Bunca zorbanın, iki yüzlünün, menfaatçinin arasında en zayıf olmayı seçmektir.
Insanların "iyi insan" kriterleri sadece menfaatine bal kaymak sürdüğünüz hareketleri içerir. Onlar için "iyi" olmanız, onlar tarafınızdan sikiliyor olmayı kabul etmeniz demektir.
iyi olmak bazen boş bir insan olmakla, işsizlikle, yalnızlıkla, perişanlıkla karıştırılabilir hele ki enaniyetin ve kibrin tavan yaptığı çağımızda.
insanlar iyi ve alçak gönüllü bir insanla tanışınca onu yıkık zannedebiliyor. Veya onunla ilgilendiği için karşıdakinin değersiz biri olduğu zannına kapılabiliyor.
Ama hayır! Bazılarımız çok acı çektiği için acı çekenlere merhamet eder.
Bazılarımız açlığın ne demek olduğunu bildiği için fakire merhamet eder.
Bazılarımız zulmün ne olduğunu bildigi için mazluma şefkat eder.
Bazılarımız da ölümden birkaç defa döndüğü için aynı şeyleri yaşayanlar için elinden gelen herşeyi yapmaya çalışır, kendi hayatından ve parasından taviz vermeyi teklif eder. Bunu yaparken sizi kırmamak için kendini alçaltır. Bunun sebebi zavallı, yıkık, işsiz biri olması değil; çektiğiniz acıyı bilip iyi yüreklilik göstermesidir.
Fedakar ve iyi bir insan olmak; değersiz zavallı ve çok yalnız olmak değildir. Lütfen karıştırıp bu bir avuç iyi olmaya çalışan insanı üzmeyin...
iyi insan olursanız her zaman kazanırsınız.Öyle ya da böyle iyiler daima kazanır.Bırakın kötü insanları kendi haline.Yüreğinde ektikleri kötülüklerle konuşup yaşasınlar.Kendilerini avutsunlar. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1900020/+
Bu dönemde rastlamak zor olsa da hala böyle insanlar var. inanıyorum buna. Bizim yapmamız gereken şey onlara yalnız olmadıklarını hissettirmek ve Burada en önemli şey yardım elini uzatmaktan geçiyor.
günümüzde her anlamda "kötü" olmak moda maalesef. birinin herhangi bir davranışında yapılanın güzelliklerinden çok açığını aramak, kötüye yormakla meşgul büyük bir kitle. kötü olan her şey gündemde. "Ben bu çağdan nefret ettim, etimle kemiğimle nefret ettim" diyen Cahit Zarifoğlu gibi ben de bu çağdan etimle kemiğimle nefret ettim..
Kısa vadede size bağzı şeyleri kaybettiriyor gibi görünsede, yaşadığınız iç huzur olsun yada insanların sizin iyiliklerinizi karşılıksız bırakmaması olsun genel olarak sizi kazançlı çıkarır. Tabi siz iyi bir insansınız, karşınızdaki illa iyi olacak diye bir kaide de yok fakat ne demişler iyilik yap denize at.
Neden dinler bize hep günahlarımızı hatırlatır? ilk günahı bilmeyen yoktur aramızda, sanırım. Tanrıya inanmayan bir insan olarak peygamberlerin kusurunun burada olduğuna inanıyorum. Onlar günah işlediler ya da insanlığın günahlarından dolayı vicdan azabı çektiler. Tanrıları yaratanlar kötü insanlardır ve arınmak için uydurdular kendilerinden üstün varlıkları ya da sıradan şeyleri üstün özelliklerle donattılar.
Dostoyevski tanrıya inanan son peygamberlerden. Nietzsche tanrıyı öldürmek istiyor. Camus bütün bunlara seyirci kalıyor, intihar edecek kadar ya da intiharı düşünecek kadar çıldırmamis. Aslında hiçbiri tanrıyı bilmiyor. Einstein kadar bu konuda fikir üretebilecek insanlar değiller ya da darwin kadar.
