yaptığım iş gereği her gün yaşadığım histir.
bugün iki defa ölümden döndüm be sözlük. ikisi de bıçaklı saldırı. ikisini de defedebildim allah'tan. hani bazen derler ya "nereye gidiyor bu nesil?" diye; hakikaten ben de her işten sonra eve geldiğimde bunu düşünüyorum. bir amacı olmayan 10-19 yaş arası gençler görüyorum sağda solda. hem de her gün. etrafa zarar vermekten başka bir işleri yok. bir aile babası yanlarına gidip uyarmaya çalışınca da üstüne gidip tehdit seviyesine varıyorlar. ailesinin, çoluk-çocuğunun yanında. böyle itlerle uğraşıyorum sürekli. zora düştüler mi hemen bıçağa sarılıyorlar. biz böyle değildik lan. bileğimizin hakkıyla yapardık her şeyi. daha bir saygılıydık. ben çocukken bir büyüğüm bana kızdı mı başımı öne eğer, söylediklerine kulak verirdim. dinlerdim onu. şimdi 15 yaşındaki çocuğa laf anlatamıyorsun. hemen küfür ediyor. "terbiyeli ol." diye uyarınca da "napacan lan napacan gel!" diye hemen bıçak. ne yapacağımı şaşırıyorum bazen. ne olacak bu adamlar? bunları düşünmekten içim sıkılıyor sözlük...
Bi değisik oldum yine sıkkınlık bıkkınlık seklinde devam eden sansar salvonun parcasini akla getiren eylem. Keza her gece icinde bulundugum ruh halidir. Hayattan bikmak, evet evet...
bahsi geçen kişi ben olmalıyım. sıkıntıdan intihar yöntemleri denememek için kendimi zor tutuyorum. iç sıkıntısı insanı intihara meyillendirir mi meyillendirir valla. şaka bi yana çok sıkıldım be sözlük. yalnızlıkla birleşmiş depresif ruh hali dayanılmaz noktada.
evet o benim sözlük o kadar ki face den salağın biriyle konuşuyorum. geç cevap verince bunu bile sıktım kendimi tebrik ederim diyorum iç sıkıntısı çok fena çok. mesela biri duysa benim onunla konuştuğumu tam rezalet. ya nası bi sıkıntı böyle geçsin gitsin oooooof.