hayatın sürekli aktığı 24 saat uyumayan, insanı ayağını bastığı anda gizemli büyünün kapladığı, yukardan bakınca sadece insan kafaları gözüken, bütün çağlara tanıklık ettiğini herkese gösterircesine ağırlığını hep koruyan, ağırlığının yanında bütün hovardalığını da yapan, süprizlerler dolu güzel istanbulumun hiç bir zaman değerini kaybetmeyecek, görülmeye değer caddesi.
dunya uzerinde gorulebilecek her tipi bunyesinde barındıran, bu cesitlilikten dolayı insanın rahat hissetmesini ve rahatlamasını saglayan, en bos ve temiz zamanı olan sabahları huzur veren cadde
sozde duzenleme amaciyla Ca'nım caddeyi once kapatan belediye, sonra yere cin mali taslari dosedi. ama bir baktik ki butun taslarin hepsi kırılmıs. ustune basinca sular fışkırıyor. gitti canim cadde diye herkesin kendine soyledigi istanbulun simgelerinden
güzeli,çirkini,sarhoşu,genci,yaşlısı,polisi,torbacısı,barları,mağzaları,retorantları,belası,eğlencesiyle bir kere içine girenin birdaha çıkmayacağı ama çoğunlukla ilginç bir nefretkorkubağımlılık karımışımı duygu besleyeceği beyoğluna bağlı cadde. bir diğer adıyla (bkz: cadde i kebir)
-akıllıyı-deliyi,
-birbirinden değişik pasajı,
-tarihi binaları,
-lüks mağazaları,
-cafeleri-barları,
-müzik tınılarını,
-fast foodu-lokantası,
-ünlüleri-ünsüzleri,
-her çeşit insanı bol bol bulabildiğiniz,dünya-türkiye-istanbul-beyoğlu-taksim'deki cadde.
delisi de velisi de bol cadde. istanbul'un en kozmopolit yeri. her cesit insan goruulur. ama deli dedim icimde kaldi soylemeden edemeyeceğim. bir tane delisi var bu caddenin. gozune kestirdiklerine bagiriyor. ama oyle boyle degil "wohaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa". bana bir kere yapti, ondan beri zaten zaman kotu kolla gotu modunda yururum istiklal'de.
edit: onca zaman sonra entry silinmiş. niye? edemiyecem yazmışım. vay be! vay be!
samsunda da bulunur bir adet istiklal caddesi. ancak samsunlular çiftlik der bu caddeye, ben dahil. neden öyle denildiğini ise henüz bilmiyorum, ama gerçek adını kullanmıyorum işte, neden kullanmıyorum, bilmiyorum. *
istanbulu istanbul yapan unsurlardan bir tanesidir kendisi...
çok zevkli bir ortamdır ve küçük bir dünya gibidir...
içinde her tip insandan en az bir adet bulunur,belki bu biraz desteksiz bir laftır ama nedense yürürken öyle hisseder insan...
pek çok güzel restoran ve cafeyi kapsasada bazıları gerçekten müdavimi olunacak tipten yerlerdir,bazılarıysa içine girince çok pişman olunan yerlerdir...
bütün bunların yanı sıra içinde kitapçılar ve cdciler,gümüşçüler,bankalar ve yayınevlerinin olduğu geniş bir scaladır...
ayrıca yürürken devamlı müzik sesleri kulağa çarpar...
bazen bounce bazense le vent nous portera...
her zaman bağdat caddesine yeğleyeceğim,güzel,samimi cadde.istanbul'un kültür başkenti diyebiliriz.pasajlarına her daim gidip gezmeli,karlı bi kış gününde ise mutlaka görülmelidir.