bugün
- akraba evliliği bir özgürlüktür12
- hiç yaşamadığın şeyi hatırlamak10
- cinlerin musallat olma sebepleri19
- rte türkiyenin geleceğinin garantisidir12
- ali koç11
- kur koruma ne demek10
- kadının kocasına ismi ile seslenmesi mekruhtur18
- icardi190519
- ellerim bos gonlum hos9
- gavsın 4 büyük meleğin özelliklerini taşıması9
- bizi tanrı değil bilim kurtaracak14
- irem derici'nin erkek sevdası13
- gideon reid morgan jj29
- jose mourinho20
- küresel ıkınmanın yahudi olması gerçeği14
- islam10
- meral akşener14
- bir insanın sizi sevmediğini nasıl anlarsınız12
- ctrlx ile adana sokaklarında gece vakti gezmek9
- anın görüntüsü16
- üstteki yazar hakkında fikrini söyle13
- allah'ın bizi yobazlarla imtihan ettiği gerçeği15
- arkadaşlar sizce bu bana yakışır mı8
- saraca silsüpüroğlu14
- tatvan belediyesinde rte'nin resminin indirilmesi36
- mustafa kemal atatürk8
- aktroll yazarları donuzlayıp umursamamak11
- herkesle iyi geçinmek12
- savaştaki ülkelerden daha fazla enflasyon olması15
- amerikan film klişeleri9
- namaz kılmayan türk değildir17
- esma bint mervan15
- fenerbahçe9
- atatürk'ün yabancılarla evliliği desteklememesi11
- aziz yıldırım ve ali koç'un canlı yayına çıkması43
- dursun özbek'in aziz yıldırım'a verdiği ayar9
- erkek sünnetine 18 yaş sınırı getirilmesi16
- maca sekiz8
- erkek erkeği siker mi15
- yazarların bira içme rekorları13
- bik bik'in gece kapısına gidip serenat yapmak14
- tezgahtarlık yapan doktora mezunu26
- aziz yıldırım12
- bir hafızın ateiste karşı müthiş açıklamaları9
- 9 haziran 2024 fenerbahçe başkan seçimi11
- kürt milliyetçiliğinin çok komik olması16
- akp nin iktidardan düştüğü gün13
- sözlükten hatun kaldırmak8
- iskilipli atıf hoca8
- ali koç ve aziz yıldırım başkanlık seçimi8
yeni bir 10. nesil yazar. hoşgelmiş efendim.
kafa dengi ve kibar bir yazar.
ayrıca gazoz kardeşiyiz allah'ına kadar.
ayrıca gazoz kardeşiyiz allah'ına kadar.
vega grubunu seven.. şaka şaka. hoşgelmiş yazar.
Yeni gelen yazar. Hoşgelmiş,şimdilik düşüncelerimiz uyuştu gibi ya,bakalım.
zall ile ilgili başlık açtığı halde ceza almamasına hayret ettiğim yazar.
(bkz: hep benim başıma geliyo böyle şeyler)
(bkz: hep benim başıma geliyo böyle şeyler)
cümleten hoşbulduk diyen yazar.
saygılı,sevgili,aşırı tatlı,saygı değer ve sevgi değer,güzel insan.
(#21146058) yazacağım şeyi klavyemden almış olan yazar. ben yazacaktim la. boyzz anılar serserilerr.
bunu yapmayı denemişler ama becerememişler dediğim yazar. beyin eksik kalmış.
yanlıs yapan yazarların yanlısını delikanlıca söyleyen ve daha sonra o yanlısı yapan oğlan çocugu yazarların nick altında 15 yasında ergenvari laf sokmaya çalıstıgı yazar.
başlıklarının taşındığını görünce ayar olan user.
aşırı özlediğim ve yarın akşam yanımda olması ihtimalinin bile içimde kelebekler uçuşturduğu yazar.
(bkz: #21717610)
sohbetini ve okuduğu bölümü çok sevdiğim candan ciğerden yazar kardeşim. bundan sonraki zirvelerde de yanı başımda görmek istediğim aslan parçasıdır.
(bkz: #21870977)
şimdi bu karşı cinse duyulan, böyle aşk gibi falan bir sevgi ise ve sen bundan dolayı umutsuz bir ruh hali içerisinde isen, bir de benim bundan haberim yok ise ben ne yaparım?
şaka yaparım sana, hem de çok fena şaka. olum ağzını burnu kırarım senin he.
hee yok aşk değilse, o zaman da yine haberim yok ise aynen üsttekilerden.
canına mı susadın evlat?*
ben arkadan dolaşıp bütün bu sıkıntıları çözerim de neysee.
