"insanlar ileri sürdüğünüz nedenlere, içtenliğinize, çektiğiniz acıların ağırlığına ancak siz öldükten sonra inanırlar. yaşadığınız sürece durumunuz şüphelidir, çok çok, sizden şüphe ederler, bu kadarına hak kazanabilirsiniz.."
seni seviyorum ,çünkü sorgulamıyorsun , yargılamıyorsun beni.Olduğum gibi kabul ediyorsun,hatalarımla,zaaflarımla.Değiştirmek yerine anlamaya çalışıyorsun, ne güzel...
bütün özgürlüğü üstüne çullanmıştı yine... özgürdü, her şeyde özgürdü, hayvan ya da makine olmakta özgürdü, ' olur ' ya da ' olmaz ' demekte özgürdü, mırın kırın etmekte özgürdü... yalnızdı, korkunç bir sessizliğin ortasında, özgür ve yalnız, yardımsız ve mazeretsiz, bir daha dönmemecesine karar vermeye mahkum, her zaman için özgür kalmaya mahkum...
(bkz: jean paul sartre)
(bkz: l age de raison)
''mesele, bir şeyleri, sıcak bir çorbanın kokusunu duyar gibi hissedebilmekti.
bense bunu hiç becerememiştim.
ne tabiatı, ne insanları, ne de olup bitenleri hiç sevmemiştim;
kendimi bile, kendi yaptıklarımı bile''.
+ aaa şekerim kapağın çok yıpranmış.
- ay evet bu hafta fırsat bulabilirsem gidicem ciltçiye.
+ ben de mi gelsem acaba. dikişlerim açılamaya başladı.
- hayatım ben geçen sene estetik oldum. aldırdım dikişleri, yapıştırttım.
+ ay memnun musun?
- çoook. sen de yaptır. *
"ağaçtan sarı bir yaprak kopmuş yere düşüyor.yaprağın düşüşü bir kelebeğin uçuşunu andırıyor.
tuhaf değil mi , ölü bir şeyin canlı, neşeli bir varlığa benzemesi..." **
alıntı : "babam istanbul'un ilk karını gelgeç sevdalara benzetirdi, ne gönülde ne yürekte iz bırakmadan çabucak geçer, derdi.." **
bu cümleyi okuyunca gelgeç sevda üzerinde düşündüm. evet sevda kelimesi bu cümleye ne kadar yakışmış tartışılır * ama hakikaten ne gönülde ne yürekte izi kalmaz bunların. hatta hatta hafızalarda kalan kareler bile hiç bir şey hissedilmeden bakılan fotoğraflar gibidir neredeyse..
bir de kara sevdalar vardır, bütün bilinen büyük aşıkların yazgısı, kara sevda olduğu için mi, kavuşamama olduğu için mi, ferhat ferhat olmuştur, şirin de şirin..
kara sevda dedik ya, gün görememişler dedik ya, sevdiğinin tenine doyamamışlar ya, kokusunu doyasıya içlerine çekip kaybolana kadar gözlerine bakamamışlar ya, sevda böylesine büyümüş, sevilen öylesine kavuşulmaz olmuş ya... sevenlerle birlikte herkes yanmış, sevdaları ağıt olmuş, türkü olmuş..
içinde azıcık sevgi olan insanın bile canı yanmış bu kavuşamama öyküsüne, çünkü yüreği hala kıpırdayan herkes o kıpırtının içinde sevme sevilme umudunu saklarmış..
"Sakın bir işe basladığında, bir karar verdiğinde yarı yoldan dönme. Herşeyi aşıp başardığını görünce o tereddüt anına güleceksin. Eğer vazgeçersen asla sonuna ulaşamayacaksın."
...babam, ölümünden hemen önce, "bazen sert bir rüzgar esebilir" demişti, "o zaman boynunu eğmekten utanma, yeniden başını kaldıracağını, yalnızca rüzgarın geçmesini beklediğini düşün."
j.r.r. Tolkien - Silmarillion
önce Eru vardı. Tek olan.
Prof. Dr. Bilge Öztan - Türk Medeni Hukuku
Evlenmenin şekli sartlarından biri , 2 karsıt cinsin olmasıdır. işte bu yüzden bu örnekteki erkek A ile erkek B Türkiye'de evlenemezler.
Aziz Nesin - Ah Biz Eşekler
aa o imiş , a o imiş , ao imii , aoimiş , aoi , ai , ai , aii
her insanın bir tek gerçek işi vardı , kendine giden yolunu bulmak...kişiye düşen görev,kendi öz kaderini bulmaktı-rastgele bir kaderi değil-ve onu tümüyle vekararlılıkla kendi içinde yaşamaktı... hermann hesse -demian
Her bağımlılık aynı sorunu çözmek için bulunmuş bir yöntemdir, dedi.Uyuşturucular,obezite,alkol veya seks huzuru bulmak için kullanılan farklı farklı yöntemlerdi. Bildiklerimizden kaçmak için. Eğitimimizden. Elmayı ısırmış olmaktan... Choke
--spoiler--
"eğer bir gün kitap yazmaya karar verirsem bir oto-otopsi yazacağım.çünkü otobiyografilerini yazanlardan çok uzaklarda bir varlık olduğum için ölüm nedenim olan yaşamımı ancak bir otopsiyle açıklayabilirim.otopsi sonucu da, 'hakan'ın ölüm nedeni doğumudur' olacak.ne bir cinayet, ne bir kaza, ne de intihar.ölüm nedeni doğumu olan hakan'ın kendi yazdığı otopsisi"
--spoiler--