arkadaşlar ayıptır söylemesi o kadar pide muhabbetinden sonra bol tereyağlı iskender söyledik. uyku değil de şöyle sırtüstü dana gibi yatasım var. japonyada olsak gider kapsülde uyurdum.
durmadan esnersin, gözlerin kapanır, kalkıp gezmen, çay- kahve içmen, hiç birinin faydası yoktur. kafan monitöre doğru düşer durur. bir şeyleri okuyabilmek için ekrana iki parmak mesafeye kadar yaklaşırsın. sözlükte kurtarmaz seni, iki saçma sapan başlık okuyayım da sinirleneyim o da yemez. bu uykunun akşam eve gittiğinde gelmemesi de ayrı bir gıcıklık. *
pazartesi gününün verdiği ağırlıkda eklenince uyumamak imkansızdır. daha önce bu başlığa yazmıştım. ama durum başa yine gelince, yazmak farz oldu.
ben bu konunun çaresini buldum, size de anlatayım belki size de çare olur. ağlatacak düzeyde uykum gelirse, ay tansiyonum düştü galiba yapıyorum. ay falan demiyorum tabi. sonra bir alt kata inip, doktor odasının anahtarını alıyorum. içeri girip sedyeye yatıp uyuyorum. yarım saat ya da bir saat sonrasına da alarmı kuruyorum. süper oluyor.
oy oy oy başlığı görür görmez şuanki ruh halimle ne kadar da benzer dedim. birde açılan klimaların etkisi beni olduğum yerde uyutmaya mahkum ediyor. bu uyuşukluğu eve gider gitmez yatıcam dememle kendimi avuttuktan sonra evde yeni bir ben olup geceye kadar dirilmem ayrı bir mevzu. ama ne olur artık saat 17:30 ol ve ben uykumdan uyanayım