israilin bizimle savaş yapma düşüncesinde olacağını sanmıyorum ama şöyle bir durum var.
normalde bizim israille hiç bir sorunumuz yoktu. "biz" derken; millet ve türkiye cumhuriyetin bahsediyorum.
yalnız burada "koltuk sahibi, arap sevdalısı, dinci, tarikatçı deyyuslar işi karıştırdı. tam bir menderes zihniyetiyle ülkemiz tehlikelere atılıyor.
menderes zihniyeti neydi hatırlayalım; 6-7 eylül olaylarında, siyasi gücünü kaybeden menderes hükumeti, atatürkün evinin bombalandığı gibi bir yalan haberi yayarak, ülke içindeki rum, ermeni vs müslüman olmayan ama işinde gücünde olan türklerin üzerlerine saldırtmak için iç anadoludan cahil kişileri kamyonlarla istanbula getirdi.
tıpkı bu kafa ile birlikte israil ile ticari işler yapmaya devam ederek, diğer taraftan, cahil topluma da, isarili canavarlaştırıp, şeriat kafasını enpoze ediyordu. bu şekilde geçinip gidiyorlardı ama son zamanlarda kontrolünden çıktı ve ipleri tamamen kopardılar.
israil de: "öylemi kardeşim. bundan sonra ben de senin düşmanlarınla iş birliği yaparak senin başına bela olacağım" kafasına girdiğini düşünüyorum.
yani bu olay kısaca; dinci, çıkarcı, siyasi birilerinin kendi çıkarları lehine ülkeyi durduk yere başka ülke ile kaosa sokmasıdır. türkiye en başından bu yana orta doğuya karışarak hata yaptı. o bataklıktan bu zamana kadar hiç kimse kazançlı çıkmadı.
bakın abd, rusya, iran hiç birisi oradan bir fayda sağlayamadan, zararla çıktılar.
iyi bir ülke, sınırlarını koruyan, kendi ülkesini, milletini refah içinde yaşatabilen ülkedir. git hollandayı örnek al. git isviçreyi, isveçi örnek al. arap kafasıyla bataklıktan çıkamazsın.
--spoiler--
Ocak ayına kadar biden kendi oyunlarını oynamaya devam ediyor. Ocaktan sonra trump askerleri oradan çekmezse bile oradaki faaliyeti azaltacağına eminim.
--spoiler--
Bunu yazıp duruyorsun. ABD'de başkanlar vitrindir. ABD politikalari derin ABD tarafından oluşturulur. Hiç bir başkan kafasına göre karar veremez. Yoksa sonları Kennedy gibi olur.
Ayrıca Trump bidenden çok daha israil yanlisi. ABD askerini çekse bile yerine silahlandirdigi silahlı grupları bırakır.
sonra diyorsun ki benim ekürim yok. aynı kafadasınız olm ikiz bile olabilirsiniz yazılan hiçbir şeyi ikinizde anlamıyorsunuz *
olm meclis 2011 demi toplandı 2012 de mi 2020 demi ? meclis toplanalı daha 2 ay olmadı suriyede iç savaş 13 senedir var. 13 senedir israil pusuda bekliyor suriyeye çökmek için. sizin dünya liderinin dekoderi geç alıyor herhalde sinyalleri esad gitmiş suriye bölünmüş parçalanmış meclisi anca topluyor. harbiden çok ileri görüşlü adam canım..
2025 bitmeden gerçekleşmesi muhtemel olaydır. adamlar bop a hız verdi filistini ve haması yok ettiler önce iç tehditi ortadan kaldırdılar. sonra lübnanı ve hizbullahı yok ettiler. iranı abd ile tehdit ediyorlar rahat durmazsınız abimiz abd sizi ırak gibi yapar diyorlar. şimdi suriyeyi önlerine aldılar ki bu saatten sonra suriyede meşru ve geçerli bir hükümet olmadığı için yapacakları her şeye çok rahat kılıf bulacaklar.
zalim esed zalim esed diye gezen arkadaşlara selam olsun. yıllardır anlatmaya çalıştık ama kafaları o kadar kalın ki anlayamıyorlar.. insanlar esadı sevdiğinden veya desteklediğinden yönetimde kalmalı ıraktaki gibi olaylar suriyede olmamalı demiyordu. daha 1.günden abd başladı "daeş tehditi var" diyerek suriyeyi bombalamaya. abd nin yavru köpeği israil durur mu ? "suriyede esad gitti sevindik ama şimdi örgütler bize saldıracak" diye bahane uydurup şam şehrini bombalamaya başladı. suriyenin ne kadar mühimmat deposu varsa ne kadar silah üretim tesisi varsa vuruyorlar. amaç işgal başladığında karşılarına çıkması muhtemel suriye ordusunun elini kolunu bağlamak.
