belki biraz hikayemsi olacak ama sırrını kendi bilgilerim ve hatıralarıma dayanarak açıklamaya çalışayım.
cocukluğumda izmit in köylerinde bol bol tatil yapmış, benimsemiş, güneşinde yanmış, temiz derelerinde yüzmüş, balık tutmuş biri olarak derim ki buğdayından kaynaklıdır.
izmit merkez ile adapazarı arası ovadır. zamanında buğday eken çoktu.
ve oranın havası acımasızdır. yaz sabahları dondurur, öğlen ise kavurur.
e malum buğday böyle iklimlerde sert, kavruk ama lezzetli olur.
ben bu simidi yerken o buğdayın emdiği güneş kokusunu hissederim.
bence sırrı bu.
not: şimdi biri bana mesaj atıp izmit te buğday eken mi kaldı derse, hayallerimi yıkar. dokunmayın olm. hayallerime.
eskiden vardı işte.
herkesin beğendiği, kendine has bir lezzete sahip, namı diyar illere kadar ulaşmış, izmite yolu düşenlerin muhakkak tatması gereken bir simitir izmit simidi. *
sokağa saçılan simitlerin tepsiye toplanması suretiyle satılan simit olup, yapım aşaması boneli hijyenik afrika böcekleri eşliğinde çok nezih bir ortamda gerçekleşir. *
ada ekspresi'nde seyyar simitçiler tarafndan satılan ve öğrencilik zamanımın vazgeçilmez besinlerindendir. en son 75 kuruşa satılmakta idi abi dört tane ver 2.500 tl verelim formulü ile bize ucuza gelen simit çeşidi mistir mis.