istanbullular

    3.
  1. bu romanın dikkat çeken tek özelliği, neredeyse her paragrafta bulunan yazım yanlışları ve baskı hataları. everest yayınları öyle bir şey yapmış ki, değil bu olmasa da olur romandan, büsbütün kitap okumaktan bile soğuyabilir insan. işin okura saygı boyutu bir tarafa, hiç mi okunmaz 50.000 adet basılacak bir kitap, hiç mi kontrolden geçmez, anlamak mümkün değil. hadi diyelim, yayınevinde buket uzuner okumayı göze alacak kimse yok. bari daha önce bilgisayar kullanmış birine yazdırın metni, o da yok.

    liseli hayranları ve takipçileri dışında isminden, konusundan dolayı bu romanı okumak isteyenlere, hikayenin tamamının dört saatte ve tek mekanda geçtiğini söyleyelim burada. sinemasal bir kurgu düşünülmüş, ama böyle bir kurgunun olmazsa olmazı tempo yok. tam tersine 519 sayfalık hikaye son derece ağır ve sürekli tekrarlarla ilerliyor. çok fazla karaktere yer verilmiş, hatta bizzat istanbul anlatıcı-kahraman olarak hikayenin içinde ama derinlik yok. dağınık ve bir bütüne ulaşmayan anlatım, incelikten yoksun bir dil ve tekrarlar, tekrarların tekrarları, tekrarlar, tekrarlar...
    7 ...
  2. 14.
  3. açıkçası iki saatin içerisinde 200 sayfasını okudum kitabın. tamamlayıp yazacaktım ama tahammül edemedim. tek kelime kullanabilirim: fason. kitaba önsöz yazmış sayın uzuner, bu kitaplarını fazla önemseyen, açığa kavuşturmak isteyen yazarların tribidir bana göre. bir diğeri eğer bunu yapıyorsa farklı şekilde yapabilirdi. örneğin beyaz kalenin sonsöz kısmı gibi etkileyici bişey yazabilirdi uzuner. ama ilerledikçe üslubun olmadığı, batı özentisi türkçe konuşan yapay kişileri bile özenti bir biçimde eleştirdiğini görüyoruz. türkiye panoraması yapacak kadar türkiyeyi bilip bilmediğinden bile şüpheliyim açıkçası. ve bu iki yüz sayfa sonunda söyleyebileceğim şey biraz acımasızca olacak ama: bu bir roman değil. farklı ağızlardan yapılmaya çalışılmış sosyolojik tespit yığını. ama bu niteleme bile romana büyük geliyor çünkü tespitlerinde ciddi bir izlenim bırakmıyor. yavan bir politik. benim çocuklarım da, ileride olacak öğrencilerim de adını bile duymayacaklar bi yerlerden. ama her biri marcel proust'u, tanpınar'ı, atay'ı, romancı olmamasına rağmen tek ve eşsiz bir romanı bulunan rilke'yi, hatta pamuk'u bile duyacaklar okuyacaklar ve yeni bakış açılarıyla değerlendirecekler. uzuner ise 4 yılını harcadığını söylediği romanıyla kaybolacak.. kitabı bitirdiğimde daha ağır bir eleştiri getirebilirim.
    3 ...
  4. 15.
  5. dünyanın en özel ve güzel şehrinde yaşayan insanlardır.
    2 ...
  6. 1.
  7. buket uzuner'in yeni romanı. istanbullu olmak için istanbulda doğmak ya da türk olmak gibi zorunlulukları olmadığını daha ziyade istanbul'un bir sürü miletten, dinden, şehirden insanın oluşturduğu kültürünü kabullenmenin gerektiğini anlatıyor.
    roman istanbulda yaşayan ya da yaşamış ve istanbulu seven insanlardan oluşan bir topluluğun teker teker düşüncelerini konu alan bölümler ve istanbul'un kendi düşüncelerinden oluşan birbirinin peşi sıra eklenen bölümlerden oluşuyor.
    istanbullu olanların okurken etkileneceğini düşündüğüm bir kitap. yalnız havaalanı barında çalışan gencin bir bölümde ordu'nun bir köyünden olduğunu başka bir bölümde de trabzon'dan olduğunu yazıyor böyle bir şeyin dikkatinden kaçmasına şaşırdım. aslında karadenizli olmayan bir çok insan bu hataya düşüyor. nedense samsun'dan sonra bütün karadenizi aynı sanıyorlar. belki de ben doğu karadenizli biri olmasam bunu farketmeyebilirdim ama ben de bir rizeli olduğum için bunun ayrımına varmış olabilirim. bunun dışında da harflerin diziminde bazı hatalar farkettim.
    ayrıca güzel okunası bir roman.
    2 ...
  8. 4.
  9. uzun süredir beklediğim ama tam olarak hayal kırıklığına uğradığım kitap. 519 sayfaya sadece 4 saati anlatmaya çalışmak, tekrar anlatımlara neden olmuş. akıcılıktan uzak ve sıkıcı. Tasvirler, bir romanın olmazsa olmazları tamam ama bu kadar da biraz baymış artık.
    2 ...
  10. 25.
  11. Bulundukları semtten Eminönü tarafına giderken 'istanbul'a gidiyoruz' diyen insanlar..Kalmadı fazlaca artık bunlardan.
    Annemin halası hayattayken oğlu için 'bugün istanbul'a gitti'derdi.
    2 ...
  12. 31.
  13. istanbul'dan kaçıp küçük şehirlerde yaşamaya falan başlamamış insanlardır.

    Küçük şehirlere gidelim de bu şehri sizin gibi Yozgatlı malatyalı Aydınlı erzurumlu Konyalı şoparlara mı bırakalım?
    1 ...
  14. 7.
  15. kesinlikle tavsiye etmediğim buket uzuner romanı.tam bir hayal kırıklığına uğruyor insan.baştan sona klişe.aynı muhabbet, aynı fikir 500 küsür sayfada dönüp duruyor.
    1 ...
  16. 8.
  17. basım hatalarının her şeyin önüne geçtiği kitap. bir de karakterler aynı cümleleri tekrarlayıp durmasa. belki de ben anlamıyorum diyorum, kendimi yerine koyamıyorum onların insan kendine bunu böyle dert edebilir diyorum, ama yok yok olmuyor. aynı cümleleri oku oku sıkılıyor insan ne ikna edici gücü var ne anlatımı zenginleştirici. hele basım hataları, o kadar sinirimi bozuluyor ki okurken, sonunu merak etmesem bırakacağım okumayı, kendimi zorlayıp duruyorum, sayfa, paragraf falan atlıyorum.
    1 ...
  18. 18.
  19. istanbul havaalanındanmı ibaret yaa. bende asıl istanbulluları merak ediyorum kimdir diye. yanılttın beni Buket uzuner.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük