sliding doors'ta * john hannah'ın canlandırdığı karakterin film boyunca tekrarladığı replikte "nobody expects the spanish inquisition" şekliyle geçen engizisyon mahkemesi (bkz: sliding doors).
bilinen engizisyon kavramına ulaşımı sağlayan bir tür köprü "görevi" üstlenmiştir. önceleri son derece yumuşak karınlı kimselerin, beraat ve aklama kararları aldıkları bir mahkemenin, farklılaşmasını sağlamışlardı.
izabella ve dönem ispanya kralı olan kocası ferdinand, onbeşinci yüzyılda otonom yapıda bir engizisyon talebini, dönem papasına sunarlar. gayeleri de, "halkı otantik gövdesine oturmaktır" tabii bu sonraları oldukça ironik oturtma seanslarına gebe olacaktır. o dönem ispanyollarına, 3 seçenek sunulur; katolik olmak, ispanyayı terketmek; yada engizisyonun bıçağına yatmak... zaten suçlama için, 2 tanığın fadesi yeterli oluyordu. mahkemenin başlaması için ise, zanlının suçunu itirafı gerekiyordu. bu da, "işkence"yi zorunlu kılıyordu. tüm bunlar devrin papasının nezareti dışındaydı.. papa'nın, göz önünde olacaklarını yanlış varsayması üzerine; yaklaşık yarım asır sonra, özellikle yahudi ve köleleri fişleyen bir engizisyon türevi bunları uygulamaya sokar. bu noktadan sonra da, enzigisyon bilinen hüviyetine kavuşuverir. her ne kadar, salt kilise baskısının pratik varyantı gibi duruyor olsa da; işkenceyi alet edinen bu kurum "devlet" ile eleledir. az veya çok oranda, pekçok devlet gizil yollardan işkenceyi meşru kılmaktadırlar zaten. bu açıdan kurum işkenceleri, kiliseden çok; devlet yararına hizmet etmiştir.
ispanyollların ülkedeki azınlıkları katolik hristiyan olmaya zorlaması, kabul etmeyen müslüman ve yahudilere katliam yapması olayıdır.
bunun sonucunda dönemin osmanlı padişahı 2.bayezid bölgedeki müslümanları kurtarmak için kemal reis'i ispanyaya göndermiştir. kemal reis'in görevi gemilerle müslümanları osmanlıya getirmektir. ancak osmanlı bölgedeki yahudilerin mağduriyetine de kayıtsız kalmadı ve onların da bir miktarını ülkesine getirdi. 40 bin kadar yahudi istanbul, izmir, selanik, gelibolu, larissa, edirne, bursa gibi şehirlere yerleştirildi.
ispanyol engizisyonu döneminde papa kedilerin kötü olduğunu ilan etmiş ve Avrupa çapında binlerce kedi yakılmıştır. Bunun daha sonra fare nüfusunun artmasında ve dolayısıyla Büyük Veba Salgını’nda bir rol oynadığı düşünülmektedir.
Din denen garip olusumun nelere yol acabileceginin guzel bir ornegi yukaridaki entry.
Hayirlisiyla biz de ortacagdan kurtulup deney ve gozleme yonelsek,. vahiy ve dogmalardan siyrilip akil yoluna gitsek cok guzel olacak ama daha zamani var maalesef, tahmini 75-100 yil arasi bir surede islam cografyasi da kendi aydinlanmasini yasayacak.
Bunun icin de dinin tahrip edilmesi gerekecek, din tahrip edilince yani editlenince 300-400 yil sonra biri ortaya cikacak ben peygamberim sizin dininiz degistirildi tek gercek benim dinim diyecek ve din denen bu olusum baska bir cografyada tekrar hayat bulacak *