ismet özel

entry962 galeri82 video26
    900.
  1. Olm kıskanıyorum bu adamı lan. Ben de boş yapıyorum. Ben de sağa sola sallıyorum. Ben de bir ordan bir burdan radikal tavır sergiliyorum. Benim niye abidik gubidik sevenlerim yok bu kadar. Benim neyim eksik. ismet özelden de daha yakışıklıyım bence. Yeter he.
    1 ...
  2. 901.
  3. Yaşayan en birikimli şair kabul edilir, 70 yaşından sonra yeni bir dil öğrenmiştir. Boş bir adam değildir.
    islamcı oluşu ile ilgilenmiyorum.
    3 ...
  4. 902.
  5. Adamın beyni elindeki kaleme hükmediyor ama diline edemiyor.

    Ulan yazarken hayran kalıyorsun konuşurken mersinli Cihangir gibi.
    Hayret birşey.
    1 ...
  6. 903.
  7. Bomboş bir adamdır.

    Hayatı boyunca Daldan dala zıplamış, eli sıcak sudan soğuk suya değmemiş, bir o kadar da çok büyük dava adamıymış gibi kibirden, egodan boğulmuş biridir. Gerçek haysiyet sahibi insanları beğenmez ama dediğim gibi kendi ödediği hiçbir bedel yoktur. Rahat zamanlarda atar tutar.

    Radikal islamcı söylemlerde bulunmasına rağmen laikçi takımından peşine taktığı çok tipte vardır bu arada. Ay fikirleriyle ilgilenmiyorum yhaa diye. Bak bu tebrik edilesi.
    2 ...
  8. 904.
  9. dünyanın en egoist adamıdır. hem de ikinciyle arasında denizler kadar mesafe olduğuna eminim. deus otiseus inancına sahipken toplumcu sosyalist bakış açısıyla yazdığı şiirlerine ve islamiyeti kabul ettikten sonraki şiirlerine bakıldığında ortak nokta ismet özel'in benidir. bütün imgeleri oradan doğar. biraz daha karmaşık bir şiire dönmesinden başka da değişen bir şey olduğunu sanmıyorum.
    partizan şiirindeki "ölürsek bir parzizan gibi ölmeliydik." dizesine karşı edip cansever "Bu şiirde partizan kelimesi yerine haziran kelimesini koysan hiçbir şey değişmez." der. gerçekten de değişmez. çünkü ismet özel'in yaptığı bütün şiirlerinde inandığı her şeyden önce "ben"ini ve yeteneğini göstermek istemesidir. "partizan" kelimesini o yıllarda sadece içinde bulunduğu toplumcu anlayışın gereğini yapmak için kullanılır.
    aynı şekilde dine döndüğünde kullandığı bazı kelimeler de yine "gereğini yapmak" içindir. bakınız "evet isyan" şiirinden:

    "
    ben karakavruk yüzümün arkasında
    kırbaçlayarak büyüttüğüm ağrıyı bırakıyorum
    bana ne çerçilerden, çerilerden, kullardan
    halksa kal’am onu kal’a kılan benim
    (...)
    Ben merd-i meydan
    yani toprağın ve kanın gürzü
    güllerin bin yıllık mezarı bendedir
    yukardan bakarım efendilerin pusatlarına
    insanların bütün sabahlarını merak ederim
    gök hırpalanmaktadır merakımdan
    ıtır kokan benim yumruklarımdır
    benim kavgamdır o, aşk diye tanınan."

    aşk da kendisi halk da kendisi. kullanılan kelime "halk" da olsa "eşref i mahlukat" da olsa -birini toplumcu anlayışın ve diğerini de islam anlayışının insanı yüceltmek için kullandığı kelimeler olarak düşünüyorum. tam bir karşılanma yok çünkü birbirinin zıttı değiller.- toplumcu anlayıştan vazgeçişle yazdığı şiirlerde de sadece "halk" kelimesinin ortadan kalktığı görülür şiirlerin bütün havası aynıdır. yerine bazen "kandil, minare, allah" ya da allah ı imgeleyen kelimeler gelir. fakat ismet özel bunları kendini yüceltmek için kullanmayı bilmiştir, "amentü" şiirinden:

    "Hayat
    dört şeyle kaimdir, derdi babam
    su ve ateş ve toprak.
    Ve rüzgâr.
    ona kendimi sonradan ben ekledim
    pişirilmiş çamurun zifiri korkusunu
    ham yüreğin pütürlerini geçtim
    gövdemi alemlere zerkederek
    varoldum kayrasıyla Varedenin
    eşref-i mahlûkat
    nedir bildim."

