması gerektiğini söyleyen insanların varlığı, kadının el üstünde tutulduğunun işaretidir.
bir kızın cinsel özgürlüğünün kısıtlanması, daha doğrusu bir erkek kadar serbest olmayışı, kadını bayan yapar. bayan, farklı bir şeydir. saygı duyulmalı, hesabı ödenmeli, valizler taşınmalı, faturaları ödenmeli... kadının cinsel özgürlüğünün kısıtlanması, kadının el üstünde tutulmasına neden olur ki, bu da kadının prenses olduğunun bir kanıtıdır.
annelik ve evlilik kavramları ise, fildişi kulede hapsolmaktır. bir kadın anne olabilmek için yıllarca evde oturur, prensini bekler. bu sırada evde kalıp kız kurusu olma tehlikesi de vardır. fakat, anne olma yolunun sonucunda kadın iktidara sahip olur. önce evde kocasını yönetir ( kadın ne kadar ezilse de kocasını yönetebilir, bu beceriye ve içgüdülere sahiptir), çocuğu nedeniyle toplumda el üstünde tutulur. önce kendi çocuğu üstünde, daha sonra gelinler ve damatlar üstünde bir güce sahip olur.
kadın çalışmaz, şunu yapmaz bunu yapmaz, bireysel olarak kendini geliştiremez; fakat bunların sonucunda bütün aile üstünde bir yönetime sahip olur.
kadınlar, yaşadıkları bu baskı dolu hayattan ne kadar rahatsız olsalarda; bu hayatın değişmesi riskini göze alamazlar. daha özgür bir kadın, daha az prensestir. özgür kadınların olduğu bir toplumda, kadınlar prenses olarak görülmez el üstünde tutulmazlar. kadın bu bilgiyi de içten içe bilir. tecavüz korkusu, evde kalma korkusu gibi korkulara sahip olsa da, tahtını kaybetme riskini asla almak istemez.
bu nedenle diyebiliriz ki, türkiye de kadın olmak rahattır. kadının gizli ve güçlü bir iktidarı vardır. bunu kaybetmek istemez. bu nedenle baskı altında kalmış olmayı kabullenir.
ayrıca, baskı altında olduğunun ve ezildiğinin düşünülmesi de kadınlara ayrıcalıklar sağlar. istediği pek çok şeyi, bu mazlum edebiyatı sayesinden elde edebilir. böylece hem gizli bir iktidarı, hem de ayrıcalıkları vardır.
kadınların bu kadar psikopat olmalarında, masalların yeri ve önemi büyüktür. beyaz atlı prens tarafından kurtarılmak, yani kadının her işin gören erkeklerin olması; kadının prensesliğine bir işarettir. prenses bir kadın, prenses olamayan kadınlardan üstündür. böyle de bir hiyerarşik yapı vardır.
beyaz atlı prensin komadaki pamuk çuğu uyandırması ( rakip bir cadıdır, bu detaya dikkat), uzun saçı ( dişiliği ve kadınlığı) nedeniyle ve sayesinde kurtarılan rapunzel; prensesliğin en üst noktasıdır. prensesliğin en üst noktasına giden yol, fildişi kulede hapsolmada ve çevresindekilere hizmetçilik etmekte saklıdır.
rahatlık? bu toplumda,özellikle de bazı kesimlerinde, sadece ve sadece cinsiyetinizin bayan olmasından ötürü, birçok şeyden mahrum kaldığınızı biliyor musunuz acaba? ya da bilip de işi vurdumduymazlığa getirmeyi ne kadar kendinize yediriyorsunuz?
neyin rahatligi?
toplumda cinsel obje yerine konmanin mi?
ya da uremeden baska islevinin olmadigina inanan insanlarla yasamanin mi?
gunumuz sartlarinda kadin ekonomik ozgurlugunu elde etmelidir.
ayni zamanda neslini devam ettirmesi gereken bir es de edinmelidir.
evinin kadini cocuklarinin anasi olup ayni zamanda da para kazanmalidir rahat bir yasam icin.
annesini el ustunde tutup karisini doven hatta olduren insanlarin oldugu bir dunyada kadin olmanin nesi rahattir?
tecavuze ugrayan yuzlerce kadina ne demeli? cok rahatlar degil mi.
ayrica. (bkz: tespit sıçmak)
konuyla aciklama baglantisi sorunu yasamis herkez. Erkeklerle sidik yarisi yapmaya calismis bagzilari. Rahatim cunku her sabah ise gitme derdim yok terler biyerimden cikmiyor.