"moderatörlüğümü nasıl beğendiniz?" nasıl bir soru aq? beğendiklerini kafasında oturtmuş nasıl beğendiğini mi soruyor anlamadım. iyi mi beğendiler biraz mı beğendiler yoksa kötü mü beğendiler, vay anasını sayın seyirciler!
bir formattır tutturdu gitti. söz aralarında sorulması gereken o kadar çok soru vardı ki... resmen konuklar zor durumda kalmasın diye üstlerine gitmedi.
ben buna tarafsızlık değil çekingenlik derim. kamuoyundan tepki almamak için de böyle davranmış olabilir.
Daha oturuma başlarken binali ye aday ekrem e başkan dedi.
Sık sık binali nin sözünü kesti.
Hele ekrem in bi vaadine bravo dedi ya la.
Bana göre taraflı olduğunun en büyük kanıtı binaliye sorduğu “her girdiğiniz seçimi kaybettiniz 23 haziranda kaybederseniz kabul edecek misiniz?” Sorusu.
bomboş bir gazeteci. Münazara nasıl yönetilmez diye ünilerde ders olarak okutulur ileride. Ne bir hazırlık, ne bir soruları kategorize etmek. Adam kendini 3 dakikaya kitlemiş, başka bir derdi yok. Otur, sıfır.
Kendisinin Akşam gazetesinde Ankara Temsilcisi olarak görev yaptığı zamanları hatırlıyorum. Sağ liberal bir anlayıştan gelen Küçükkaya'nın dün eksikleri vardı moderatörlük konusunda. FETÖ sorusunu imamoğlu'na sorduğu gibi sormadı Binli Yıldırım'a mesela. Çekinmiş olabilir. Ama ne olursa olsun tarihi bir anın sahnesinde başrolde yer aldı. Ama iyi ama kötü hakkını vermeye çalıştı bir gazeteci olarak. Sorularını yerinde ve ayarında buldum, hepimizin merak ettiği soruları sordu nihayetinde. Daha ateşli daha saldırgan bir tartışma bekleyenler 1995 senesinde 32.gün'de moderatör Mehmet Ali Birand'ın programında Doğu Perinçek ve Ertuğrul Kürkçü'nün birbirlerine nasıl girdiğini izlesin. Türkiye buna hazır değil gençler
Bence gayet tarafsız ve basarili sunmuştur. Karşılıklı konuşma fırsatı verseydi o iş çığırından çıkardı tartışmaya dönerdi. Kaçkere binali yıldırım araya girmiştir. Bu kadar olur. Sonuna kadar izlemedim.vakiflar sorusunda imamoglu puan topladı. Vali sorusunda yıldırım puan topladı. Sayıştay raporunu imamoglu burada diye çıkarıp saymaya başlaması da iyiydi. Feto sorusunda imamogluna siz hiç yurtlarına gittiniz mi, pensilvanysya gittiniz mi vs. O da iyiydi. Genel itibarıyla binali yıldırım kem küm etmiştir. Sonuç olarak hakkı olan kazansın
Siyaset ve medyanın kirine pisine alışmış insan mız, tertemiz pırıl pırıl düzeyli kavgasız it dalaşı olmayan bir programı yavan bulmuştur..bu adam gayet seviyeli kaliteli bir program yönetmiştir..izleyen herkes katılımcıların ne dediğini anladı..eğer bişey anlattilarsa..süre de yeterliydi..
Bakınız: ismail Küçükkaya'ya bir yorum da Hürriyet yazarı Ahmet Hakan'dan geldi. Hakan, Küçükkaya'ya "Herkes kendini kurtaracak, olan sana olacak" dedi. 11 Haziran 2019.
Kendisini itici bulanlardanım ancak o gün yiğidi öldür hakkını yeme; hakkaniyetli ve tarafsız davrandığına inanmaktayım. Ancak çok kaliteli bir program değildi elbette; ki şu siyasi şartlarda zaten aksini gerçekleştirebilmek mümkün değil.
Ancak kendisi bana antipatik geliyor, fatih portakaldaki dobra ve sözünü çekinmeden söyleyen duruşun yarısı kendisinde mevcut değil.
Sürekli herkese sempatik gözükmek için kendini kasar gibi bir hali ve biraz da bön suratıyla pek ısınamıyorum yani..
soruları önceden ekreme vermesiyle seçimin kaderini değiştiren belkide chp nin kaybetmesine vesile olacak teneke gasteci. sizin gibi cahiller olmasa akp nasıl iktidar olacak aq evet..
mesele ile ilgili şöyle de bir iddia var, muhalif cepheden:
küçükkaya, teklifi kabul ettikten sonra ilkin yıldırım'ı arayarak programdan önce yüzyüze görüşme konusunda randevu alıyor, zaman mekan belirlenmesini talep ediyor ve yıldırım da küçükkaya'ya yoğun programından dolayı önce imamoğlu ile görüşmesini, daha sonra da kendisiyle gorüşebileceklerini söylüyor, küçükkaya da kabul ediyor.
sonrasında küçükkaya, imamoğlu'nu arayarak iki adayla da yüzyüze bir öngörüşme yapılmasına karar verildiğini söylüyor ve de yıldırım'ın önce chp adayı ile görüşüldükten sonra kendisiyle görüşebilecekleri şeklindeki söylemini ekliyor!
imamoğlu da buna karşın;
tamam, madem her iki adayla da başbaşa bir görüşme yapılacak, yalnızca bana özgü bir iltimas olmayacak, o hâlde programım uydugunda yer ve saat belirlensin, görüşelim ama yine söylüyorum; binali bey ile de görüşecekseniz olur, yoksa ben de bu ise kalkışmam!
diyor ve the marmara'da görüşüyorlar.
küçükkaya, imamoğlu ile görüştükten sonra yıldırım'a ulaşıyor ve ;
ekrem bey ile görüştük, sizinle nerede ne zaman buluşalım
deyince yıldırım cephesinden;
yüzyüze görüşmeye gerek yok, programımız da oldukça yoğun zaten, şartlar ve moderasyon prensipleri ne ise kabulümüzdür..
şeklinde bir yanıt geliyor...
sonrasında olan biteni kamuoyu biliyor zaten, iddiaya göre küçükkaya, kopan yaygarayla fena kumpasa gelmiş..
yayından sonra kamuoyu'na pompalanan yargıya göre de yıldırım'la görüşmekten kaçınan küçükkaya; imamoğlu'na soruları önceden vererek bir nev'i kiyak geçmiş, taraf olmuş..