    ya da "karlı bir gece vakti bir dostu uyandırmak" şiirinden:

    "benim adım insanların hizasına yazılmıştır
    her gün yepyeni rüyalarla ödenebilen bir ceza bu
    keşke yağmuru çağıracak kadar güzel olmasaydım
    ölüm ve acılar çatsaydı beni
    düşüncem yapma çiçekler kadar gösterişli ve parlak
    sözlerim ihanete varacak doğrulukta olsaydı."

    dizelerinde de halka ya da toplumcu anlayışa dair bir şey göremesek de temanın şairin kendi benliği etrafında şekillendiği bellidir. bu yüzdendir ki şairin"partizan" ya da "haziran" demesi edip cansever in dediği gibi şiir severler için birdir. hiçbir fark yoktur.
    ismet özel'in hayatının ve şiirinin iki dönemi var gibi düşünülüyor ancak yetmişlerin başında islam inancına dönmesindan sonra yazdığı şiirlerde uzun yıllar gelgitler görülüyor "akdeniz'in mora çalan mavisi"ni yazdıktan sonra "amentü"ye geçişi gibi...
    tabii ki bu edebiyat tarihçisi için karışıklık gibi görünse de şiir sanatı açısından bir fark yoktur. bu kadar konuşup sonunda övmek istemezdim fakat ismet özel şiire soktuğu duyulmadık kelimeler, yoğun ve özgün imgeleri ve benliğini öne çıkaran tarzıyla türk şiirinin önemli bir yeteneğidir. herhalde sağ ve sol görüşü kendisini "itici" bulmak konusunda birleştirebilir. o kadar da itici biri.
    birlikte yola çıktığı yarı yolda bırakılan arkadaşı "ataol behramoğlu" onun sürekli bir "yeni adam" ve "başka biri" olma arzusunda olduğunu söyler ve:
    "ilk şiirlerinde bütün isyancı tonuna karşın, henüz yeterince toplumcu olamayacak kadar ergenlik boğuntularıyla doluydu. Bugün de onun yeterince dindar olamayacak kadar aynı boğuntuların etkisi altında olduğu ve üstelik (gerek Evet, isyan’ın gerek
    son kitabın birçok şiirinin açıkça kanıtladığı üzere) kişiliğinde toplumcu bir
    dünya görüşünün derinliğine izler bıraktığı kanısındayım” der.
    behramoğlu bunları yetmişlerde söylediyse de ismet özel şiirinde günümüze kadar değişen çok fazla bir şey olmadığını söylemek mümkün.

    yine de güzel mi bakınız oldukça güzel:
    içimden şu zalim şüpheyi kaldır ya sen gel ya beni oraya aldır

    Ağzının bir kıvrımından cesaret bularak
    ter yürekte susayışlar yaratan yağmurlara açıldım
    kalmışsa tomurcuklar önünde sendeleyen çocuklar
    kalmışsa bir kaç ısrar ölümle yarışacak
    onların yardımıyla dünyamıza acıdım.

    Dünya. Çıplak omuzlar üzerinde duran.
    Herkes alışkın dölyatağı bersalarla ağulanmış bir dünyaya
    Benimse dar
    çünkü dargın havsalamın
    gücü yok bazı şeyleri taşımaya.
    Önce kalbim lanete çarpa çarpa gümrah
    sonra kalbim gümrah ırmakları tanımaktan kaygulu
    sakın Styks sularının heyulası sanmayın
    er gövdesinde dolaşan bulutun simyası bu,
    biraz üzgün ve Ömer öfkesinde biraz
    öyle hisab katındayım ki katlim savcılardan sorulmaz
    ne kireç badanalı evlerde doğmuş olmak
    ne ellerin hırsla yaban tutuşu
    ne fabrikalarda biteviye üretilmekte olan kahır
    dev iştihasıyla bende kabaran aşkı
    yetmez karşılamaya.
    insanlar
    hangi dünyaya kulak kesilmişse öbürüne sağır
    o ferah ve delişmen birçok alınlarda
    betondan tanrılara kulluğun zırhı vardır
    çelik teller ve baruttan çatılınca iskeletim
    şakaklarıma dayanınca güneş
    can çekişen bir sansar edasıyla
    uğultudan farkedilmez olunca konuştuğum
    kadınların sahiden doğurduğuna
    toprağın da sürüldüğüne inanmıyorum
    nicedir kavrayamam haller içinde halim
    demiri bir hecenin sıcağında eriyor iken gördüm
    bir somunu bölünce silkinen gökyüzünü
    su içtiğim tas bana merhaba dedi, duydum
    duydum yağmurların gövdemden ağdığını.

