bugün

ankara ulus ta ikinci el, kaçak, çalıntı ve sıfır eşya satan pazar.

biz eve çıktık *ya dün bi gidelim eşya bakalım dedik gittik. ulus'u da pek bilmediğim için arkadaşım ahmet şahin k *yı rehber olarak yanımıza aldık. kılavuzu ahmet olanın burnunun bahçeli nin deyimiyle ganalizasyondan çıkması mümkün değildir. koskoca pazarı buluncaya kadar akşamı ettik. neyse akşam pazarı hoştur, pazarlık da iyi olur bir şeyler düşürebilirsek dedik devam ettik. bi baza üç halı bir de çek-yat aldık ama ortamı tasvir etmem mümkün değil. ordan biri buzdolabı indiryor öteki masa bindiriyor bir kargaşa bir cümbüş * gidiyor.aslında asıl olay şudur bir grup saçı sakala karışmış üniversite öğrencisini nasıl katakulliye getirip kazıklarız mesele bu.

asıl macera taşıma işleminde gerçekleşti. haytımın en uzun yoluydu be kardeşim. taşıyıcı herif tam bir fenomendi. biz yaşlarda bir adam taş çatlasın yirmi beş yaşındadır gençten bi oğlan yani. ama adam da bi caka var sanki sabancının fabrikasını ulustan gazi mahallesine taşıyoruz. altında bi tır ve bütün yollar ona ait...neyse, anadol marka arabaya çek-yat halılar üç tane yatak bir baza yüklendi ki arabanın sokak lambalarının altından geçerken oluşturduğu gölge tam ifadesiye şam şeytanına benziyordu. hasılı kelam ben bubu ile ön tarafa oturdum bekliyoruz arabada. iki kişi daha çıkıp geldi. biri şöfor öteki de onun yancısı ali osman.aga biz bi bindik anadola dört kişi benim ayağın biri şöfor tarafında gaza basabilecek konumda, diğeri öbür yanda. yani şöfor vites atabilmesi için önce nacizane benim vites koluna bir selam çakıp sonra vitese uzanabiliyor. tabi ali osman bunu kaçırır mı?

- len ibram adam eline verdi la senin
+ bi ganuşma lan ya..rram cigara ver
- nasıl vereyim amuna koyim cebimde çıkaramam
+ he le bende de adres vardı cepte nasıl çıkaracağız.
- tee orda ışıklar var kırmızı yanarsa dur alalım.
( kırmızı yanar)tak tak iki kapı da açılır sigara ve adres alınır geri binilir. *
itfaiye meydanı olarakta bilinir.