kuran-ı kerim' de belirtildiği üzere Allah' ın lanetlediği ırktır. neden lanetlediğini anlamak için dahi olmak gerekmez. (hele ki bu günlerde)
edit: eksilemeden önce lütfen kuran' ı okuyunuz. (bkz: maide suresi)
ilk olarak bazı noktalara açıklık getirmek gerekir.
Israel ilk kurulduğunda ingilizlerin onlara verilmiş çük kadar toprak ile arap devletlerinded parayla satın alınan bir toprak parçasıydı.
Kuruluşunun 2. gününde çok sevgili filistinliler tarafından sdaldırıya uğramış ve her daim olduğu gibi bir güzel onları pataklamışlardır.
Ardından gelen 6 gün savaşında bütün komşu ve arap ülkeler israele saldırı planlarken israel saldıyı beklemeyip mısır hava sahasına bir öğlen saldırıp 6 dakikada bütün mısır hava kuvetlerini yok eder. Üst cepede hizbullah ve suriyeyle savaşını 3. günde bitirir. Golan tepelerini savaş ganimeti olarak alır. Ürdünle yaptıkları anlaşmaya göre ürdün israelin boş kalan bölgelerini bomblayacak, israelde ürdünde sivil olmayan yerleri vuracak, sözde savaşır gözükeceklerdir. Ürdün israelde sivil bölgeleri vurmaya başlayınca israel ürdüne de girip yeruşalayimin tamamını alır ve başkent ilan eder.
Mısırın ise 6. günde bir güzel elini verir. Ordu komutanı Ariel Şaron mısırı kahireye kada işgal eder, birleşmiş milletlerin yalvarması üzerine geri döner.
Yom kipur savaşında aynı puştluğu araplar bir kez daha tekrarlar. Topyekun israele saldırırlar. Savaş burada daha zordur ama israel sayısına rağmen yine komşularının eline babayı verir, sina çölüne kadarki toprakları alır, ülke yüz ölçümünü dörde katlar. Daha sonra orada sınırları koruyamayacağını düşünerek mısıra geri verir.
Bu süreç içerisinde israel kendi yaptıkları puştluklara rağmen filistinlilere su ve elektrik sağlamıştır. Filistinliler ise her gün intahar saldırıları ve de kassam roketi atma gibi eylemlerde bulunmuşlardır. Her ne kadar taraflı basınımızda israele atılan füzelerden bahsedilmese de nedense israel bir hava salıdırısı yapıp filistinde füze atılan yerleri yerlebir edince baş sayfa haberi oluyorlar.
Israel her dinin yaşadığı, dünyanın başkentidir. Intel çiplerinden tutun da microsofta kadar bir çok bilişim şirketi israeldedir. Para bu ülkeden akar. kelleye 3 bilgisayar düşer. Dünyanın en iyi teknik üniversitelerinden biri technion* de israeldedir. Yeruşalayim üniversitesi, dünyanın en iyi 80 üniversitesinde ve Einstein tarafından kurulmuştur, da israeldedir.
Şimdi sorarım kim haklı. Bu kadar gelişmiş, entellektüel, teknolojik ve saygılı bir devlet olan israel mi, yoksa israele füze salladıktan sonra sivillerin arasına kaça şerefsiz filistinliler mi? Hangi halk sırf taktik olarak çocukların arkasına saklanacak kadar alçalabilir ki? Işte medyanın insanı yönetmesi, beyin yıkaması böyle birşey. 2. dili olan girsin internete baksın, olmayan da en azından madalyonun bir de öteki yüzünün olduğunu görsün.
kutsal saydıkları cumartesi günü hiçbir iş yapılmamasını isteyen musevilik dinine tabidirler. hatta apartmanlarındaki asansörlerine cumartesi günleri düğmeye basıp iş yapmamaları için akıllı otomatik sistem kurdurturlar. ama aynı millet yine bir cumartesi günü 350 den fazla sivil masumu öldürecek ve 1500 e yakın insanı yaralıyacak bombaları, füzeleri ateşlemek için düğmeye basmaktan çekinmezler.
yani "söz konusu vahşet ve katliamsa gerisi teferruattır" onlar için.
populasyonu birbirine ne pahasına olursa olsun kenetlenmiş bir avuç insandan oluşan ve etrafını çevreleyen 250 milyonluk arap toplumunun her defasında ağzına sıçan, hiçbir şekilde vatandaşının kanını yerde koymayan gıpta edilesi devlet...
-fakir fukara araplar, sefil şerefsiz filistinliler haklı olamaz namık anlıyor musun beni.
+peki her türlü tekniğin olduğu, paranın bok gibi aktığı, kişi başına üç bilgisayar düşen israil?
-anamı siksin gıkımı çıkarmam.
bu zihniyete sahip sempatizanları vardır malesef. zihniyetinize ve parası olanı haklı gören anlayışınıza tüküreyim.
israilini bilinçaltını yorumlayan müthiş yazının başlığıdır.ali bulaç tarafından kaleme alınmıştır
-----
israil!
1,5 milyon Filistinlinin yaşadığı Gazze 18 aydır abluka altında. Hakikatte Nazilerinkini geride bırakan bir temerküz kampı söz konusu. Altyapı tahrip edilmiş, elektrik yok, ilaç ve gıda maddelerinin girişi yasak. Temiz su sıkıntısı had safhada.
