- Güç savaşının en bol olduğu
- Güç olmayanın gözunun yaşına bakılmaadığı
- Asla tamam bu kadar yeter denilmediği
- Stresin had safhada olduğu
- Tek bir yanlış ile butun karizmanın tek bir seferda dağıldığı.
- Yoruldum deme luksun olmadığı
Gibi bir suru örnek içeren Çoğu kişinini içinde olduğu hayat mucadelesi.
posanız çıkana kadar içinde olacağınız, tatmin edici rakamlarda maaşa sittin sene çalışsanızda ulaşamayacağınız yaşlandıran, rutin yaşam. öyle de kıymet bilmez, nankör, hatır gönül dinlemez, acımasızdır ki 96 dan beri aynı kurumda çalışan iş arkadaşınızın birden veda mailiyle karşılaşıverirsiniz. sarılıp, kucaklaşamazsınız. arkadaşın iş görüşmesine yetişmesi gereklidir. böyle boktandır işte, işten ayrıldığınız günün içinde, yine yeni iş görüşmesi için koşar adım yürümeniz gerek, kendinizi allayıp pullayıp işverene satmanız gerek ki karnınız doysun. ***
eğer birileriyle aynı ortamı paylaşıyor ve bu ortamda müşterek işler yapıyorsanız, ortamındaki bu insanlara bağlı olarak değişebilen, hayatınızın zindan ya da cennet olabileceği hayattır.
Hayatın boklu ve büyük bir bölümüdür.Okulu uzatanların salak olduğunu değil aksine bizden akıllı olduklarını anlamamıza yardımcı olur.intihar sebebidir zira insanların çıkar ilişkilerini yalakalıklarını yalancılıklarını gördükçe (bkz: mizantrop) olmamak elde değildir.Evet işimi sevmiyorum
ogrenciligin gozunu seveyim ben; diyerek baslayayim cumleme neyse arkadas ogrenci iken ne guzeldi hayat ooohh gelsin yatis gitsin yatis; uyku, uyku ve uyku mis gibi simdi ne oldu yarak gibi sabahin korunde kalk ise git aksama kadar kafa patlat neyse onu da gectim bir gun once dana gibi bir kontrat ile transfer teklifi gelmistir muhtesem bir kiz ile uyanilmistir birgun sonra kontrat hala dusunulurken sirketteki katinizda calisan diger yabanci eleman ile ara acilmistir boyle de dalgali bir yasanti..
sabah kalktıgında "neyse 9 saat sonra gelip yatarım" demek pazar gunu cuma aksamını ozlemek kısaca hayatını devam ettirmek icin belki de hayatının en guzel zamanlarını satmak.
kapitalizm hayatınıza bir tokat gibi indiği an. anne-babasına nazın en alasını yapan "bebek" iş hayatının acımasız kollarına atılır hatta atlar. bir kere en iğrenç olan her gün aynı saatte aynı taşıta binip aynı insanlarla işe gitmek, sonra yine aynı insanlarla aynı taşıtta buluşup eve dönmektir. bu da mesaiye kalmadığınız zamanlara özgüdür.
ayrıca en iyi şirkette bile türlü saçmalıkla karşılaşılır. insanlar sizi çekemez, kapalı kapı dedikodu demektir bir de yüzünüze gülerler. samimiyet sıfırdır.
marx'ın dediği gibi potansiyel iş gücünüzü parayla sattığınızı hissedersiniz. bu cümleleri kuran da ilk senesinde hayallerini gerçekleştirebilen, iş arkadaşlarına her sırrını söyleyebilen bir insandır. düşünün artık.
okul hayatı esnasında, bitsede işe başlasam dedirten, başlandığında da öğrenciliği değil mumla, projektörle aratan hayattır. kapitalizme köle olursunuz...