yapılması çok zor eylem. 6 ay oldu ingilizcenin göbeğinde geçirdiğim zaman. ama hala cümle kurarken sıkıntı yaşıyorum. çok az oluyor ama hala insanları anlamada zorluk yaşayabiliyorum. nasıl olacak bilmiyorum sözlük...
genelde reklam şirketlerinin 6 ay da garanti ettiği durumdur, kendi ülkesinde bir sikime vakıf olamamış insanların tek avantajı haliyle kendi dilini bilmesi olduğı için başımıza kur başına 900tl civarında hoca kesilirler..
türkçe dilbilgisi sınırlı seviyede olan öğrencilere tuz istemek için bile ingiltere kralı kadar ağdalı cümle kurmasını isteyen bu eğitim sisteminin sonucudur. bir türk klasiği olarak ;
bunu yapmak için önce kendi anadilini çok iyi bilmek gerekir, özellikle dilbilgisi kurallarını. Sonra aynı kuralları, öğrenilen dilde keşfedip uygulamak, biraz çalışmak ve bol bol pratik yapmak. Çalışmak derken, bir kaç öneride bulunmak isterim naçisane:
1- sık kullanılan kelimeleri bir kağıda yazın tek tek. Ön yüzlerine türkçe, arkalarına ingilizce olarak. sonra bir poşete koyun bu kağıtları ve rastgele çekin. türkçe çıkarsa ingilizce karşılığını hatırlamaya, ingilizce çıkarsa da türkçe karşılığını bilmeye çalışın. bilemediklerinizi ve takıldıklarınızı ayırın ve daha sonra sadece onları çekilişe katın. kelime öğrenmek için en iyi yöntem budur.
2- ardından fiiller için de aynı şeyi yapın. yalnız fiillerin ikinci ve üçüncü hallerini kesinlikle ezberlemek zorundasınız, unutmayın.
3- dinlediğiniz ingilizce şarkıların sözlerinin çevirilerine bakın internetten ve solistle beraber söyleyin, telaffuza dikkat ederek.
4- Sahaflardan hikaye kitapları alın ve onları okuyun, anlamadığınız kelimeleri çıkarın ve çekilişe dahil edin.
5- ileriki aşamada ingilizce günlük gazete alın ve kırmızı kalemle bilmediğiniz kelimeleri çizin ve sözlükten bakın. Özellikle dil sınavlarında bu gazete çevirilerinin faydasını göreceksiniz ve uluslararası gündemi yakalayacaksınız, çeviri metinlerinde mutlaka işinize yaracak.
6- Filmleri orjinal dilinde izleyin, hangi deyimler ve söz öbekleri günlük hayatta kullanılıyor, öğrenmiş olursunuz.
7- Mümkünse yurt dışına gidince türk arkadaş edinmeyin, öğrenemeden geri gelme ihtimaliniz çok yüksek olur.
8- Ana dili ingilizce olan arkadaşlar edinin ve onlarla bol bol yazışın.
9- Yurtdışına gitmek gibi bir imkanınız yoksa ki benim de yoktu, yurtdışı bana gelsin mantığı ile turizm sektörünü seçin ya da en azından okul tatillerinde pratik yapabileceğiniz bir işte çalışın.
10- her ne kadar dili çok iyi konuşsanız da, orada doğup büyümediğiniz sürece asla bir ingiliz gibi konuşamayacağınızı bilin.
11- ingilizce öğreten setlerden uzak durun, çok etkili değiller dil öğretme konusunda. özellikle sıfırdan başlayacaksanız uzak durun. çünkü bu sadece kafanızı karıştıracakır.
12- tüm bunlardan sonra, bbc spikeri gibi ingilizce konuştuğunuzu söylesinler ama ingilizlerin günlük konuşmada sizin öğrendiğiniz bir çok kurala uymadığını görün ve şaşırın.
yetenektir. bazıları ne yaparsa yapsın olmaz. sadece ingilizce için geçerli değildir tabi. aksanı kusursuz kullanabilme yeteneğine sahip her insan, diksyon problemi yaşamadan rahatlıkla bilmediği bir dildeki kelimeleri bile taklit edebilir. siz bildiğini sanarsınız. ingilizcenizi geliştirmeniz için ise yapabileceğiniz tek şey dizi izlemektir. kelimeleri duymak, tepkilere bakmak, herşeyi iyice kavrayıp yabancı bir insanın olaylara verdiği tepkileri görüp kendinizde uygulamak gerekir. istedikten sonra bir süre içinde zaten her şey kendiliğinden gelişiyor. bir bakmışsınız toefl'ı vermişsiniz falan. hoş şeyler bunlar. dil, kültürlerin bir parçasıdır. kültürün içine girerek onların yaşamlarını anlayabilirseniz gerçekten güzel aksana sahip bir şekilde bir dili iyi konuşabilirsiniz.
