müzik kulağı olan herkesin rahatlıkla anlayabileceği gerçektir. tabi bu farkındalığa, aydınlanmaya ulaşabilmek için müzik kulağına sahip olmak gerek olmakla beraber bunun yanında milliyetçilik duygusundan uzaklaşarak objektif olarak değerlendirmek gerekir.
istiklal marşı'nın bestesi bir ulusu coşturmaktan uzak, hatalarla dolu ve uyku getiren bir ritme sahiptir. herkesin bildiği hecelerin kelimelerin yutulmak zorunda olduğu taraflara hiç girmiyorum bile.
mehmet akif'in yazdığı sözlerle beste arasında anormal bir uyumsuzluk vardır. mehmet akif oldukça coşkulu, hamaset duyguları içerisinde mısraları yazmışken marşın bestesine baktığınızda aynı çoşku yoktur. daha sakin ve temposuzdur.
istiklal marşının bestesini beğenenler fransız milli marşını (La Marseillaise)
rusya ulusal marşını
italya ulusal marşını
hakkını vererek hiç dinlememiş olan cahillerdir. örnekler çoğaltılabilir.
onuncu yıl marşı ne olursa olsun istiklal marşından daha çok ulusal marş olmayı haketmektedir.
idrak etmek için kulağa sahip olmanın yeteceği bir tespittir.
istiklal marşı adlı şiir dünyanın en berbat ve katlanılmaz bestesi ile söyleniyor maalesef. yani tamam ben marşa komple karşıyım ama söylenecekse; hatta kuş sevenler derneği kongresi ve amatör küme maçları başlarken bile söylenecekse bari bestesi güzel olsun.
rus milli marşının müziği sovyet döneminden beri aynıdır ve bach'ın bestelerinden esinlenilerek oluşturulmuştur. yani kilisevari bir müziği türk milli marşına uyarlarsak hemen troll'ler çıkıp bu ne lan böyle biz hristiyan mıyız falan filan diyecekti.
--spoiler--
istiklal marşının coşkusunu göremeyen kardeşim, burada ki binlerce insanı ve ayrıca alpay özalan'ı da mı görmüyorsun? ben bu linkini verdiğin marşların ne olduğunu bilmesem, dalga geçilecek bir müzik olarak görürüm. fakat anlayaman kimse şu duru ve etkileyici marş ile dalga geçemez. http://www.youtube.com/watch?v=OX3pr4g4TMw
--spoiler--
düdüt: istiklal marşını yazmak için verilen onca şehitten sonra böyle bestelenmesi, matem havasında olması en mantıklı olanıdır.
zevkler tartışılmamalıdır.
ama annesine 'bu ne biçim kadın. maymun gibi. allahım şu favorilere bak. ıykkk iğrenç. yüz tane şeyim olsa birini vermem' diyen kişiyle aynı sendromu paylaşmaktadır.
zevkler ve renkler tartışılmaz diyenler zevksiz insanlardır. tarih zevklerin ve renklerin tartışılmasından ibarettir.
(bkz: zevkler ve renkler tartışılmaz yalanı)
zevkler tartışılır. zevksiz olmak diye de bir şey vardır. örneğin siz zevkler tartışılmaz diye sabaha kadar kıçınızı yırtın beethoven'ın moonlight'ı bir şaheserken yeni yetme rapçilerin müzikleri tarihin çöplüğüne atılacak iğrenç eserlerdir.
kalite diye bir şey vardır. lakin insanların düşük zevkli sığ ve cahil olma hakkı da vardır. işte bu hakka müdahale edilemez hepsi bu.
ayrıca istiklal marşı, sözlerin batı müziğine nasıl mükemmel şekilde oturtulduğunun en güzel örneklerindendir. son hecenin, başka bir dizenin başlangıcı olmasına takılmış insanlar genellikle. yanlış olan şey bunun başka örneklerini görmememiz ve hep tekdüze, birbirine benzer ritm ve ölçüler dinlemeye alışmış olmamızdır. müzik sektörü bize göre çok daha gelişmiş olan ve dili türkçe ile aynı dil grubunda yer alan japonca bir kaç şarkı dinlenirse, sözlerin müziğe kelimeden çok heceler dikkate alınarak oturtulduğunu görebilir. s.k kadar müzik bilgisi ile ahkam kesmez.
prozodi hataları olduğu bir gerçektir. buna kimsenin bir diyeceği yok. ama istiklal marşına 'ağır, coşkusuz,ritimsiz' demek, insan kulağı yerine eşek kulağı taşımayı gerektirir ki bunun yansıması sözlüklerde 'başlık sıçmak' sonucunu doğurur.
milli değerlerimize türlü kılıflar altında bok atmanın moda olduğu günümüz türkiyesinde, sıranın istiklal marşına geldiğini görerek ibret ve hayretle izliyoruz.
sorun bestede değil, şiirdedir. mehmet akif ersoy o kadar melodisiz bir şiir yazmıştır ki buna uygun müzik yazmak olanaksız duruma gelmiştir. kaldı ki marş sıradan bir müzik eseri değildir, belli kuralları vardır.
yani sorun taaaa şiirde başlıyor. tonla besteci uğraşıp didinmişler ama bir kaba uyduramamışlar. osman zeki üngör'ünki gene içlerinde en iyisiymiş.
20.zevkler ve renkler tartışılmaz diyenler zevksiz insanlardır. tarih zevklerin ve renklerin tartışılmasından ibarettir.
(bkz: zevkler ve renkler tartışılmaz yalanı)
zevkler tartışılır. zevksiz olmak diye de bir şey vardır. örneğin siz zevkler tartışılmaz diye sabaha kadar kıçınızı yırtın beethoven'ın moonlight'ı bir şaheserken yeni yetme rapçilerin müzikleri tarihin çöplüğüne atılacak iğrenç eserlerdir.
kalite diye bir şey vardır. lakin insanların düşük zevkli sığ ve cahil olma hakkı da vardır. işte bu hakka müdahale edilemez hepsi bu.
müzik kulağı olan herkesin beğendiği bestedir. dünyanın en güzel 3 marşından biridir. bunu türkiye vatandaşı olduğum için söylemiyorum. genel görüşüm dünya vatandaşı olmakla alakalıdır ama marşımız gerçekten dünyanın en güzel bestelerinden birine sahiptir. coşku çok güzel işlenmiştir.
eğer dünyanın en güzel marşını merak ediyorsanız da romanya'nın marşını dinleyin. gerçekten çok güzeldir.
canımı yakan durumdur. ve eminim benimle birlikte milyonlar yanar. daha güzeli olabilirdi. hatta bence şiir olarak okunsa keşke. hissederek, hakkını vererek.