bugün

(bkz: iyi vurur)

bu aralar tasavvufa sardım hacı abi. okuyorum huşu içinde, iç huzurumu hindistan yolculuğuna bir ton para bayılıp kendimi siktirmeksizin yakalamak için tasavvuf müthiş bir fırsattı; değerlendiriyorum.

tasavvufun bana öğrettiği en önemli şeylerden biri de "insanın en büyük düşmanı nefsidir" oldu. gerçekten de öyle lan.

nefsine yenilen adamın türlü türlü hali var. kumara, içkiye vuran, haram mala uçkur çözen(bu çok kötü diil aslında. galiba tasavvufa biraz daha düşmeliyim) adam nefsine yenilip de yapar bunlar.

bu atraksiyonlardan daha masumanesi ise halı sahada çıkar karşımıza.

"iyi vuruuuur" diye kıçını yırtan kaleciye ya gaza gelerek ya da "vay mına kodumun çocuğu bi de bizi tşağa alıyor lan. şuradan doksana asayım da görsün piç" diyerek ders verme saikiyle abanır topa. ve sonuç hep hüsrandır.

zaten o pezevenk kaleciye "iyi vurur" diye bağırdıktan sonra iki kere gol kitleseler bi daha bağırmaz öyle yavşak yavşak.

sonuç olarak iyi vururu duyup da şut atmayan adam, kendini bilen, nefsine hakim adamdır. tahminen 1,5 kilo da taşak vardır bu abide.
kontrolü kaybetmemiştir.