bugün

jan vermeer olarak da bilinir.
31 ekim 1632-15 aralık 1675
iç mekan resimleriyle tanınan felemenkli ressam. gün ışığınının yansımasını betimlemedeki olağanüstü ustalığıyla ünlüdür.
yapıtları, ele aldığı nesneler konusunda bilimsel denebilecek kadar derin bilgisi olduğunu gösterir.
(bkz: inci küpeli kız)
http://images.google.com....amp;tab=ii&oi=imagest
inci küpeli kız adlı meşhur tablosuna yetiştirdiği gizem ile tanınan hollanadalı ressam. genelde, karanlık odasında günler geçirebilen bir yapıya sahipti, uygun ışığı yakalamak için doğru zamanı kollardı.
kameraya benzeyen bir optik alet geliştirmişti ve bu alet sayesinde, tabloyu değişik ışıklandırmalarla izleyip, üzerinde değişiklik gerçekleştirebiliyordu.
fakir bir hayat yaşayan, 11 çocuk sahibi, kimilerine göre ilk sinematograf olan hollandalı ressam. günlük hayattan görünüşleri tuvaline aktarmıştır. inci küpeli kız ve sütçü kız resimleriyle tanınır.
en gösterişli resmi ise resim alegorisi adlı eseridir. resimde trompet ve kitap tutan kadının vermeer in karısı olduğunu düşünenler vardır. ressam 34 tablosunun en az 18 tanesinde tek bir kadın figürü kullanmışsa da resim alegorisi adlı eserinde durum biraz farklıdır.
1950 yılında, fransız bir sanat eleştirmeni fark edene kadar resimdeki kadın modelin elbisesi, elinde bulunan nesneler hakkında çeşitli spekülatif yorumlar yapılmıştır. keşfin kaynağı ise cesare ripa nın iconologia adlı kitabıdır. 17. yüzyılda sanatçıların kullandığı bir tür semboller sözlüğü olan bu kitapta bir de periler bölümü vardır. kitapta clio adlı peri başına defne yaprağı takmış haldeydi, kitap ve trompet taşıyordu. buradan resimdeki kadının clio adlı peri olduğu anlaşılıyor. taç, zaferi ve sonsuz hayatı, trompet ise şanı temsil eder.
öte yandan bir katolik olan vermeer, protestan hollanda da yaşıyordu. resimdeki şamdanda bulunan çift başlı kartal figürü ise hollanda yı bir zamanlar yönetmiş habsburg hanedanlığı nın armasıdır.
yıllar içinde kimsenin pek rağbet etmediği bu resmin 19 ve 20. asırlarda değeri anlaşılmıştır. viyana da sergilenen ve viyana dan çıkarılmasına izin verilmeyen resim hitler tarafından 1,65 milyon reich karşılığında satıl alınmış ve gizlice münih e götürülmüştür. müttefik kuvvetlerin münih i bombalamasıyla resim alegorisi bir yeraltı tuz madenine saklanmıştır. 1945 yılında müttefik kuvvetlerce bulunmuş ve avusturya ya iade edilmiştir. 1945 yılından bu yana avusturya sanat tarihi müzesi nde sergileniyor.

görsel
tim jenison un 1500 günlük çalışmayla sırrını çözdüğü ressamdır.
(bkz: tim s vermeer)
17. Yüzyılda yaşamış Hollandalı ressam. Resim için odasına kapanır ideal ışığı beklermiş. Eserleri oldukça etkileyici ve haliyle başarılı. inci küpeli kız ve resim alegorisi eserleri yanında benim en beğendiğim eseri, "the astronomer" dir:

görsel
Kendi evim oldugu zaman evimin duvarlarini tablolariyla (çakma) doldurmak istedigim barok donemi ressamidir.
bunaltıcı sıcak adam akıllı uyutmuyor. yatakta daha fazla durmuyor ranzanın altında yazları bayıla bayıla giydiğim terliklerimi bulmaya çalışıyorum, her sabah saklambaç. üstüme bi t shirt geçirip hızla çıkıyorum odamdan. ortak alanda biriyle karşılaşmamak için kulak kesilip açıyorum kapıyı. sabah ben daha kendimi görmeden başkasının beni görme fikrine katlanamıyorum. öfkeli uyananlardan. bugün yine şanslıyım. şu kapıyı da yaptırmadılar gitti ne vurdumduymaz adamlarsınız. ateş gibi giyiyorum kotumu sırt çantamı aldığım gibi koşar adımlarla iniyorum merdivenlerden. 3 5 7 8 adım adım 3 5 7 8 hava ağır, yüksek ahşap çıkış kapısının önünde duruyorum kapı gıcırtısı kendisiyle gurur duyuyor çok belli.dışardayım. sağa mı sola mı.