tüm bu söylediklerime rağmen advance seviyede olduğumu belirtmem gerekiyor. bunun yanında londrada hayatımı çok rahat bir şekilde idame ettirebiliyorum. 1 ay içinde master a başlayacağım. master için gerekli sınavları ve interview i de hallettim. ama sıkıntı anadil gibi konuşmakta, dilin tamamına hakim olabilmekte.
kesinlikle yetenektir. herkes ingilizce öğrenebilir ama herkes iyi ingilizce konuşamaz. iyi ingilizce konuşabilen insanlar genellikle kelimeleri türkçe karşılıklarıyla ezberleyenler değil, anadilimizi öğrenirken yaptığımız gibi direkt olarak aklına sokabilenlerdir.**
ayrıca iyi ingilizce konuşabilen insanların sahip olduğu özelliklerden biri de aksan veya telaffuz taklididir. bazıları ne kadar uğraşsa da başaramaz.
dünya dili olduğu için şarttır. neredeyse anadil seviyesinde ingilizce bilgisi yok ise eğer kurumsal bir firmada iyi bir mevkide çalışmak söz konusu bile değildir.
haftada 30 saat olmak üzere 1 yıl boyunca ingilizce dersi alıp, akabinden de kurslarla desteklenmesine ve günlük hayatta da kullanılmasına rağmen kısa bir süre kullanılmadığında kelimelerin teker teker ihanetine uğramak can acıtsa da cv'de opsiyonel değil şart olduğu için mutlaka bilinmesi ve unutulmaması gerekmektedir.ayrıca tek yabancı dil bilmek şart olduğundan, tercih edilen eleman olmak için mutlaka almanca, fransızca yada italyanca dillerinden en az birini de iyi derecede bilmek gerekmektedir.
türkiye' de herkesin yaptığını zannettiği ve yanıldığı hadise. elt mezunu binlerce ingilizce öğretmeni var ki, telâfûzde sıfırlar. iki kelimeyi bir araya getiremeyenleri var. kendini çok geliştirmiş olanları müstesnâ.
iyi ingilizce konuşmak ingilizcenin hayatın her alanında yer edindiği bir ülkede belli bir süre yaşamaktan geçer. bu ne yazıkki böyledir. bizim ülkemizde halk ingilizce konuşmadıkça ya da belirli iş alanlarında ya da belli bir eğitimde ingilizce konuşulmadıkça, dil dediğimiz tamamıyle pratiğe bakan bu zamazingo ne yazıkki gelişmiyor. dil canlıdır, canlı iken öğrenilir. devamlı canlı olan ortamlarda öğrenilir. iyi bir ingilizce konuşmak isteyen (diğer diller için de geçerlidir) bunu gerçekten istiyorsa imkanı var ise yurt dışına gitsin derim. en az iki sene. üç sene sonra dilin orospusu olursunuz.
ingilizce öğretmenliği son sınıfım ama bir başlangıç öğrencine bile ingilizce konuşamama konusunda taş çıkarırım tamam abarttım ama geçenlerde arab bir hatununun makınalı tüfek misali konuşması ile beynim şoka girdi sanırım bir tür aşağılık kompleksi geliştirdim bu konuda neyse konuya dönersek güzel bişiydir ama zor iştir pratik gerektirir falan.
küçük yaşta ingilizce'ye maruz kalmakla mümkündür. ingilizce konuşmak ya da kitap okumak demiyorum. öyle sözlük karıştırmakla da olmaz bu iş.
akıcı bir şekilde ingilizce konuşmak bilinçsiz öğrenmeyle mümkündür biraz. 5-6 yaşından beri sürekli ingilizce çizgi film izleyen ve sadece bu şekilde çok iyi ingilizce konuşan birini tanıyorum çünkü... önce kulağınızı doldurmanız gerek. konuşmak bir sonraki evre.
sağır biri nasıl konuşma yetisini kullanamıyorsa ingilizce duymayan biri de konuşamaz. önce dinlemeyi öğrenmek ve alışkanlık haline getirmek lazım.