Eski iş yerinde hem gazeteci hem muhabir hem editör hem redaktör hem de gazeteye reklam alma işinden sorumluydum (üniversitede gazetecilik okudum). Hevesliyim diye, çalışkanım diye, her işi yaptırdılar.
Evde bile haber malzemeleri toplayıp, haber oluşturup, haberleri yayımlıyordum.
Yoğun çalışıyordum ve karşılığını alamıyordum. Dayanamadım, istifa ettim sonra geri dönmem için teklif edildi ama kabul etmedim.
Benimki hem iyi hem de çalışkan olmanın bedeliydi, büyük haksızlık yapılmıştı.
TERBiYELi (SAYGILI,EFENDi,NAZiK,YARDIM SEVER DAVRANIŞLARIYLA HERKESE ÖRNEK OLMAKTIR,HERKES TARFINDAN SEViLEN,SAYILAN BiRi OLMAKTIR ASLINDA AMA BU DA PEK iŞE YARAMIYOR iYi iNSAN OLURSUN EZiK,ENAYi,SAF DERLER,KENDi YAŞITLARI GiBi DEĞiL DERLER,MODERIN TOPLUMDA BiR ÖNEMi YOK ARTIK ÇÜNKÜ ARTIK AĞZI BOZUK,KABA,GÖRGÜSÜZ,GÜZEL LAF SOKAN,FIRLAMA iNSANLAR DAHA ÇOK TERCiH EDiLiYOR,DAHA ÇOK RAĞBET GÖRÜYOR.
Günümüz dünyasında iyi bir insan olmak ıstıraptan başka bir şey getirmiyor. 25 yıl önce iyi insan olmanın bir değeri varken artık sadece kolay sindirilen bir enayi gibi görülüyor. iyi niyet ve dürüstlüğün zayıflık olarak algılandığı bir dönemdeyiz. iyi bir insan olmak değersizdir demiyorum kesinlikle. doğru şeyi yapmanın verdiği huzur, tatmin, vicdan rahatlığı göz ardı edilemez elbette ama günün sonunda bencilce işleyen bu düzende git gide ağır bir yük gibi gelmeye başlar iyi bir insan olmaya çabalamak. Bir şeyleri değiştirmek istersin ve daha yaşanabilir bir dünya yaratmak için elinden geleni yapıp emek harcarsın ama elinde tükenmiş benliğinden başka bir şey kalmaz. Hiçbir iyilik ve hiç kimse insanın kendini tüketmesine değmez. Sistematik olarak duyarsızlaşıyoruz maalesef bu toplumda yoksa akıl sağlığını kaybetmemek mümkün değil.