the green mile filmindeki ruhu yaratan ve michael clarke duncan tarafından canlandırılan devasa boyutlardaki siyahi karakter. idam edileceği sahnede karanlıktan korktuğunu söylediği sahnedeki yüz ifadesi filmi izledikten günler sonra bile gözlerimin önünden gitmemiştir.
"like the drink, only not spelt the same" repliğininin hafızalara kazınmasına sebep olan karakter. michael clarke duncan bu rolle oscar'a aday olmuş, ancak* kazanamamıştır.
the green mile adlı şaheserde doğaüstü güçleri olan bir idam mahkumununun adıdır.
--spoiler--
tecavüze uğradıktan sonra öldürülen iki kız çocuğunu kurtarmak isterken görülüp yanlış anlaşılmış ve idama mahkum edilmiştir. netekim idam kararını imzalayanları elleri bile titrememiştir.
--spoiler--
hani bazı karakterler vardır, yıllar sonra bile onu canlandıran kişinin önüne geçer ya işte bu da öyle bir karakter. öyle ki, ne zaman bir filmde michael clarke duncan'ı görsem, içimden bir ses "aa john coffey" der.
yıllar geçse de üstünden pek çok kitap sayfaları aksa da, adını gördüğünüzde hemen kim olduğunu hatırladığınız stephen king karakteri. o yeşil yoldan yürüyüşü hem filmde hem kitapta akıllara kazınır , hatırlandıkça üzer.
kalbi de kendisi gibi dev olan kitap ve film karakteri. türkiye'de yaşasa 15 ine gelmeden kendisini öldürürdü, dayanamazdı bu kadar tecavüze ve çocuk istismarına.
böyle kallavi bir adamın beni ağlatacağını hiç tahmin etmezdim. hayattan, samimiyetsizlikten yorulanların adeta sözcüsü gibiydi coffey reyiz. övündüğümüz her şeyin ölünce yerinde yeller esecek ve biz hala sonsuzcasına bunların peşindeyiz... bende çok yoruldum coffey reyiz bende... huzur içinde yat.
"Yoruldum, patron. Yollarda yağmurdaki bir serçe kadar yalnız olmaktan yoruldum. Yanımda hiç arkadaş olmamasından bıktım. Nereye gideceğimizi, nereden geldiğimizi söyleyecek biri. insanların birbirine kötü davranmasından bıktım. Her gün dünyada hissettiğim ve duyduğum acılardan bıktım. Çok fazla var, sanki her an için kafama cam parçaları batıyor. Anlıyor musun?"
buradaki patron şahsi fikrimce tanrı metaforudur. john un söylemi ise adeta tanrıya isyandır. be amk evladı bu kadar acı niye diye...