    Sen ol küçük bir kıvrımdan, bir heceden
    aşk için bir vaha değil aşka otağ yaratan
    sen ol zihnimde yüzen dağınık şarkıları
    bir harfin başlattığı yangın ile söndür
    beni bir ses sahibi kıl, kefarete hazırım
    öyle mahzun
    ki hüzün ciltlerinde adına rastlanmasın.
    4 ...
  10. 905.
  11. 906.
  12. 907.
  13. isme özel
    ismet sözel
    ismet kamusal
    ismet mülkiyet hakkı. Evet.
    1 ...
  14. 908.
  15. 909.
  16. böylesine vurucu, kreatif tümceler karalayabilen bir beynin, adına islam dedikleri; cehaleti, acıyı, açlığı, katliamları 21. yüzyıl sahnesine taşıyan kapkaranlık bir arap mitolojisini övdüğünü görmekten hicap duydum. utancımın yerini saniyeler sonra öfke aldı, monitöre tükürmek istedim.

    o utanc verici hezeyanlarını mikrofona sıçarken; stüdyoyu basmak, göğsündeki mikrofonu söküp önündeki çay bardağının içine atmak, kendisini omuzlarından tutarak sarsmak istedim. yapamadım. bu yüzden şuan okudugun entryi yazıyorum.
    3 ...
  17. 911.
  18. 912.
  19. 913.
  20. (bkz: kız ismet)

    iran islam Cumhuriyeti'nin milli marşını günde 100 kere dinleme cezası verilmelidir.

    iran islam Cumhuriyeti'nin milli marşı bile senfonik iken Türk'ün güzeller güzeli marşını Arap türküsüne çevirmiştir.

    Ah bu memlekette kahraman yokki.
    0 ...
  21. 914.
  22. şeriatçı olması büyük şair olmasını değiştirmez. en azından diğer büyük şairler gibi erkek orospusu değildir.

    Yıkılma Sakın

    Sana durlanmış kelimeler getireceğim
    pörsümüş bir dünyayı kahreden kelimeler
    kelimeler, bazısı tüyden bazısı demir
    seni çünkü dik tutacak bilirim
    kabzenin, çekicin ve divitin tutulduğu yerden parlayan şiir. Zorlu bir kış geçirdim, seninki gibi neftî
    acıktım, bitlendim, bir yerlerim sancıdı
    sökmedi ama hoyrat kuralları faşizmin
    çünkü kalbim aşktan çatlayıp yarılırdı.
    Her sabah çarpışarak çekilirdi karanlık alnacımdan
    acılar bile duymadım kof yürekler önünde
    beynim her sabah devrimcinin beyniydi
    ayaklarım donukladı gelgelelim
    sağlığın yerinde mi?
    Yaraların kabuğu kolayca kaldırılıyor
    halkın doğurgan dünyasına dalmakla
    onların güneşe çarpan sesini anlamayan
    dört duvarın, tel örgünün, meşhur yasakların sahipleri
    seyir bile edemezken içimizdeki şenliği
    yılgı yanımıza yanaşmazken
    bizi kıvıl kıvıl bekliyorken hayat
    yıkılmak elinde mi?

