bu başlığı gündeme kim getirdiyse 30 telemi heç etmistir.
ne yiyim lan evdekilerden bıktım derken bu başlık çıktı, solda.
hah dedim bunu yiyem. gittim işkembeciye yidim. sora adam başta var didi. didim getir. yarımda baş gömükledim.
bu iskembeyi soyleyince bi de icerigini hazirlama derdi var. yok sirkesi nasil olcak, yok sarimsagi nasil, taze sogan eslik etse nasil olurdu, tuzu oldu mu, toz biberi pul biberi oldu mu, accik kekik koklatsam mi derken.
Balkanlarda da oldukça meşhur olan bir sakatat çorbası. içimi sıcak yaz günlerinde dondurma yemek gibi olur hele de sarhoşken. Ne kadar bol sarımsak o kadar bol lezzet demektir. Sirke de çok yakışır. Hayvanın iç organlarından midenin işkembe kısmı ile yapılır.
O işkembenin hafif tırtıklı, lastik gibi lezzetli eti ağızda dağılırken suyunun lezzeti başınızı döndürür. Göçmenler özellikle en güzellerini yaparlar.
Bulgaristanda yapılanı birebir Türk usulü olana benzese de Romanya'da yapılanının içine biraz da kırmızı büyük biberden koyarlar. içilmesi en keyifli çorbalardandır. Aynı zamanda besleyici ve kokuludur da. Çiftler ya beraber içmeli ya da ikisi de içmemelidir.
hayatımda biri gerçek, diğeri knorr olmak üzere sadece iki kez içtiğim ve hazır/yapay olanını daha çok beğendiğim çorba.
ama kelle paçadan yeğdir benim için, ailem ve çoğu kişiye inat paça sevmek istiyor fakat sevemiyorum.
gün doğarken meyhanede akla gelen favori çorbaların piridir.
gül yaprağı ile beslendiğimi düşünen arkadaşlar varmış arz ederim. gece vakti uyanıp yemek yediğim keza doğrudur.
(bkz: kim demiş süheyla'ya vurulmuşum diye)