Di mi yıllar geçiyo, ama brel geçmiyo...Bunun gibi seviyesi yerlerde sürünen, dom, meme, popo seviyesinde bi sözlüğe zamanında yazar olmuşuz...yazıyoruz...birileri anlayacağından diil, ne anladıklarını yazıyolar zaten...biz kendimizi ifade ediyoruz...
Di mi, ne güzel sözdür, "insanın esas aynası içindeki vicdandır!" sözü... ya da "çok uzun yaşarsan paris'te bile yaşasan ,hayatın tek bi odadan ibarettir!!" sözü...
Brel tespitlerin, hatta çok acımasız tespitlerin adamıdır. Bir halk ozanıdır brel.
her zaman dönüp dönüp geldiğim başlık. bu adam, unutulmazdı. almanca da derler ya- einmalig- diye...aynen, kelime tam cuk oturuyo...adam einmalig´ti....yani "tek bir kez gerçekleşmiş" ya da "yeri doldurulamamış"...einmalig- tek seferlik, tek bir kez- demek...
brel çok büyük bir adamdı. fransızcam çok iyi diildir, ancak bu adamın bisürü şarkısını ezbere bilirim. çok üst düzey bir fransızca ozanıdır brel. sözler, inanılmazdır.
fransızcayı dilinde döndüren, dilinin ucundan su gibi akıtan hüzünlü belki de melankolik bir adam.
insanları tasfir etmeye çalışmıştır şarkılarında.
lütfen dinleyelim. http://www.youtube.com/watch?v=H1DpjXQUDsI
ne me quitte pas klibinde şarkıyı salya sümük söyleyen kişi. izledikçe insanın da ağlayası geliyor. o kadar duygulu söylüyor ki! gözlerinizi kapatıp dinlediğinizde zaten sizi alııppp uzaklara fırlatıyor kendisi.
sevgilisine ne me quitte pas (beni bırakma) diyerek adeta yalvarıyor. sözlerinde aşkı anlatıyor...
frank sinatra´dan falan çok daha büyük bir performansçıdır. sahne presence´i inanılmazdır. gördüğüm bütün sanatçılar içerisinde, sahneye seyirciye bu kadar hakim başka kimseyi görmedim, görebileceğimi de sanmıyorum.
şarkılarının içeriği son derece filozofçadır, "ces gens la", ya da "amsterdam" birçok kez cover edilmiştir, amsterdam ı david bowie´nin sanırlar, halbuki şarkıyı brel bir daha taklit edilemeyecek bir tutkuyla seslendirmiştir.
amsterdam ;
love story filminin ünlü müziği "if you go away" de bir jb şarkısıdır. "ne me quitte pas"
sonra, gerçek filozofi şarkıları vardır, kendisinden önce de sonra da bu kadar derin içerikli şarkı sözleri, bu kadar güzel söylemlerle yazılmamıştır. ces gens la yani "ötekiler" ya da les vieux - yaşlı insanlar şarkılarında her insan kendisine göre bir şeyler keşfedecektir. bu şarkı sözleri edebi yönü olan sözlerdir, fransız paris slang´i baş gösterir, kolay kolay başka bir dile çevrilemez.
les vieux
ces gens la
bu linkleri verilmiş şarkılar hem son derece derindirler, hem de sahnede performe edilişleri hani bülent ersoy´un deyimiyle "fevkaladenin fevkinde" dir. insan bu şarkılardaki bazi söylemlerde neyin kastedildiğini aylar sonra anlıyor.
brel gerçek bir sanatçıydı. lirik sanatını resmen çok iyi anlayabilmiş bir adamdı brel. ve öyle populist falan da değildi.
sahne budur. şarkı böyle söylenir, "performans" da böyle bir şeydir. herhalde daha , öyle aman aman çok daha iyi yapılamaz bu iş.
şarkının içeriğiyse "insanlar" dır. acımasız insanlar. brel "onlar" der "ces gens - lá"...sevgiliyse arasına da girmişlerdir. bu kadar acımasızca "onlar" tarif edilemez.
brel büyük adamdır. çok büyük adamdır. öyle de kalacaktır.
ps: serge gainsbourg u nasıl taklit etmiş, o da nereden çıkmış, bu da tabii kendi içinde bir muammadır. brel, bambaşka bir adamdır gainsbourg´dan. bu gainsbourg kötüdür demek değildir. ama bu bu taklit konusu tamamen subjektif bir görüştür.
"bir kadın bir erkeğe acı veriyorsa eğer, erkek mutlaka o kadını öyle incitmiş olmalıdır ki, bu acıdan daha fazlasını da hakeder."
"keşke bir günlüğüne yakışıklı olabilseydim... yakışıklı ve aptal..."
''Serüvene koşmak için trenler bekliyorsan,
Güneşi yakalayıp gözlerine yerleştirmek için,
beyaz yelkenlerin gelip, seni almalarını bekliyorsan,
Yarına inanmak için günbatımına,
iyi kalpli görünmek için zayıflığa,
Ve güçlü görünmek için öfkeye ihtiyacın varsa;
Demek ki,
Hiçbir şey anlamadın!''
ne ma quitte pas ile daha çok bilinir türkiye'de. * ama benim en sevdiklerim amsterdam ve les bonbons. hele o les bonbons'u söylerken aldığı hal davranışlar falan ovv ye men ovv yeee.
Bir dönem Fransız chansonu zeki, eğlenceli, acılı ve kadın düşmanı adamlardan oluşurdu. Ve onları sevebilmek için; çok zeki olmak gerekiyordu.. Jacques Brel de onlardan biriydi. Tıpkı, Serge Gainsbourg gibi..
Bu adamın unutulmaz bir cümlesi vardır;
" Bir adam bir kadınla yatmaya korkmuyorsa, onu sevmiyor demektir.. "
Orijinali;
" Quand un homme n'a pas peur de coucher avec une femme, c'est qu'il ne l'aime pas.. "