    Boşuna mı sokuldu bankalara petrol borularına kundak
    kurşun işçinin böğrünü boşuna mı örseledi
    varsın zındanların uğultusu vursun kulaklarımıza
    yaşamak bizimçün dokunaklı bir şarkı değil ki.
    Bu yürek gökle barışkın yaşamaya alışmış bir kere
    ve inatla çevrilmiş toprağın çılgarına
    yazık ki uzaktır kuşları, sokaklarıyla bizim olan şehir
    ama ancak laneti hırsla tırpanlayamamak koyuyor insana
    öpüşler, yatağa birden yuvarlanışlar
    sevgiyle hatırlansa bile hatta.
    Köpüren, köpürtücü bir hayatın nadasıdır kardeşim
    bütün devrimcilerin çektikleri
    biliriz dünyadaki yorgunluk habire mızraklanır
    dağlarda gürbüz bir ölümdür bizim arkadaşlarınki
    pusmuş bir şahanız şimdilik, ne kadar şahan olsak
    ama budandıkça fışkıran da bizleriz
    ölüyoruz, demek ki yaşanılacak...
    2 ...
  23. 915.
  24. 916.
  25. ''olmasa da olur'' adamlardan. marjinal konuşmak adına çok iyi saçmalayabilme kapasitesine sahip biri. net anlaşılmamak için extra çaba harcıyor olabilir.
    1 ...
  26. 917.
  27. Güzel; ama bir pürüz var.
    Güzel; ama başıma kim bilir ne belâ açar.
    -ismet özel
    0 ...
  28. 918.
  29. Güya yüksek değerler için edebiyat parçalayıp atıp tutan ama haklı bildiği şeyler için bedel ödemeye gelince ömür boyu hep ödleklik edip kaçmış altı üstü laf cambazı.

    Ben müthişim bana aykırı herkes bok zihniyetiyle yaşıyor bu dayı. Yaramaz adam.
    1 ...
  30. 919.
  31. yaşayan en büyük türk şâiridir. biz değerini zâten biliyoruz fakat ölünce adını sokaklara, yerlere verecek olanları, yaşasaydı ayakları altına alırdı.
    0 ...
  32. 920.
  33. gavura gıcıklık olsun diye müslüman olmuştur.
    0 ...
  34. 921.
  35. tanrı bu kadar saçma bir insana bu kadar güzel şiir yazma yetenegini nasil vermiş gerçekten hayret verici bir durum. başlı başına ibretlik bir hikaye. fikirsel olarak bu kadar boş bir adam daha yoktur yeryüzünde.

    kötü hatip, iyi şair.
    1 ...
  36. 922.
  37. ismet Özel hem boş yapması hemi de harika şiirler yazması ile ünlü düşünür,şair ve yazardır.
    Sevdiğim şiirinden, en bi sevdiğim mısraları ;

    Güzel; ama bir pürüz var.
    Güzel; ama kim bilir başıma ne belâ açar.

    - ismet özel
    1 ...
  38. 923.
  39. dindarlar tarafından çok seviliyor.
    0 ...
  40. 924.
  41. sanatçılar hele ki idealist geçinenler toplumsal olaylarda ve haksızlıklarda susuyorsa bir kıymeti yok benim için.

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2284655/+

    bu kitabı yazan birisinin bu devirde içeride olmasını beklerdim.

    "Henry David Thoreau, Abd'nin Meksika'ya karşı yürüttüğü emperyalist savaş sırasında konan nüfus başına 1 dolarlık vergiyi; "ödediği dolar bir adam öldürmek üzere, başka bir adam veya tüfek satın almaya yaramasın" gerekçesiyle vermeyi reddedince bir gece hapis yattı.

    Kendisinden on dört yaş büyük olan ve bir çok özgürlükçü düşünceyi kendisiyle paylaşan Raplh Waldo Emerson, telaşla arkadaşını görmek üzere onun hücresine girdiğinde aralarında şöyle bir konuşmanın cereyan ettiği anlatılır:

    "- Henry, sen neden buradasın?"
    "- Waldo, sen neden burada değilsin?"
    2 ...
  42. 925.
  43. Karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında.
    Aşklarım, inançlarım işgal altındadır
    tabutumun üstünde zar atıyorlar
    cebimdeki adreslerden umut kalmamıştır
    toprağa sokulduğum zaman çapa vuran adamlar
    denize yaklaşınca kumlar ve çakıl taşları
    geçmiş günlerimi aşağılamaktadır.Karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında.
    Ve rüzgar buruşturuyor polis raporlarını
    kadınlar fazlasıyla günaha giriyorlar
    bazı solgun gömleklerin çözük düğmelerinden
    çelik tırpan gibi silkiniyor çocuklar
    denizin satırları arasında.
    Gece arsızca kükrüyor paslı beyninde şehrin
    küfre yaklaştıkça inancım artıyor.Karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında
    öyle yoruldum ki yoruldum dünyayı tanımaktan
    saçlarım çok yoruldu gençlik uykularımda
    acılar çekebilecek yaşa geldiğim zaman
    acıyla uğraşacak yerlerimi yok ettim.
    Ve şimdi birçok sayfasını atlayarak bitirdiğim kitabın
    başından başlayabilirim.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük