sükünet duası:
"tanrım bana değiştiremeceğim şeyleri kabul etme gücü, değiştirebileceğim şeyleri değiştirme cesareti ve bu ikisi arasındaki farkı anlayabilme sağduyusu ver."
"aglamayin demeyecegim, cünkü tüm gözyaslari kötü degildir."
"yasayanlarin cogu ölümü hak ediyor ve ölenlerin bazilari da yasamayi hakediyor, yasami onlara geri verebilir misin? öyleyse, öyle hak,hukuk adina ölüm savurma.."
"aslinda eve dönüs diye bir sey yok, geri dönsem bile ben ayni ben olamayacagim hic bir zaman."
tolkien - yüzüklerin efendisi
halil cibran - tüm şiirleri
' yenilgi, yenilgim, başkaldırım ve de benim kendimle tanışmam. sayendedir ki hala ben ayağı yere basan ve solmuş defneler peşinde koşmayan genç olduğumun bilincindeyim. ve sende yalnızlığımı buldum ve de herkesten uzak ve gururlu olmayı. '
sakin gökyüzünün altında, mezarların arasında dolandım. fundalar ve çan çiçekleri arasında uçuşup duran pervaneleri izledim. otları hışırdatan hafif rüzgarın fısıltısını dinledim. insan, nasıl olur da bu sakin toprağın altında yatanların huzursuz bir uykuda olduklarına inanabilir, şaşırdım.
her insanın bir tek gerçek işi vardı, kendine giden yolunu bulmak... kişiye düşen görev, kendi öz kaderini bulmaktı -rastgele bir kaderi değil- ve onu tümüyle ve kararlılıkla kendi içinde yaşamaktı. bunun dışındaki herşey sanal bir varoluştu, kaçmaya yönelik bir girişimdi, kitlelerin ideallerine doğru bir kaçıştı, uyumluluktu ve insanın kendi iç varlığından duyduğu korkusuydu!!
ve" tamam artık" diyorsun."senin için hazır şimdi."
Oysa ilacın etkisi hala geçmemiş, bıçağı derisine batırdığımda kıpırdamıyor bile.
acı yoksa zevk de yok.
sevmek, belki de bir tek ihtirasın lehine bütün diğerlerini bastırmak değildi; bilakis aşk, sevilen şeyin içine bütün diğer ihtiraslarımızı doldurmağa benziyordu; bir insanın şahsında bütün ümitlerimizi, iştiyaklarımızı seviyoruz. hayatımızın müsbet ve menfi hadiselerinden gelen bütün hazlarımız ve kederlerimiz bu aşkın bahanesi içine sıkışarak büyüyor; aşkta; bir şey değil herşeyi istiyoruz, bir şeye değil herşeye kin besliyoruz, ümitlerimiz ve korkularımız gibi bütün heyecanlarımız da bir tek mevzuun içine dolarak bizden karışıklığını gizliyor.
-peyami safa, biz insanlar, istanbul 1999, s.279, ötüken yay.-