şimdi bu karşı cinse duyulan, böyle aşk gibi falan bir sevgi ise ve sen bundan dolayı umutsuz bir ruh hali içerisinde isen, bir de benim bundan haberim yok ise ben ne yaparım?
şaka yaparım sana, hem de çok fena şaka. olum ağzını burnu kırarım senin he.
hee yok aşk değilse, o zaman da yine haberim yok ise aynen üsttekilerden.
canına mı susadın evlat?*
ben arkadan dolaşıp bütün bu sıkıntıları çözerim de neysee.
arkadan dolanıp hayat kurtaran akasya durağı şoförü vari bir ablaya sahip olduğu için çok şanslı olan yazar.
senin şakalarını çok özledim bu arada ikiz.
mevzuları konusuruz, senden baskası yalan zaten biliyosun.
gökte allah, yerde unknown woman! sana bu pankartı ithaf ediyorum!
senin şakalarını çok özledim bu arada ikiz.
mevzuları konusuruz, senden baskası yalan zaten biliyosun.
gökte allah, yerde unknown woman! sana bu pankartı ithaf ediyorum!
yazdığı entry'yi anlayamayan yazarların nick altında sıçtığı yazar.
birader senin kafan mı basmıyor? bak ben o entry'de senin önceki entry'ne değinerek "senin görüşüne göre böyle" anlamı vermişim, sen tayyip'in kılı olduğun bölgeden anlamışsın. eyvallah.
ayrıca akp döneminde terörün bittiğini iddia ediyorsan tek bir söz söylerim: şakaysa hiç komik degil, ciddiyse çok komik.
lan bu ülke 2-3 sene önce daha savaşta verilmeyecek kadar şehit vermedi mi artist? senin söyleyeceğin yalana bi söverdim de bakma işte gerek yok.
birader senin kafan mı basmıyor? bak ben o entry'de senin önceki entry'ne değinerek "senin görüşüne göre böyle" anlamı vermişim, sen tayyip'in kılı olduğun bölgeden anlamışsın. eyvallah.
ayrıca akp döneminde terörün bittiğini iddia ediyorsan tek bir söz söylerim: şakaysa hiç komik degil, ciddiyse çok komik.
lan bu ülke 2-3 sene önce daha savaşta verilmeyecek kadar şehit vermedi mi artist? senin söyleyeceğin yalana bi söverdim de bakma işte gerek yok.
algılama ve anlama faaliyeti farklı uzuvlarında olan insanımsıların nick altına pislediği yazar olmuş az önce.
ulan ben size tuvalet ihtiyacınızı sözlükte gidermeyin demiyor muyum?
ulan ben size tuvalet ihtiyacınızı sözlükte gidermeyin demiyor muyum?
hayatımda belki de ilk kez, bir şey yazacakken iki kez düşündüm, tam anlamı ile ifşa olmayalım diye ve sonuçta buradayım. normal şartlarda düşünme yetimi hiç kullanmayarak bile sayfalarca kelime dizebilirim, bilirsin, hatta belki en iyi sen bilirsin. aslında bunları buraya değil de bir beyaz kağıda yazıp, postaya verip tahsin banguoğlu öğrenci yurdu-ankara adresine postalamayı düşündüm zira sen bilirsin sabrımın ölçülerinin üç gün kadar geniş olamayacağını.
en son söyleyeceğim şeyi en başta söyleyeyim bu kez; çok seviyorum ben seni çocuk! çok, böyle inanılamayacak kadar çok. gözlerin, ağzın, burnun, kaşların, saçların, parmakların... hepsini ayrı ayrı çok seviyorum. hem de doğduğun günden beri çok seviyorum. he doğrudur kıskançlıktan üstüne minderler basıp seni boğmaya çalıştığım, doğrudur "bayrampaşa'yı temiz tutalım,istanbul'u temiz tutalım" sesini duyduğumda cama çıkıp çöpçü amcaya seni vermeyi teklif ettiğim. çocuktum ya ben o zamanlar, hani her şeyin daha güzel olduğu zamanlar, ben de çocuktum ya bir zamanlar... benim çocukluğum ortalama 8 yaşına kadar sürdü ya hani. işte ondan sonra daha bi çok sevdim ben seni. hiç bir şeyimiz olmadığı zamanlar vardı ya hani; herhangi bir amca eline bir "ikram" bisküvi uzattığında, aslında asla o bisküviye sahip olabilecek paramızın olmadığını bilmene rağmen, ben o bisküviden yiyemeyeceğim için "ablam?" diye umarsız gözlerle aranıp, beni göremeyince bisküviyi reddettiğin zamanlar. yolda yürürken elimi sıkı sıkı tuttuğun zamanlar. sabah 7'de benimle okula gelip, öğlen 1'de kendi sınıfına gidip derslere girdiğin zamanlar. annemin işten akşam 9 civarı geldiği zamanlar. sahi hatırlar mısın bilmem, sen çok üşürdün küçükken. o bembeyaz, tombik ellerin mosmor olurdu. ben soba yakmayı öyle öğrenmiştim, sen üşüdüğün için.