adamlar hala "böl parçala yönet" nedir bilmiyorlar yahu. aynı gezegende yaşıyoruz aynı ülkede yaşıyoruz aynı internete erişimimiz var hemen hemen hepimizde 2 şer göz 2 şer kulak var ve aynı hacme sahip beyinler taşıyoruz. ama bu arkadaşlar bu nimetleri kullanmayı reddediyorlar.. hala reisleri çıkıyor cehape cehape diye geziyor. ya cehape yerin dibine batsın birader sen gün be gün yaklaşan israil tehdidi için ne yapacaksın onu anlat bize. uluslararası adım atıyor musun onu söyle. kabine toplantısından çıkıyor "esadçı cehape yenildi" diyor.. dün konsoloslar toplantısında çıkıyor "suriyelileri istemeyen cehape rezil oldu" diyor. biz adama/adamlara israil geliyor abd sınır komşumuz olacak diyoruz adam hala cehapeye laf sokma derdinde.
Gelinir, savaşılır, ben en genç adam diilim, silah attım, attıımı vurdum, iyiydim ben askerde, sordular bana, kal burda, diye, dedim, benim almanya' da kız arkadaşım var, kurulu olma şansı çok yüksek bir düzenim var (olmadı o !!) ama altan albay vardı, türk ordusunun senin gibi zeki kişilere ihtiyacı var, demişti, çok üstün bi adamdı, kibarca reddetmiştim - belki büyük yanlış yapmıştım !!
Kendi reklamımı bu kadar yaptıktan sonra, konuya giriim, ben iyi heriflerden biriydim askerde, ama benden de çok daha iyiler vardı. O zaman Türkiye ' nin tek bana ihtiyacı olmaz, ne deli cengaverler var, diye düşünüyordum.
Bugün, var ya, bu kadar fetöcü komutandan, bisürü algı yönetiminden sonra, açıkçası o zamanki düşüncelerimi sorguluyorum.
Arkadaşlar, ne mutlu türküm diyene, basit bir söz diildir !! Ömrü cephelerde geçmiş bir komutanın sözüdür...
Ben yanımda savaşan adama güvenebiliyor muyum?!...ben ileriye bi hamle yaptığımda o beni korur mu? Gebersin ipine der mi, demez mi?!... Konu odur. Ne mutlu türküm diyene, tam da orasıdır !!
"Kendine inanmışlık" sallantıya girmiycek!! Konu odur!!
Konu ya odur, ya da herkes ölür!! Bu kadar basittir askerlikte herşey !! (askerlikten dönmüş sözlük yazarı bu herif doğru söylüyor, diyecektir!!)
Türk ordusu, özeldir !! Operasyonda ölümden korkan adam görmezsin!! Ölüncekse ölünür, n' apalım nasılsa ölcez, iki kişinin hayatını kurtarırken ölmek mi daha güzeldir, yoksa yatalak yatalak yaşlı bir herif olarak yatakta altına sıçarken ölmek mi?...
Türk askeri böyle düşünür!!
Eğer bu düşünce hala oralarda biyerlerdeyse, hiç korkmıycaksın !! O vakit israil misrail türk ordusu için leblebi fıstıktır, yamulturlar, içinden geçerler o israil'in...
Ben, o zamanki kadar hızlı koşamam belki, ama biraz çalışiim, silahla olan olayımı gene kotarırım ben...
Yeter ki Ordu'da " ne mutlu türküm diyene" diyen adamlar olsun!!
Yoksa olur, kimler kimlerle karşı karşıya gelir, sinirlerine hakim olamayan bi askerin tek bir tetik düşürmesine bakar, gacırt diye bi ülkeyle savaşta bulursun kendini... olur, olmuştur, hep olacaktır...bu israil olur, rusya olur, amerika olur, çin olur...olur yani...
Konu, sen içinde bi yerlerde " ne mutlu türküm diyene" diyen herifi bulabiliyor musun?!...
işin önü de sonu da, odur!! Gerisini ziktir ediceksin !!
yuvarlak hesapla 1960'lı yıllarda Kıbrıs'ta bir savaşa gireceğimiz kesinleşti.