yürüyorum. daha hızlı yürüyorum.çok geç olmadan yani bugün için nispeten erken kafamı kaldırıp gökyüzüne bakmayı akıl ediyorum.

görsel

ara sokaklara dalıyorum. canım bi şey yemek istemiyor. küçük çocuklar top oynamak bile istemiyor gölgede eski evlerin o içeri doğru yükselen merdivenlerinin soğuk havasını bilirsiniz, basamaklara yayılmışlar. takılmaca. daha hızlı yürüyorum. çok sevdiğim mahalle havasının samimiyetini burada da hissedebiliyorum. evlerin giriş kapısı dar bi koridora açılıyor sola saparsanız odalar düz giderseniz arka bahçeye doğrudan çıkabilirsiniz, sağa sapamazsınız. insanlar kapılarını ardına kadar açmışlar sıcağa karşı yapabilecekleri tek şey bu bazı evlerin tüllerinden ucuz vantilatörleri de seçebiliyorum. istemsizce her kapıdan içeri bakıyorum. kapı eşiğinden, kapının renginden, holün yet döşemesinden ayakkabılardan, tavandaki lambadan, merdiven altındaki atılmışlardan atılamamışlardan anlamlar çıkartıyorum. çok fazla, aşırı fazla. mazallah içeri bakarken yakalanmak da istemiyorum. yakalanıyorum.

az ilerideki ev bu sokağın en çalımlısı. neresinden baksanız kendini ayırıyor. ilk girişi diğerlerinden yüksek.grek. pahalı bi mermer döşemesi var ferforje işlemeleri özenle seçilmiş, hanımefendi zevkli birine benziyor. çift kanat kapının ikisi de ardına kadar açık. duruyorum. üst kattan hoş bi müzik ahşap kaplamalara çarpa çarpa bana kadar geliyor. müzik eğitimim çok zayıf enstrümanı tanımıyorum ancak ritim çok tanıdık ve hoş. bi anda içeri girsem mi diye iç geçirmiyor değilim, giriyorum.

basamakların yıllardır sık kullanılan kısmı biraz çökmüş ve parlak. masif ahşap göbekli kapılar sergilenmeyi hakediyor. bu arada müzik daha bi coşkuyla geliyor artık alt kata. arka bahçeye bakan pencerelerin ikisi de açık; tül rüzgarın keyfiyle şişiyor sönüyor gidiyor geliyor. yukarı çıksam mı diye iç geçirmiyor değilim, çıkıyorum.

merdivenlerden sessizce çıkmayı akıllıca buluyorum belki hiç ses etmeden gerisin geriye dönerim diye çocukça hareket ediyorum ummadık bi şeyde rezil olmayı göze alıp. basamakları tamamladım artık iki kişi olduklarından eminim. o da ne! kesildi, müzik bıçak gibi kesildi. güven veren bi ses tonuyla orta yaşlı biri bi şeyler anlatmaya çalışıyor, eğitmen olduğunu anlamak zor değil. ince naif bi ses tonuyla kısa cevaplarla karşılık verildiğini duyuyorum ve parmaklarımı kilitleyip odanın içine başımı uzatıyorum. çok isabetli tahminlerim.hoca hararetle kızın elinde tuttuğu notlar üzerine bi şeyler anlatmya çalışırken, başımı biraz daha uzatmak istiyorum. ağırlığımı sola vermemle sol ayağımın altındaki ahşaptan öyle bi çıtırtı geliyor ki nefesimi tutuyorum.

johannes vermeer!

görsel

17. yüzyılın güzide sanatçısı vermeer öyle farklı tablolarla ifade ediyor ki kendini, inanılmaz. figürleriyle izleyici arasında çok keskin bi çizgi var. sanki sen orda otur sesini duymayacağım der gibi ressam. sanki ceza verilmiş bi çocuk yerine koyuyor izleyicisini. resmettiği gündelik hayatların içine sizi helikopterden atmış gibi sanki ama çok sessiz. başlığın galerisini incelemenizi tavsiye ederim.