Bugün saat 10.15' te iş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü iş Yeri Hekimliği ve iş Güvenliği Uzmanlığı Sınavı vardı ben b sınıfı iş güvenliği uzmanlığı sınavı oturumunda girdim. hukuk ve mevzuat olarak bazı sorular güzeldi, sınava özenli çalışan bilhassa iş hukuku kısımlarını okumuş kişilerin yapabileceği türden mevzuat maddelerinden uyarlanmış sayısal sorular vardı o anlamda iyi ve yararlı olmuş. ama ilo' nun iş teftişi sözleşme numarası, tükenmişlik envanterini kimin geliştirdiğine dair sorulan yabancı kişi ismi vesaire gibi sorularla; yönetmeliklerdeki alt madde cümlelerini şıklara yerleştirip ya da i,ii,iii lü şeklinde öncüller sıralayıp cümle ezberi türünden saçma ve bilgi ölçmeyen alakasız sorulara gösterilen inhirafı pek doğru ve etik bulamadım açıkçası. Teknik adı altında sadece belli branşlara özel olan bazı zorlama sorular da lüzumsuzdu en az 15 soruda bu türden tuhaflıklar fark ettim, neticede birçok mesleki dal var o yüzden bu anlamda daha genel ve gerekli temel bilgiyi ölçen türden şeylere dair sorular tercih edilmesi gerekirdi kanısındayım, mesela titreşim maruziyet eylem değerinin kaç olduğu hakkındaki soru mantıklıydı bunun gibi daha çok sorulabilirdi diğer yönetmeliklerden uyarlanıp, zaten çalışmamış olan onlardan sorulduğunda da yapamazdı. fakat yukarıda değindiğim türden cümle ezberi veya araç gereç ismi vb. teknik diye tanımlanan eleme usulü alakasız soruların tercih edilmesi sınava çalışan ve genel konulara hakim kişilerin de emeklerini boşa çıkarmış fikrimce. B sınıfı uzmanlık için diğer giren arkadaşlar ne düşünüyor bilmiyorum ama benim izlenimlerim bu şekilde oldu...
maalesef türkiye'de yapmak istemediğim mesleğim. yukarı tükürsen bıyık , aşağı tükürsen sakal. patrona bir şey yaptırmaya kalksan göze batarsın , bir iş gelse başımıza topu sana atar. '' bu adama boşuna mı para veriyorum ? '' der. sıkıntılı mesele. önce iş güvenliği kültürünün yerleşmesi gerekiyor. iş kazalarının sebebiyet verdiği maddi ve manevi sıkıntıların , 3-5 önlem için harcanan emek ve masraftan kısılmaması gerektiğini anlamalılar.
Uzmanlığını aldığım ama mühendislikten fırsat bulup da yapamağım meslek.
Türkiye de laf olsun diye yapılıyor onu da söyleyim hani.
Umarım layık olduğu değeri ve önemi anlaşılır.
Üniversitelerin formasyon olayından sonra el attığı konudur. Ve ne yazık ki Türkiye işçi ölümlerinde ön sıralarda. Bakıyorsunuz atanamayan öğretmenler konusunda da. Sırada ne var bilemedim.
maltepe belediyesi bu konuda çok iyi sağ olsun başkan ali kılıç vatandaşlarını bir hayli önemsediği için insanların belediyeye gelip hizmet almalarını aldıkları hizmetten memnun kalmalarını sağlamak için elinden geleni yapıyor yapmalarını sağlıyor.
Elin gavurunda nasıldır bilmem ama Türkiyede sadece sertifika alınarak sahip olunan meslek. Şantiyeye girmez,madene inmez,trafoyu bilmez, imza atar parayı alır amk.
bu ülkede 12 saat mesai var. ayrıca yeterli maaş yok yorgun argın bir çalışanı üç kişinin yapacağı iş yüklenince hal bu.
onca saat ve o kadar iş yükünden sonda gelen dikkatsizlik ve yorgunluktan kaynaklanan iş kazaları. ve işletme sahiplerinin dikkate olmadı çalışanın hakları. mesuldür buna.
eğitim zemini sağlamlaştıkça, bilgiler davranışa dökülüp alışkanlığa dönüştükçe işlevselliği faydalılığı artacak yayılacak önemli bir konu iş sağlığı güvenliği.
derslerde okutulması yerinde olan, iş kazasında dünyada 3, avrupada lider olan türkiye'nin gençleri tarafından saçma bir ders olarak görülmesinin türk insanının okusa bile cahil kaldığının göstergesi niteliğindeki önemli olgudur.
mühendislik bölümünde okutulan vize olarak bize kanunu okutmaya çalışan sistem. yerine özet geçmek mantıklı olsada o saçma bidi bidi da bidi bidiya atıflar yapılmış ve paragraflarca hiçbirşey anlatmayan dokümanı okumak zorunda olmak can sıkıcı pek tabii...
uzmanları hakkında rapor hazırladığı şirketten maaş alır. bu da herşeyi açıklar.
bu ülkede adalet amerikan filmlerinde gördüğümüz gibi değildir. ne jüri vardır ne de idealist yargıçlar.
son olarak iş güvenliği de buna güzel bir örnektir.