1964 yılında savaş uçağımız düşürüldü ve pilotumuz işkencelerle öldürüldü. buna cevap verecek gücümüz o an yoktu.
yeni bir savaş konsepti çıkmıştı karşımıza.
denizaşırı amfibi bir hareket konsepti silahlı kuvvetlerin saldırı tanımına projelendirilip uygulanmamıştı ki savunma aşamasında çanakkale savaşında tecrübe edinmiş olsak da saldırı-amfibi hareket konsepti kıbrıs'a kadar bir gereklilik olarak ortaya çıkmamıştı.
kıbrıs'a çıkmamız, amfibi bir hareket yapmamız için 10 yıl beklemek zorunda kaldık. 1970'li yıllara kadar askeri eğitim, birliklerin dizayn edilmesi, lojistik destek, askeri ekipman techizat araç sağlanmasıyla uygun pozisyonların oluşması sürdü.
artık yeni savaş konseptleri ve doktrinleri geçerli.
rusya ukrayna savaşında bunu görüyoruz. klasik askeri - savaş doktrinlerinde operasyonda olan birliklerinizi, asker ve tank zırhlı araçlarınızı korumak için hava hâkimiyeti kurmanız gerekir, aynı zamanda hava hakimiyeti ve kontrolü düşmanın savunma sistemini gücünü kırar şartı geçerli olsaydı rusya'nın tartışmasız hava hakimiyetiyle ukrayna'da bu kadar kayıp vermemesi gerekirdi.
şu an rusya operasyonel olarak elinde olan ve kullandığı zırhlı birliklerinin tanklarının yarısını kaybetti. eski ve depolara koyduğu yedek zırhlı araç ve tankları modernize ederek depolardan çıkararak savaşa sokuyor. rusya'nın 1 ayda ürettiği tank sayısı ukrayna savaşında 1 ayda kaybettiği tank sayısını karşılamıyor.
sadece iyi eğitimli 70 bin olsa yine iyi, güvenlik uzmanları Suriye'de 300 bin silahlı kişi olduğunu ve bunun 220 bininin ise değişik guruplara ait olduğunu söylüyorlar. en azından sadece YPG ye ait 100 bin peşmerge var ve tam teçhizatlı. bunları ABD peyderpey binlerce tır dolusu askeri malzeme hafif ve ağır silahlarla donattı. arkalarında ise ABD ve israil'in açık desteği var. en iyi ihtimalle savaşmaya kalksak 200 bin silahlı militan var olacak karşımızda. ordu asgari 200 bin kişi. bir orduyla savaşacağız yani. eğer bunlarla savaşmayı göze alabiliyorsanız Suriye'de bulunmanızın bir gerekçesi var demektir. yok eğer değilse işiniz zor. her halükarda Türkiye ABD ve israil'le karsı karşıya gelmeden önce uğraşacak baya meselesi var demektir. veyahutta en iyi ihtimalle arkasında ABD ve israil olan YPG tarafından Suriye'de kurulacak bir kürd federe devletiyle komşu olacaksınız. yapacak bir şey yok hayırlı uğurlu olsun. evet..
artık eski usul klasik cephe savaşı yapılmıyor.
ortalama telaffuz edilen ırak ve suriye'de 70.000 kişiye verilen savaş eğitimi cephe savaşı, klasik ordu eğitimi mi, ne bileyim bizde de olan ve tüm dünya ordularında verilen eski adı meskun mahalde taarruz olan kent-şehir savaşları eğitimi mi sanılıyor?
ırak ve suriye'de silahlı gruplara bu eğitimlerden daha ileri seviyede eğitimler verildi. sadece eğitimler de değil, özel harp tekniklerinde kullanılacak silah, cephane ve dijital-elektronik kontrollü saldırı ve savunma ekipmanları da verildi.
şu halimizle suriye'ye dalmak bize felaket getirir ki bakınız rusya'nın ukrayna'da düştüğü durum.
ne dediniz, insansız hava araçlarınız, dronlarınız, uçaklarınız, roket füzeleriniz mi var? var da bunlar düzenli ordu birliklerine karşı, cephe savaşı veren, bir bölgeyi savunan o bölgede ilerleyen ordu birliklerine karşı bu silahlar tam manasıyla işlevseldir.
geldiğimiz teknolojik seviyeler ve kullanılan silahlara bakarak, devamlı hareket halinde olan hafif donanımlı ve gayri nizami harp tekniklerini kullanan bir güçle savaştığınızda düzenli ordunuzun elinizde olan tank zırhlı araçlar helikopter nakil araçları vs birer tabut olmaktan öteye geçemez.
bunu biz daha önce suriye'de yaptığımız fırat kalkanı, zeytin dalı, idlib harekatı, barış pınarında ufak çaplı askeri operasyonlarda deneyimledik. asker ve tank kayıplarımız oldu.
