israil devletinin türkiye ye savaş açması sıfırdır. ne kadar araları gerilsede savaş çıkmaz merak etmeyin. arada amerika gibi ağabeyimiz varken ve biz amerika ağabeyimize bağlıyken savaş çıkmaz.
şu an ve yakın bir gelecekte olası görünmeyen olaydır.
ülkemizdeki bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma hastalığı elbetteki her yere sıçramış durumda. en nihayetinde bir ülke bileşik kaplar gibidir çünkü. her ne kadar sözlükte yazan insanlar kendini "kültürlü,bilgili" olarak nitelendirse de bu ve bu gibi başlıklarda bunun böyle olmadığını görüyoruz.
öncelikle türkiye'nin terörle verdiği mücadele bir gayri nizami harp mücadelesidir. "3-5 bin teröristle uğraşamıyoruz, bizi duman ederler" zihniyeti bu bağlamda sakat bir zihniyettir. zira bir türkiye-israil harbi düzenli birliklerle teröristler arasında değil iki düzenli ordu arasında geçecektir bu birincisi.
ikincisi:
3-5 bin teröristin sabit olduğu ve bu 3-5 bin teröristi eritemediğimizi iddia eden zihniyet bunu ya kötü niyetinden ya da cehaletinden yapmaktadır. ikinci seçenek daha mantıklı.
1. örgüt, terörist sayısını belirlerken birçok şeyi göz önünde bulundurur. teröristlerin eğitim, giyim, beslenme, teçhizatlandırılması bu konuda ilk dikkate alınan husustur.
2. 3-5 bin şeklinde verilen rakamın bir türlü erimemesinin nedeni teröristlerin etkisiz hale getirilememesi değil, terör örgütünün etkisiz hale getirilen teröristlerin yerine yenilerini bulmasıyla alakalıdır ki bu durumun askeri boyuttan çok sosyal, kültürel, ekonomik, hukuki boyutu vardır. http://www.yg.yenicaggaze...zargoster.php?haber=15609
Prof.Dr.Ümit Özdağ'ın da yazısında görüleceği üzere terör örgütü ile mücadelede gayri nizami harbin başarı kriteri olan "4 personele 1 gerilla(pkklılar için kullanmıyorum bu tabiri)" istatistiği tersine çevrilmiştir.
4.500* kadar askerimiz şehit olurken 29.000* terörist etkisiz hale getirilmiştir. şehit polislerimiz ve şehit geçici köy korucularımızda eklenince şehit sayımız (ne yazık ki) 7.000 e yükselmektedir ancak istatiksel olarak başarının ortada olduğunu hala doğrulamaktadır.
üçüncüsü:
dünya üzerinde terörle ve gerilla hareketleriyle mücadelede kesin bir başarı sağlamak oldukça zordur. dünyanın teknolojik açıdan en donanımlı ordusu olan amerikan ordusunun özellikle de afganistan'da verdiği ciddi kayıplar ortadadır.
sonuç olarak gayri nizami mücadeleler, iki ülke arasında olmuş , olan, olacak bir askeri mücadelede pek fazla referans alınmamalıdır.
diğer nokta:
israil türk ordusu ile beraber bölgenin en önemli askeri gücüdür. hava kuvvetleri açısından da türkiye'den çok fazla olmasa da üstün bir durumdadır, bu durum, yakında tamamlanacak olan havacılık projeleri ile değişecektir. ancak aynı şeyler kara ve deniz birlikleri için geçerli değildir, türk silahlı kuvvetlerinin bu konuda üstünlüğü söz konusudur.
kısacası askeri bağlamda iki tarafın birbirine bariz bir üstünlük kurması söz konusu değildir. kaldı ki birbirlerine askeri üstünlük kurma mücadelesi de vermeyeceklerdir.
böyle bir mücadeleyi başlatan , başlatmak isteyecek son taraf da israil olacaktır, türkiye değil. çünkü israil'in bölgede türkiye'ye her zaman ihtiyacı vardır. şii tehdidine karşı silahlanan suudi arabistan ve amerika'nın da desteğiyle ordusunu fevkalade güçlendiren mısır'ın dengeler değiştiği takdirde israil için büyük bir gerçek düşman olacağı ortadadır.
türkiye için de benzer çıkarlardan söz edilebilir. toprakları içerisindeki yüksek miktardaki türk nüfustan dolayı rahatsızlık duyan iran'ın nükleer silah edinmesiyle birlikte daha da "serseri" bir politika izleyebileceği açıktır. zamanında terör örgütü pkk ile birlikte saldırıya giden/gelen ve yakalanan iran subaylarını halkımız unutsa da türk devleti unutmamıştır. aynı şekilde yine içerisindeki türk nüfus (bir tek buna da bağlamamak gerekse de bu konuda hassasiyetleri var) nedeniyle iran'ın türkiye ve azerbaycan'a (özellikle de azerbaycan'a karşı) ermenistan ile olan yakınlığı gözardı edilmemelidir.
kısacası:
iki ülkenin çıkarları birbirine zıt olduğu kadar birbirinden faydalanabilecekleri noktalar mevcuttur ve bunlar da hayati noktalardır. ne israil bir gemi için türkiye'ye savaş açar ne de türk milleti "benim için necef, çanakkale'den önemlidir" diyenlerin şovları için evlatlarını şehit vereceği bir savaşın açılmasını ister.
not: mavi marmara gemisine yapılan saldırı bir alçaklıktır, orada öldürülenler türkiye cumhuriyeti vatandaşlarıdır. yukarıda bir söyleminden bahsettiğim kişi ile kendilerini ayrı yere koyuyorum. mekanları cennet olsun.
israil hem devleti hem milleti ile güven paranoyasının yaşandığı bir yer olduğundan, ne yapacaklarını kestirmek mümkün değil. "kesinlikle dokunamazlar" deniyordu mavi marmara'yı bir defa alaşağı ettiler. her iki tarafın da bahanesi ne olursa olsun, sonuç önemlidir.
savaşta da durum benzer olacağı için, kendini tehdit altında hisseden her korkak hayvan gibi saldırmayı tercih edebilir.