Günahlarından arınmak istedi insanlık ve iyiliği unuttu. Suc ve cezada Dostoyevski bize iyi olduğumuzu hatırlatıyor. Kötülük ama içinde iyiligi de barındıran bir kötülük. Budala'da idam cezasına şiddetle karşı çıkıyor. Kötülük sonunda kötülüğü doğurur.
işte burada bulantı başlıyor? Bizler iyi insanlar mıyız? Yoksa ecinniler ya da dogville'deki köylüler miyiz? Kötülük olmadan deha ortaya çıkmıyor. Belki tolstoyun tek eksigi adam gibi bir kötü olmayisidir. Kötünun ruhunda sübjektiftir yasalar. Başı oksanmadigi için gider adam bıçaklar mesela.
iyi olmak! Hayır raskolnikov olmayı tercih ederim. Geriye yaşlı kadını öldürmek kalıyor. Ruh hastalarıyla ulaşın.
Tanrı öldü! Demek suçlu oldu demektir.
Bakışlarla öldürür cellatlar birbirini ve başkaldırı sürer gider.
Neden dinler bize hep günahlarımızı hatırlatır? ilk günahı bilmeyen yoktur aramızda, sanırım. Tanrıya inanmayan bir insan olarak peygamberlerin kusurunun burada olduğuna inanıyorum. Onlar günah işlediler ya da insanlığın günahlarından dolayı vicdan azabı çektiler. Tanrıları yaratanlar kötü insanlardır ve arınmak için uydurdular kendilerinden üstün varlıkları ya da sıradan şeyleri üstün özelliklerle donattılar.
Dostoyevski tanrıya inanan son peygamberlerden. Nietzsche tanrıyı öldürmek istiyor. Camus bütün bunlara seyirci kalıyor, intihar edecek kadar ya da intiharı düşünecek kadar çıldırmamis. Aslında hiçbiri tanrıyı bilmiyor. Einstein kadar bu konuda fikir üretebilecek insanlar değiller ya da darwin kadar.
Günahlarından arınmak istedi insanlık ve iyiliği unuttu. Suc ve cezada Dostoyevski bize iyi olduğumuzu hatırlatıyor. Kötülük ama içinde iyiligi de barındıran bir kötülük. Budala'da idam cezasına şiddetle karşı çıkıyor. Kötülük sonunda kötülüğü doğurur.
işte burada bulantı başlıyor? Bizler iyi insanlar mıyız? Yoksa ecinniler ya da dogville'deki köylüler miyiz? Kötülük olmadan deha ortaya çıkmıyor. Belki tolstoyun tek eksigi adam gibi bir kötü olmayisidir. Kötünun ruhunda sübjektiftir yasalar. Başı oksanmadigi için gider adam bıçaklar mesela.
iyi olmak! Hayır raskolnikov olmayı tercih ederim. Geriye yaşlı kadını öldürmek kalıyor. Ruh hastalarıyla ulaşın.
Tanrı öldü! Demek suçlu oldu demektir.
Bakışlarla öldürür cellatlar birbirini ve başkaldırı sürer gider.
Karakter meselesidir. Kötü olduğunu kendi de bildiği halde her türlü şerefsizliği ve kahpeliği sırf adrenalin olsun Da zevk alalım diye yapanlar da var.
bunu yolu, söylediğini yapan ve yapacağı şeyi söyleyen, dürüst insan olmaktan geçiyor. güzel sözler söyleyip insanları içi boş vaatlere inandırmamak, boş hayaller kurdurtmamak, duyguları kullanmamak, ihtiyacı olan diğer insanlara yardım etmek, size güvenen insanları yarı yolda bırakmamak da iyi bir insan olmak için gerek şartlardır. kısacası iyi insan olmak zordur ama iyi bir insan olarak anılmak güzeldir.
iyi bir insan olmak; hem kolay hem zor bir hadise. sadeliğin gerektirdiği bir şey aslında iyi insan olmak, neden zor olsun ki diyorsun ama bazen olmuyor işte belki de.
iyi insan olmanın standartı vardır. iyi insan kötü insan diye bir şey yoktur, senin iyi dediğine kötü, kötü dediğine, iyi insan diyen vardır görüşünü doğru bulmuyorum. çünkü, iyiliğin göreceli hale gelmesi, iyilik kavramını yok ediyor gibi ve onun adı başka bir şey oluyor sanki.
siz gerçekten ve gerçekten iyi bir insan olduktan sonra; toplumun, sizin iyi bir insan olup olmadığına uğraşı verip, kanaat getirmeden her şey kendi kendine belli olur zaten. iyi insan olunca kaybedermişsin olayına girmek istemiyorum diyecektim ama girmiş oldum böylece. kaybeder diye, kötü insan olmaya karar verin o zaman, ne diyeyim yani bu mudur.