şu an ülkenin içinde bulunduğu askeri ve siyasi durum suriye'de bir çatışmaya girmemize müsait değil. biz suriye'de sadece pkk yp ışd el kaide çakması htş vs ile değil de israil, amerika, almanya, fransa, ingiltere ile savaşacağız. tıpkı rusya'nın sadece ukrayna ile savaşmaması gibi. ukrayna'nın elinde olan saldırı savunma sistemleri (dronlar, roketler, patlayıcılar, silahlar bu sefer suriye ırak da bu eğitimi alanların elinde olacak) bizim karşımıza çıkacak.
hele ki bu mezhep ve etnik kimlik bazlı bölgede defacto devletlerin kurulmasını engelleyecek, ırak ve suriye'nin ülke bütünlüğünü sağlayacak bu bahsedilen 70.000 kişilik her kesimden silahlı terör yapılarını yok etmese de pasifize edecek bir savaşı kaldıracak ekonomik gücümüz de yok.
Kısa vadede pek yoktur. Cihatçılardan sıra Türkiye’ye gelmez merak etmeyin.
Uzun vadede ise ancak Suriye PKK’dan el birliği ile temizlendikten sonra, tüm cihatçılar bir olup israil’e dalacak da, onlara yurt dışından katılan binlerce Sünni dalacak da hepsi öldürülecek, kaybedecek israil’e karşı, ancak öyle, o da belki…
Nasıl gücümüz yok? ihalar var sihalar var. Yerli savaş jetimiz var? Yapılmıştı geçtiğimiz aylarda. Yerli tankımız var. Koskoca bir ordu. Tabii ki gücümüz var, en azından ben var diye biliyorum. Senelerdir türkiyenin askeri alanda yaptığı yatırımlar atılımlar ortada yani.
güney sınırlarınızı güvenlik altına almanız, amiyane tabirle "akşam evinizde kafanızı yastığa koyup evim yıkılacak diye deprem korkusu, hırsız irecek, yangın olacak korkunuz olmadan güven içinde uyumanız için" deyim de anlayın; israil'den önce o bölgede savaşacağınız 70.000 kişilik bir güç var.
bu 70.000 kişilik güç ile savaşmaya şu an hazır değiliz.
ayrıntılara girmiyorum ama daha doğrusu bu savaşı yapacak gücümüz yok.
Ocak ayına kadar biden kendi oyunlarını oynamaya devam ediyor. Ocaktan sonra trump askerleri oradan çekmezse bile oradaki faaliyeti azaltacağına eminim.
bugün (dün 10.12.2024) amerikan centcom komutanı general Michael erik kurilla sdg (Suriye demokratik güçleri) yi ziyaret etti ki bu örgütü biz YPG ile aynı terör listesinde gördüğümüz halde NATO müttefikimiz Amerika daeş ile mücadele eden ortağı olarak görüyor..
daeş dedikleri de üniforma değiştirmiş üç beş PKK militanı. tıpkı önce peşmerge kıyafetlerini giyen sonra kurdukları örgüt, tepeden tırnağa donatılan sayıları 100 bini bulan Suriye Kürdistan'ına esas teşkil eden YPG. al takke ver külah. ha Ali Veli selami ha selami veli Ali. aynı. bu centcom kendi başına hareket edebilecek yetkide. yani Amerika konuşmadan şunu söylüyor: YPG (PKK) ye tam destek veriyoruz..
Türkiyenin israil ile hiç bir yerde savaşa gireceği ihtimaline inanmıyorum. En azından açıktan. israil namussuz bir ülke ve her ne kadar bizim binlerce askerimiz var deseniz de 20 dakikada gelip ankaranın meydanını f35le vurup uçup gidebilecek potansiyele sahip ki bunu yapmasına gerek bile yok. En ufak bir krizde direkt pkk fırtlattırılıyor bir yerlerden ve geçtiğimiz günlerde olan tusaş saldırısı gibi taksim patlaması gibi saldırılar olmaya başlıyor. Siz meydanda savaş verme niyetiyle konuşurken onlar metropollerinizin merkezlerinde örgütlere eylem yaptırıyor.
fikri olmayan süngerlerin detaya takıldığı başlık olmuş.
bir de fikir belirt te mutlanalım. di mi?
ayrıca hakaretemiz kelimeleri durup duruken kullanmak kendi içindeki bir huzursuzluğa işarettir. ne derdi varsa artık.
bir de imla öğrenmek lazım. savaşı kazansak, barış anlaşmasını yazamayacaksın, hatay elden çıkacak amk. sene 2024 olmuş hala "hiç te" diye yazıyor ahraz.
Gün sonunda Suriye israil\'e kalmasın o zaman görürüz. Değişik durumlar var 13 yılda alınamayan yer 10 günde alındı. Rusya bıraktı Esad bıraktı iran bıraktı çok ilginç
hiç te az olmayan ihtimaldir.
adamlar güneyden baskı kuruyor. biz kuzeyden. onlar istediği yerleri bombalıyor. mso kuzeyi temizliyor.
e bu nereye kadar gidecek.
hesaplı kitaplı olmak lazım.