Bugüne kadar işgal edilmiş topraklar dışında eylem yapmamış, israillilerden başka hiç kimsenin kılına dokunmamış olan Hamas, 6 aydır susuyordu. israil kaale bile almadı. Barack Obama'nın seçilmiş olması ve yeni yönetimin önümüzdeki dönemde Pakistan-Afganistan bölgesini öncelikli ilgi alanı ilan etmiş olması bazılarını belli belirsiz bir umuda sürüklemiş olabilir. Türkiye'nin de inisiyatif almasıyla belki bir barış olabilirdi. Türkiye, Suriye buna hazırdı. Başbakan Erdoğan haklı olarak "Bu saldırı bize karşı da bir saygısızlık" diyor.
israil'in ne yapmaya çalıştığını doğru anlamak lazım. Bilinmesi gereken ilk şey şu: israil hiçbir söz ve eyleminde samimi değil. Zahiri ile zamiri birbirini tutmuyor. Sebebi basit: israil barış istemiyor. Tuhaf gelebilir, israil'i korkutan en büyük etken, barış ihtimalinin belirmesi, barışa zorlanması. Barış demek israil'in kendi asli toprakları üzerinde yüzde 22'lik bölümde dahi Filistinlilerin varlığını tanıması; yayılma stratejilerinden vazgeçmesi demektir. Dışa yaydığı etkili propagandaya rağmen, Siyonist israillilerin bilinç altında "Halksız toprak, topraksız ulus" fikri yatar. Onlara göre Filistin toprakları üzerinde yaşayan bir halk yok, Filistinliler halk filan değil, insan bile değiller. Varlık zincirinde cansızlar, bitkiler, hayvanlar, insanlar, israiloğulları ve Tanrı var. israiloğulları Tanrı ile insanlar arasında bir halkayı teşkil ederler. Filistinliler, Vadedilmiş Topraklar üzerinde pürüz çıkaran yaratıklar hükmünde, diğer halklarla aynı varlık mertebesinde oldukları bile şüpheli.
israil, Tanrı'nın yeryüzündeki emri, arzusu ve yürüyüşüdür. (Ne kadar da Hegelyen ya da Hegel ne kadar Yahudice düşünmüş!) israil, Tanrı'yla beraber yürür. Rav Yitshak'a kulak verelim: "Tora öncelikle bir kanun kitabıdır. O zaman kitaba Roş Hadeş-Yeni Ay emrinin verilişinin anlatımıyla başlamak gerekir. Çünkü bu Yahudilerin bir millet olarak aldığı ilk emirdir. Ancak bu şekilde olmamış ve Tora öncelikle Yaratılış'ın anlatımını seçmiştir. Bunun sebebi Tanrı'nın tüm evrenin Yaratıcısı ve tek Hakimi olduğunu herkesin bilmesini sağlamaktır: (Tanrı) Halkına yaptığı işlerdeki kuvveti anlattı- onlara milletlerin topraklarını vermek için. (Teilim 111:6) Diğer milletler, Kenan Ülkesinde yaşayan yedi milletin topraklarını ele geçirecek olan Beni israil'i eşkıyalıkla suçladığı takdirde, Beni israil onlara: 'Tüm evren Tanrı'ya aittir. Evreni O yaratmıştır ve onu, kimi uygun görürse ona verir. Başlangıçta bu toprakları diğer halklara vermek nasıl O'nun isteği idiyse, şimdi onlardan alıp bize vermek de yine O'nun isteğidir' şeklinde cevap verecektir." (Tora ve Aftara, l. Kitap, Bereşit,1; 1. Yaratılış; ilk Gün, s. 3)
Bu teolojik arka plana göre dünyevi politik ve askerî strateji belirleyen bir devletten asla barış çıkmaz. Nil'den Fırat'a kadarki topraklar üzerinde milletlerin toprakları da bu şekilde ellerinden alınacaktır. Çünkü Tanrı evrenin Yaratıcısı ve tek Hakimi'dir, evren O'nundur, bu toprakları seçilmiş kavme, israiloğulları'na vermiştir. israil'in tanrısı bu! Veren de O, alan da O!
terörist ülke. insanın kanını donduran, insanlığından utandıran ülke. yaptığı aleni soykırımı bütün dünyanın gözü önünde devam ettiren ve hatta devam ettirecek ülke. nerdesiniz ey özür dileyen aydınlarımız nerdesiniz? iki çift laf ettiniz mi bebeğiyle oynarken tepesine düşen bombayla can veren dört yaşındaki kız çocuğu üstüne? bu ne iki yüzlülüktür be sözlük? nerde şu insan hakları havarisi ülkeler? yaşam hakkı en kutsal hak değil miydi? ne oldu?
kahpeligin bile şerefi oldugunu hatırlatan ülke, bu kahpeliktende öte bir ülke, bebeklerin kendilerine füze attıgını iddia eden ülke bu. ismail heniye görünce sahabe görmüşüm gibi hissediyorum, sizin sonunuzun elinde oldugu bir kaç kişiden bir tanesidir kendisi, suikast yapamıyorsunuz eskisi gibi neden, hizbullah ananızı beller diye mi?