ilk yemeğimi sana yaptım ben, ilk çayımı sana demledim, ilk kahvaltımı sana hazırladım. ilk senin önlüğünü ütüledim, ilk senin ayakkabılarını boyadım, ilk senin beslenmeni hazırladım, ilk senin kavganı ayırdım. bak sen hatırlar mısın bunu da bilmiyorum, tinerci bir çocuğa tekme atmıştım ben, senin burnunu kanattığı için. (tinerci diye sıfatlamayı sevmiyorum ama uygun kelime bulamadım.)
ilk seninle kavga ettim, ilk seninle güldüm, ilk seninle eğlendim ben.
uzun yol otobüslerinde mahvolduğumuz zamanlar vardı. saatlerce yol gidip, aynı günün akşamı saatlerce yol gelip, yolda karnımızı doyuracak paraya sahip olmadığımız zamanlardı. ben sana sarılırdım, sen uyurdun. o zamanlar sana sarılmanın ne büyük nimet olduğunun farkında değilmişim, şimdi şimdi anlıyorum.
şimdi her şey seninle anlamlı. yürümek, oturmak, kalkmak, yemek, içmek, gülmek, ağlamak...
ankara-istanbul seferlerimde senin göz yaşların benim içime akıyor ya hani hep, benimkiler de aynı yere akıyor ve orada birikiyor onlar. ben seni içimde taşıyorum. gözlerimden akanları sana göstermiyorum.
velhasıl,
ben kimseyi kırmam elimden geldiğince, kimseyi üzmem. ama seni kıramam, üzemem. insan kendi elini kırar mı misal? sen benim elimsin, ayağımsın, gözümsün, sözümsün. hayatımdaki ilk adamsın. kimse tarafından yeri doldurulamayacak, yegâne adamsın sen. birine düşünülmeden can verilecekse, o sensin.
sen varsan, kimseye ihtiyaç yok.
sadece karındaş değilsin sen; bebeksin, çocuksun, abisin, dostsun.
beni en iyi sen anlarsın. o hararetli, panikli hâllerimi en iyi sen bilirsin. benim seni kırmama tek sebep, sana zarar gelmesi korkumdur, bunu da bilirsin.
sesimin tınısından anlarsın mutsuzluğumu da mutluluğumu da, ki ben mutsuzken pek konuşmamaya çalışırım seninle ya neyse. işte ben de senin kırgınlığını anladım bugün.
kısacası; ablaya kırılınmaz çocuk.*
en son söyleyeceğim şeyi en başta söyleyeyim bu kez; çok seviyorum ben seni çocuk! çok, böyle inanılamayacak kadar çok. gözlerin, ağzın, burnun, kaşların, saçların, parmakların... hepsini ayrı ayrı çok seviyorum. hem de doğduğun günden beri çok seviyorum. he doğrudur kıskançlıktan üstüne minderler basıp seni boğmaya çalıştığım, doğrudur "bayrampaşa'yı temiz tutalım,istanbul'u temiz tutalım" sesini duyduğumda cama çıkıp çöpçü amcaya seni vermeyi teklif ettiğim. çocuktum ya ben o zamanlar, hani her şeyin daha güzel olduğu zamanlar, ben de çocuktum ya bir zamanlar... benim çocukluğum ortalama 8 yaşına kadar sürdü ya hani. işte ondan sonra daha bi çok sevdim ben seni. hiç bir şeyimiz olmadığı zamanlar vardı ya hani; herhangi bir amca eline bir "ikram" bisküvi uzattığında, aslında asla o bisküviye sahip olabilecek paramızın olmadığını bilmene rağmen, ben o bisküviden yiyemeyeceğim için "ablam?" diye umarsız gözlerle aranıp, beni göremeyince bisküviyi reddettiğin zamanlar. yolda yürürken elimi sıkı sıkı tuttuğun zamanlar. sabah 7'de benimle okula gelip, öğlen 1'de kendi sınıfına gidip derslere girdiğin zamanlar. annemin işten akşam 9 civarı geldiği zamanlar. sahi hatırlar mısın bilmem, sen çok üşürdün küçükken. o bembeyaz, tombik ellerin mosmor olurdu. ben soba yakmayı öyle öğrenmiştim, sen üşüdüğün için.
