bugün

2007 yapımı, ingiltere deki isci sorununa egilen iyi bir ken loach filmi.
filmin konusu soyledir:

ingiltere ye yurtdısından isci bulmaya calısan bir sirkette calısan angie adındaki bir kadın, bir gun is sırasında ugradıgı taciz nedeniyle gorevinden ayrılır. daha sonraki gunlerde kendi ayakları uzerinde durmaya karar verir ve kendi isletmesini illegal yollardan kurar.

buraya kadar her sey iyidir hostur. ancak paranın gelmesiyle angie nin degisimi de kacınılmaz olmustur nedense. iste bu noktada ken loach ingiltere yi kendine cıkıs noktası secerek sınıf farklılıkları, para ve sermayenin getiri/goturuleri, kapitalizm ve isci hakları gibi konulara deginiyor. tabii bunu yaparken kendi uslubunu kullanarak "sol" cerceveden bakarak yapıyor. bunu da angie ile babasının konusması dısında rahatsızlık vermeden yapıyor. zira bu konusma sahnesi filme az da olsa didaktik bir hava katmakta. (gerci soz konusu ken loach sa, boyle sekanslara rastlamak pek sasırtmaz insanı)

onun dısında zaman zaman loach dilini sivrilestiriyor. zaten konusuyla michael haneke nin caché siyle benzesen film, zaman zaman anlatım bicimiyle de kesisiyor.

--spoiler--
ozellikle cocugun kayboldugu sahneler ve kadının suratına hic beklemedigimiz bir anda yedigi yumruk bu kanıyı uyandırabilir bunyelerde, ki bende ziyadesiyle uyandırdı.
--spoiler--

tum bunlar cercevesinde, kendine bir dert edinmiş ve o dert uzerine yogunlasırken catallı yollar izlemeyerek ilerleyen bir film. gunumuz toplumundan ve sistemden rahatsız olan bir yonetmenin elinden cıkmıs ve bir cok kişinin de derdini dile getirmiş olmasıyla, muhtesem olmasa bile kalburustu bir film olarak nitelendirilebilir bu eser.
dördüncü uluslararası işçi filmleri festivali kapsamında gösterilen işçi filmidir. festival kapsamında ilk olarak 29 nisan'da ankara üniversitesi iletişim fakültesinde gösterilmiş ve ardından doç. dr. ahmet gürata ile birlikte ken loach sineması üzerine tartışılmıştır.* ilkini kaçırmışlar için ikinci gösterimi 4 mayıs tarihinde ankara baro'sunda* yapılacak olan filmdir.
Güzel ve sade bir işçi filmidir, aynı zamanda şöyle bir düşünce izleyeli baya bir oldu ve baya sahneyi iyi kötü hatırlıyorum, demek ki etkileyicidir de.
sömürgeleşmeyi nesnel bir bakış ile incelemiş olan başarılı bir ken loac filmi.

işçiler birgün olur da işveren olursa, neden zamanında onlara yapılan zulümleri unutup yürekli biri halini alsın ki? işte bunun cevabı.

özgürlük kavramının ne denli içinin boşaltıldığını ve her insanın bencilliğine göre şekillendiğini görürüz.
kararında bir film. ken loach filmi. ne eksik ne fazla... abartıya kaçmadan akıp gidiyor, belki ikinci kere izletmeyebilir kendisini ama söylemek istediğini yeterince ifadeliyor.

--spoiler--
angie'deki parayla gücü ele aldıkça insanlıktan çıkma, uzaklaşma ve her halta ortak olmasına rağmen rose'un son yapılandan sonra angie'nin insanlığından uzaklaşmasını vurgulaması ve böylece angie'den kopması film içi manidar sahnelerdendi. buna rose'un eve göçmen aileyi alan angie'ye bu tarz aile çok herkesi evine alamazsın söyleminin angie'nin değişimiyle nerelere gittiğini göz önüne aldığımızda insandaki değişimin kestirilemez boyutta olabileceği ve paranın gücün insancıllığı yok ettiğini sorgulayabiliyoruz.
--spoiler--

10 üzerinden 7!