türk futbolunun kaderini değiştiren isim olarak kabul edilen derwall 1927 yılında doğmuştur. 1986-87 sezonunda galatasaray ı 14 yıl aradan sonra şampiyon yapan derwall milli takımımızda da görev almıştır.
ölüm haberiyle tüm galatasaray'lıların içini cız ettiren teknik adam. keşke tüm gerçek galatasaray'lıların ömründen 1'er gün alınıp ona eklenseydide bu ölümü görmeseydik...
alakasız edit: soma kömür diyarından şampiyon cim bom bom'umuza sevgilerle *
alman milli takımıyla yaşadığı büyük başarıların yanısıra, türk futbolununun yaratıcısıydı jupp derwall. son 20 yıldaki her başarıda, yabancılara karşı alınan her galibiyette, uefa kupalarında, dünya kupalarında hep onun imzası vardı.
türk futbolunu toprak sahalardan, çamur içindeki antrenmanlardan, sadece gol yememeye endekslendiğimiz avrupa maçlarından alıp; korkmamayı, yetenekleri ön plana çıkarmayı öğretmiştir.
nasıl bir devrimdir ki onun yaptığı, geldikten sadece 3 sene sonra galatasaray, şampiyon klüpler kupasında yarı final oynamıştır. eğer ben son 20 yılda 10 galatasaray şampiyonluğu gördüysem onun açtığı yol yüzündendir, eğer ben uefa kupasının süper kupasının getirilişini gördüysem onun sayesindedir. eğer bu ülke dünya kupasında üçüncülük yaşadıysa onun sayesindedir. onun elinde büyüyen tugaylar, bülentler, raşitler, erhanlar, uğurlar, muhammetler...yeni gelen futbolcu nesillerine korkmamayı öğrettiyse onun sayesindedir.
seni çok seviyoruz jupp hoca, nur içinde yat...nereye gitsen cennet yaptın yaşarken şimdi de senin mekanın cennet olsun.
haziran 1987. ali sami yen stadı. galatasaray-eskişehirspor maçı.
bir çok taraftarın doğumgünü gibiydi, bize yaşattığı 1987 haziranı. 14 yıl aradan sonra gelen şampiyonluğa; sanki o da bizimle 14 yıl beklemiş gibi, sanki o aradaki yıllarda almanya'yla dünya futboluna damga vurmamış gibi, sanki o da doğma büyüme sarı-kırmızıymış gibi öyle içten öyle samimi seviniyordu ki. gözyaşlarını koyvermiş, tribündeki binler, sahadaki futbolcuları gibi ağlaya ağlaya şampiyonluğu kutlamıştı.
o günden sonra da bu taraftar mutlu günler gördü, gözyaşlarını tutamadığı oldu, ağlaya ağlaya tezahüratlar yaptı...neuchatel'ler, monaco'lar, manchester united'lar, milan'lar, leeds'ler, arsenal'ler, real madrid'ler, juventus'lar...ama o gün, bundan 20 yıl evveli gibi bi sevinç yaşamadı bu taraftar.
ve o gün, bu taraftarın türkiye'deki bir şampiyonluğa ya da galatasaray'ın bir türk takımını yenmesine, son kez o kadar çok seviniyordu. sonrada coştuğumuz çok maçlar oldu ama tam 20 yıl önce o gün, ali sami yen'de bişeyler oldu ve her şeyin oluş sebebi jupp derwall'di.
ne kadar büyük bir değişim yaşandığını belki şimdi farkedemeyebiliriz ama ülke futbolunun o yıllardaki halini düşünüp, o şampiyonluktan bir sene sonra sami yen tribünlerine asılan ve bir sezon boyunca kalkmayan, önemli olanın kafaların değişmesi olduğuna inananların bir sezon boyunca tezahüratlarıyla eşlik ettiği o muhteşem pankart, derwall'in türk futboluna katkısıdır:
bu pankart ve tezahürat, şu an ne kadar naif ve ulaşılmaz görünüyor ama 20 yıl evvel bir türk takımının sezon başındaki hedefi şampiyon klüpler kupasını almaktı.
eskişehirspor maçından tam 20 yıl sonra, jupp derwall gitti ama o günü yaşayan taraftarlar yaşadıkça, galatasaray hiç bir zaman diğerleri gibi olamayacaktır.
galip durumda da mağlup durumda da gülümseyişini yitirmeyişi akıllarda kalan, galatasaray' a kazandırdığı müthiş futbol altyapısı ile avrupa' da kazandığı başarıların mimarı, galatasaray' ın vefat eden eski teknik direktörü. inşallah sarı ve kırmızı çiçekler yeşeriverir mezarında, tanrı taksiratını affetsin.
ne acıdır ki, yaşarken değil de vefat ettikten sonra hakkında neredeyse şiirler, edebi eserler yazılmakta olan dönemin başarılı ismi. türk futbolunda doğrudan olumlu etkileri bulunan biri hakkında 10 gün öncesine kadar yalnızca bir entry girilmiş olması ne acı bir durum.
hayata gözlerini yumana dek türkiye'yle bağını hiç koparmayan bir isimdi. ışık içinde yatsın...
ölümüyle sadece galatasaraylıları değil, herkesi üzen teknik direktör. kendimizi ülke olarak avrupa'dan en dışlanmış hissetiğimiz dönemlerde, bizden biri olan nadir yabancılardan biriydi.
alman futbolunda kazandığı başarıların ardından şef gümüş kıvrım lakabıyla anılmış, asla ölmeyecek galatasaray efsanesi.
(bkz: iz bırakanlar unutulmaz)
türk dostu alman teknik adam. türk futboluna kazandırdığı yeniliklerin yanısıra mustafa denizli, fatih terim, raşit çetiner gibi önemli teknik direktörlerin yetişmesinde hatırı sayılır bir paya sahiptir. tipik alman ciddiyetinden ziyade cana yakın duruşuyla da içimizden biri olmuştur. değerli bir insan, değerli bir futbol adamıdır. toprağı bol olsun.
galatasarayın perspektifini değiştirip, avrupa başarılarının temelini atmış ve bu sebeblede türk futbol mantelitesinin değişimine öncülük etmiş, büyük futbol adamı. teşekkürler jupp derwall. allah taksiratlarını afetsin.
turk futbolunun bu gunlere gelmesinde buyuk rol oynamis efsane teknik adam.. galatasarayi 4 sene ust uste sampiyon olmasinda buyuk etkisi vardir yanilmiyorsam.topragi bol olsun..
galatasaray'ın o me$hur 14 yıllık $ampiyonluk hasretini, eskişehirspor'u 2 - 1 yenerek dindiren adam. ardından 1988 yılında gs'den ayrıldı ve ülkesine döndü.1991'de de bir kalp krizi geçirdi. ondan sonra da sakin bir hayat sürdürdü.
ba$arılarından biri de batı almanya(o zaman öyleydi) milli takımını 1980 yılında avrupa futbol şampiyonası şampiyonu yapmasıydı. 1982'de de dünya kupası'nda final oynadılar, ama olmadı. bir de kitap yazdı o arada.
derken malum sonuç işte, yumdu hayata gözlerini. biz galatasaraylıların unutamadığı, çok sevdiği teknik direktörlerden biriydi bence, hep güzel hatıralarla hatırlayacağamız, güzel insan. güle güle auf wiedersehen...