otantik, pastoral bir ortamda ama uygar insanlarla nostaljik bir gün geçirmek isteyenlere tire diyelim... bir yandan paranızı kerkip diğer yandan salyalana salyalana karınıza kızınıza bakan bazı karadeniz ve iç anadolu "kültür turizmi" batakhanelerini cebinden çıkarır. harikadır. özellikle pazarının olduğu güne denk getirin
eğlencenin dibine vurulan, fransız rivierası tarzındaki biraz çiğ ama hareketli çeşme gençler için ideal.
taşı toprağı tarih kusan selçuk ama tur mur değil bir bisikletle arka sokaklarını gezin...
sonradan görme işi ama bazıları bunu gurmelik + elitlik zannettiği için çok memnun kalabiliyorlar. 3. sınıf şaraplar ve kötü yemeklerle gerçekten kötü bir fransız taşrası taklidi de olsa şirince.
elbette bergama hem tarih hem enfes kırsalı için. ama ne yazın ne kışın gidin. sonbahar da tatsız olur ideali bahar ayları.
ilçelerin prensesi "eski foça". keşke daha akıllıca yerleşilse ve planlansaymış ama gene de harikadır.
bir türlü ablası (çeşme) kadar gelişemeyen urla. eski mahallesini ziyaret edin.
bir doğa harikasının içine nasıl sıçılır diye ibret alasınız varsa aliağa ve dikili'ye de uğrayabilirsiniz.
çandarlı diye bir yer var turistik desen değil, el değmemiş desen o da değil ama harikadır.
ödemiş'i pas geçip (köfte yemek için durun ama) gölbaşı'na çıkın.
fakat en güzeli kemeraltısıyla, tilkilk mahallesiyle, eşrefpaşasıyla, göztepesiyle merkezdir herhalde.
not: bir de yıllaaar yıllar önceki kemalpaşa (nif) ve buca kırsalı vardı, bornova'nın izmirle arasında onlarca çiftliğin sınır olduğu, bornova'nın küçükpark'ın az aşağısında bittiği zamanlar vardı ama onlar mazi olalı çok oldu.
hepsinin yeri ayrıdır. taşra diyebileceklerimizi es geçersek karşıyaka olabilir ardından bornova. ama merkezi de çok güzeldir sadece varyant manzarası yeterli.