insanın cehaletinden gelen korkularını gömüp, insanlığın en güzel mabedini inşaa eden dinimize de tüm korkuların üzerine aydınlık iman kaleleri inşaa etmek yaraşır.
cennet müjdesini görmezden gelerek karamsarlık ve boşlanmışlık hissinin had safhada olduğunu düşündüğüm kişi söylemidir. muhtemel duygudurum bozukluğu için;
kendine daha makul tanrı seçmek isteyen modern aklın hezeyanıdır.. kalıbımı basarım ki başlıkdaki sitemin sahibi kadındır..
marketten kozmetik ürün seçer gibi tanrı tasavvur edip, kendini sahte mutluluklarla ve metafizik anlamda hiç bir faydası olmaksınızın sevimli ama gerçek dışı bir dünyada kandırmak, ancak modern zamanlarda görülecek bir çarpıklıktır...
çarpıklıktır, zira tanrısını seçmek; acizlik içinde yaratılmış insanın yaratılış amacına-varoluşuna terstir.. çünkü insan tanrısını seçmek için değil, yüceliğini tanıyıp kabul etmek ve kabul edince de tapmış olabilmek için yaratılmıştır islam akaidine göre..
müslüman havf (korku) ve reca(ümit) içinde olan kişidir. sadece korkuya dayalı bir din değildir. müşteşrikler,batılı islam araştırmacıları, tarafından ileri sürülen bir önermedir. islamiyet kendi contex'i içinde anlaşılmalıdır.
En coşkun aşkla bağlı olduğumuz Yüceler Yücesi, bizi sevgisinden sevgisiyle yarattı. Sayısız nimetler verdi. Yarattığı her şey bizim için, bizler de büyük ve derin bir muhabbetle Onun içiniz. Öyleyse sevginin yaratıcısı olan Allahtan korkulur mu? Elbette korkulmaz Allahtan. Hastalıklardan, hırsızdan, hayırsızdan korkar gibi korkulur mu, Yüceler Yücesi Yaratıcımızdan? Allah korkusu, Ona layık kul olamamak korkusudur. Verdiği nimetlerin şükrünü ödeyememek korkusudur. Bu korku en derin saygımızda kusur etmek korkusudur. Ne yaparsak yapalım, Onun sevgisine karşılık verememek korkusudur. Bu korku, tatlı bir heyecan taşır içinde. Ulvî ve kutsal olan bir başka korkudur Allah korkusu. Mevlânâya göre Allah korkusu, imanlı bir kalbin ziyneti ve süsüdür. O korkudan mahrum olan gönüller, haraptır ve şehvet yuvasıdır.
islam fıtrat dinidir. şamar atan zalime diğer suratını dönmez zalimin o pis suratına okkalı bir şamar atar, atamazsa zulmünü haykırır bunuda yapamıyorsa kalbinden buğz eder. işte fıtri olan budur. islam zulmü tepeleme dinidir. korkuda vardır,sevinçte ama cıvıklık yoktur,hedonizm yoktur. şahsiyet vardır,kimlik vardır..
allah sevgisini, islam dinin esasını anlayamayan yüzeysel insan söylemi.
nitekim allah korkusu, allah sevgisi hepsi bir arada olan bir histir. bu gerçek sevgi üzerine kuruludur, korku değil.
dinin (sözde) amacı tanrıyı sevmektir ve ona olan sevgiyi ve minnettarlığı göstermektir * fakat tanrıdan korktuğun için tanrıyı sevmenin mantıklı olduğunu düşünmediğim için yürekten katıldığım önermedir.herşey korku üzerine kuruluyken nasıl bir sevgi beklenir , biri seni onu yapma çarpılırsın ,bunu yapma şöyle olur, bunu yapmak zorundasın yapmazsan seni cezalandırırım gibi şeylerle kısıtlarsa , sana her önüne çıkan şeyde gücünü anlatıp korkuyla kendine bağlamaya çalışırsa o şeyi nasıl sevebilirsin? zaten çoğu insan sevdiğinden değil korkusundan sorgulamaz dinini ,peki nereye kadar.. ya tanrıyı gerçekten sevebilmek istiyorsan? işte o zaman din ortadan kalkar, çünkü din sevgiyle değil korkuyla kendine bağlar. ve genel olarak ibadet edenler ibadetlerini tanrıya olan sevgilerinden değil korkularından yapıyordur , oysa dine inanmayan biri sadece "iyi bir insan" olabilmek için çabalar ve tanrıya olan ibadetleri "iyi bir insan olmak"tır.