ilk yemeğimi sana yaptım ben, ilk çayımı sana demledim, ilk kahvaltımı sana hazırladım. ilk senin önlüğünü ütüledim, ilk senin ayakkabılarını boyadım, ilk senin beslenmeni hazırladım, ilk senin kavganı ayırdım. bak sen hatırlar mısın bunu da bilmiyorum, tinerci bir çocuğa tekme atmıştım ben, senin burnunu kanattığı için. (tinerci diye sıfatlamayı sevmiyorum ama uygun kelime bulamadım.)
ilk seninle kavga ettim, ilk seninle güldüm, ilk seninle eğlendim ben.
uzun yol otobüslerinde mahvolduğumuz zamanlar vardı. saatlerce yol gidip, aynı günün akşamı saatlerce yol gelip, yolda karnımızı doyuracak paraya sahip olmadığımız zamanlardı. ben sana sarılırdım, sen uyurdun. o zamanlar sana sarılmanın ne büyük nimet olduğunun farkında değilmişim, şimdi şimdi anlıyorum.
şimdi her şey seninle anlamlı. yürümek, oturmak, kalkmak, yemek, içmek, gülmek, ağlamak...
ankara-istanbul seferlerimde senin göz yaşların benim içime akıyor ya hani hep, benimkiler de aynı yere akıyor ve orada birikiyor onlar. ben seni içimde taşıyorum. gözlerimden akanları sana göstermiyorum.
velhasıl,
ben kimseyi kırmam elimden geldiğince, kimseyi üzmem. ama seni kıramam, üzemem. insan kendi elini kırar mı misal? sen benim elimsin, ayağımsın, gözümsün, sözümsün. hayatımdaki ilk adamsın. kimse tarafından yeri doldurulamayacak, yegâne adamsın sen. birine düşünülmeden can verilecekse, o sensin.
sen varsan, kimseye ihtiyaç yok.
sadece karındaş değilsin sen; bebeksin, çocuksun, abisin, dostsun.
beni en iyi sen anlarsın. o hararetli, panikli hâllerimi en iyi sen bilirsin. benim seni kırmama tek sebep, sana zarar gelmesi korkumdur, bunu da bilirsin.
sesimin tınısından anlarsın mutsuzluğumu da mutluluğumu da, ki ben mutsuzken pek konuşmamaya çalışırım seninle ya neyse. işte ben de senin kırgınlığını anladım bugün.
kısacası; ablaya kırılınmaz çocuk.*
ağzını burnunu kırdıklarının listesini tek entry'ye sığdıramayacak yazardır.
özel mesajda özür dileyen yazarların nick altında aklısıra ironi yapmasına çok gülendir.
özel mesajda özür dileyen yazarların nick altında aklısıra ironi yapmasına çok gülendir.
iyi ki doğdun, gördün mü eşşşşşşek kadar oldun!
hep yanımda ol, hep var ol, güzel yaşa, iyi yaşa, hep yanımda ol, çok güzel yaşa, hep yanımda ol.
toparlıyorum; hep yanımda ol, birlikte güzel yaşayalım.
ayrıca, yeter ulan büyüme daha. zaten birkaç sene sonra, yani ben otuzlu sayılara geçtiğimde yasaklayacağım büyümeni. hayır yani olmuyor hafız, şimdi ikiz sananlar o zaman abim sanacaklar, bizim de bir gururumuz falan var, rencide oluyoruz burada.
hep yanımda ol, hep var ol, güzel yaşa, iyi yaşa, hep yanımda ol, çok güzel yaşa, hep yanımda ol.
toparlıyorum; hep yanımda ol, birlikte güzel yaşayalım.
ayrıca, yeter ulan büyüme daha. zaten birkaç sene sonra, yani ben otuzlu sayılara geçtiğimde yasaklayacağım büyümeni. hayır yani olmuyor hafız, şimdi ikiz sananlar o zaman abim sanacaklar, bizim de bir gururumuz falan var, rencide oluyoruz burada.
doğum günün kutlu olsun yazarı. şen şakrak olsun, hep gülsün o efendim. sevdiğim bir kardeşim, güzel günler onunla olsun.
görsel
bu da bonusu:
görsel
bunlar da eğlencelik.
http://www.youtube.com/watch?v=mmCnQDUSO4I
http://www.youtube.com/watch?v=3QB8Ic8SWlo
görsel
bu da bonusu:
görsel
bunlar da eğlencelik.
http://www.youtube.com/watch?v=mmCnQDUSO4I
http://www.youtube.com/watch?v=3QB8Ic8SWlo
Doğum günü kutlu olsun yazarı.
Nice senelere...
Nice senelere...
güncel Önemli Başlıklar