Büyüğüyle küçüğüyle kimi akrabalar yavşaktır:
Biri zaruriyeten el öper para gelir belkim der, diğeri uğramaz etmez aramaz, karşındakinin hayatının savcılığına soyunur falan.(evlilik yok mu kızım ufukta ha, ( var amuha koyim babası var he)
*
Kan bağıyla değil gönül bağıyla bağlı olanın akrabalığını savunan ben, tüm sikimbokların aksine işte bu akrabaların yanında olmanızı temenni ederim efenim, bayramı seyranı beklemeden üstelik.
*
- anneannieee ben gellldim bak.
- Oy benim guzuma be, bak bak mutfağa gel sana ne yaptım,aa du soyun önce ama,
- Yiaaa ciğer sarması di mi? O ellerini yirim yirim kadın senin.
*
Çünkü böyleleri içimizi bilir,böylelerinin içi bilinir ve değeri hakkeder.
*
Sevilenle,özlem duyulanın hüznüyle nice güzel bayramlara keranacılar.
peygamber efendimizin (s.a.v) de buyurduğu gibi, bayramlar inananlar için birer sevinç zamanlarıdır.
bu yıl çok zor bir süreçten geçerken hepimiz, bayramın tadı kuşkusuz biraz düşük. caddeler boş, dükkanlar kapalı... insanı ürkütüyor böyle bir manzara. yine de bayram bayramdır; derdin, tasanın kısa süreliğine de olsa unutulduğu günlerdir.
sevdiklerimize gidemiyor olsak da bir telefon uzaklığında birçok yakınımız. bu bayram da böyle olsun.
hem bu bayramın böyle geçmesi, başka bayramların ve sağlıklı diğer tüm günlerimizin ne büyük nimet olduğunu anlatmıyor mu bize... meğer ne güzel günlermiş aslında bize sıradan gelen o zaman dilimleri.
geçen bayram akrabaları sevmeme nedenleri başlığına bir entry girmiştim diye hatırlıyorum, "hele bayramlarda garip garip sorular sormaları" gibi bir şey yazmıştım. demek ki büyük konuşmamak lazımmış, bu bayram kendi kendime "keşke yine o saçma sorulara maruz kalsam, yeter ki her şey normale dönsün" dedim. işte beterin beteri var.*
umarım temmuzun son günü kutlamaya başlayacağımız kurban bayramına kadar bu koronavirüs belasından kurtuluruz ve umarım o bayram çok daha sağlıklı, canlı, eğlenceli ve "bol akraba ziyaretli" geçer.*