tanrı'nın bu dünyaya, sinemaya bir lutfu olan adam... çirkin karizma, yaşayan iki ayaklı yetenek...
rol aldığı tek bir kötü filmi yoktur. yada içinde yer aldığı her filmi "o" mükemmmel hale getiriyordur. mar adentro yu izlerken sadece yüz mimikleriyle ağlatır. no country for old men i izlerken kendisinin gerçekten bir psikopat olduğunu düşündürtür. öylesine inandırıcı bir oyunculuğu vardır ki, büründüğü her rolün gerçek olduğu hissini uyandırır insanda.
lezbiyen olmuyorsak bu erkeklerden ötürüdür. çekicilik, seksilik adam da sonuna kadar var ama hadi onu da bırak erkek dediğin nasıldır denirse işte böyledir. bu adam sapına kadar erkektir ve insanı yoldan çıkarma potansiyeli yüksektir. ölmeden önce bir şans verilseydi bana en az bir günümü kendisiyle geçirmek isterdim. *
javier, sen bu dünyaya ait olamazsın dediğimdir. her filmi defalarca izlenesidir.
kendisine aşık olma sebebi olan mar adentro filminin final sahnesinde gerçekleştirdiği akıllara zarar oyunculukla beyinlere kazınandır. kanımca bu filmin sonundaki ölüm sahnesi dünya sinema tarihinde gerçekleştirilen en gerçekçi ölüm sahnesidir. sözü edilen sahne için;
kendisinden sanki çok yakışıklıymış da bi kere görenin oracıkta boşalası gelirmiş gibi bahsedilmesine çok canım sıkılıyor gerçekten.. yani zevkler ve renkler bik bik bik tamam da göz var nizam var yahu..
ilk başta dikkat çeken , yüzün yarısını kaplayan winnie the poohgillerden piglet burnu..
ikincisi ucubemsi bi kafa boyutu ve şekli.. yani o alın tam karışlanmalık durmuyor mu allah aşkına ?
kulaklar desen ali baba'nın çiftliğinden kaçmış eşşek kulakları..
kaşları biçimsiz , gözleri sürekli sarhoşmuş gibi bakıyo..
elmacık kemikleri belli bile değil , çenesi keza rahmetli sakıp sabancı çenesi..
eee neresi bu kadar hoş bu adamın lan ?! ey türk kızı , silkelen ve gördüğün her kirli sakallı yaşlımsı ve bön bakışlı adama tav olmaktan vazgeç.. şimdi bu adam bi iki kere sağlam sikici roller oynadı ya tüm dünya aşık ona tabii..
hayır anlamıyorum bu yakışıklıysa clark gable ne ? harrison ford ne ? hiç mi simetri mefhumunuz yok..
şayet penelope cruzla evlenmeseydi, hiç üşenmeden ispanyolca öğrenip birgün karşısına dikilecektim. barcelonada mütevazi bir evimiz, gürbüz iki tane oğlumuz olacaktı, tıpkı babalarına benzeyeceklerdi. bütün hayallerim o kara şeytan, şıllık kadın yüzünden yarım kaldı. hala aşığım ama.
